Market ve pazardaki fiyatların sürekli arttığı bir dönemde, asgari ücret artışıyla ilgili ilk toplantı geçtiğimiz Pazartesi günü gerçekleşti. Ancak, memur ve emekliler, ücretlerine yapılacak artış için yılbaşını beklemekte.

Ekonomik krizin etkisiyle düşen alım güçleri, vatandaşları asgari ücret ve memur maaşlarındaki artışlara daha fazla odaklanmaya yönlendiriyor. Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici, açlık sınırının 14 bin 25 TL'ye, yoksulluk sınırının ise 45 bin 686 TL'ye yükseldiğini hatırlatarak, TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçek piyasa fiyatlarıyla uyuşmadığını vurguladı.

Öğretici, TÜİK rakamları üzerinden yapılacak zammın kabul edilemez olduğunu belirtti. Çünkü, gerçek hayatta karşılaşılan çarşı, pazar, market ve kira fiyatlarının resmi rakamlarla örtüşmediğini dile getirdi.

Ülkemizdeki ekonomik belirsizlik ve enflasyonun etkisiyle, asgari ücret ve memur maaşlarındaki artışlar gündemdeki yerini koruyor. Vatandaşlar, ekonomik krizden kaynaklanan zorlukların aşılması için yapılacak zam beklentisi içinde.

“GEÇEN SENE DAHA FAZLA ÜRÜN ALIYORSA ARTIŞIN BİR ÖNEMİ YOKTUR”

Asgari ücret görüşmelerinin başladığını, Ocak ayında da memur ve emeklilere yapılacak artışlara dikkat çeken Öğretici, artışların sadece yüzdelik oranlar üzerinden konuşulacağını belirterek, “Asıl önemli olan yüzdelik yapılacak artışlar değil, sabit gelirlilerin alım gücünün nasıl korunacağıdır. İsterseniz yüzde 100 artış yapın, sabit gelirli geçen seneki ücreti ile daha fazla peynir, zeytin, benzin, şeker gibi ürünlerini alıyorsa yapılan artışın bir önemi yoktur” ifadelerini kullandı.