“Taşeron hemşire olduğum için daha fazla mücadele vermek zorundayım”

Aile Sağlığı Merkezi’nde üç sene boyunca mobbinge maruz kaldığını belirten Ahmet, müdahale odasında hemşire olarak çalıştığını ancak Aile Sağlığı Merkezi’ndeki doktorların şahsi işlerini yapmadığı için istifaya zorlandığını söyledi. Yaşadığı süreci Medyascope’a anlatan hemşire Ahmet, şunları söyledi: 

“Üç sene müdahale odasında çalıştım. Görev tanımım enjeksiyon, pansuman ve dikiş çıkarmaktı. Koronavirüs salgınından önce sabah sekiz akşam beş çalışıyorduk ancak salgın nedeniyle çalışma saatlerimiz sabah dokuz, akşam dört olarak değişti. Ben taşeron çalışan olduğum için haftada beş gün geliyordum. Kadrolu hemşireler ise koronavirüs riski nedeniyle haftada iki gün geliyordu. Normalde salgınla birlikte benim çalışma saatlerimde bir değişiklik olmayacaktı ancak ben durumdan rahatsız olduğumu yönetime bildirince çalışma saatlerimde değişiklik yapıldı. Yani taşeron çalışan olduğum için daha fazla mücadele vermem gerekiyordu.” 

“Doktorların şahsi işlerini yapmadığım için iş akdime son verilecekti”

Askere gidip geldikten sonra iş akdine son verileceğine dair bilgilerin kendisine geldiğini belirten Ahmet, “Bunun nedeni ise görev tanımı dışına çıkmamamdı. Çalıştığım yerdeki personeller kadrolu olmadığım için mobbing yapıyordu ve görev tanımımda olmayan işleri yapmamı istiyorlardı. Kendi işlerini bana yaptırmak istiyorlardı, amiyane tabirle ‘ayakçılık’ yapmamı istiyorlardı” diye konuştu. 

“Asgari ücrete yapılan zam maaşıma yansıtılmadı”

Taşeron hemşire olarak çok düşük maaş aldığını aktaran Ahmet, “Sağlık merkezlerine gider parası gönderilir, bu paradan da benim maaşım ödeniyor. Taşeron çalışan olarak asgari ücret alıyordum ancak asgari ücrete yapılan zam oranı maaşıma yansıtılmıyordu” dedi. 

Aile Sağlığı Merkezi’ne gönderilen döner sermayenin üçte birinin sağlık merkezi için kullanıldığını da vurgulayan Ahmet, “Geri kalan para ise doktorların ortak hesabına yatırılıyor ve oradan kura göre Dolar veya Euro’ya çevriliyordu. Daha sonra ise bu para doktorlar arasında bölüşülüyordu” diye konuştu.

*Güvenlik endişeleri nedeniyle hemşirenin gerçek adına haberde yer verilmedi.