Asistan hekimlerin görev yaptığı üniversitelerin rektörleri, hijyensiz koşullarda ve riskli binalarda çalışmak zorunda bıraktıkları asistan hekimlerin farklı illere geçiş hakkına engel getiriyor.

Hekimler, Fahrettin Koca’ya mağduriyetleri ile ilgili attıkları maillere cevap alamazken uğradıkları hak ihlallerini sosyal meden dile getirmeye devam ediyorlar.

Üniversite hastanelerinde hekim açığı olduğunu dile getiren asistan hekimler, rektörlerin bu açığı farklı illerdeki asistan hekimleri “gönüllülük” adıyla başka illere göndererek çözmeye çalıştığını dile getirdi. Asistan hekimlerin henüz eğitim ve öğrenme aşamasında olduğuna dikkat çeken hekimler bulundukları illerde yetkin olmadıkları alanlarda çalıştırıldıklarını, hijyensiz ve güvensiz koşullarda yaşamak zorunda bırakıldıklarına dikkat çekti. Tıpta Uzmanlık Kurulu’nun deprem bölgesindeki hekimler için farklı illere geçiş hakkı tanıdığına işaret eden asistan hekimler, rektörlerin açık bir şekilde “Gidemezsiniz” dediğini açıkladı. Sürecin yasal takibini ortadan kaldırmak için dilekçeleri de kabul etmeyen rektörler, “Gidip dönseniz bile eğitiminizi yeterli görmeyiz” tehdidiyle öğrencileri deprem bölgesinde durmaya zorluyor.

Mobbing sebebiyle ismini gizlemek zorunda bırakılmış asistan hekimler maruz bırakıldıkları hak ihlalini anlattı:

“Bizi ucuz iş gücü olarak, işçi gibi çalıştırmak istiyorlar”

20 Şubat’taki depremden sonra Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi kullanılamaz hale geldi ve hastaların hepsi çevre illeri nakledildi. Hastanenin önüne Amerikalılar tarafından bir hastane Sahra hastanesi kuruldu ve üniversitemizin rektörü ‘Onu devralalım’ dedi. Anladığımız kadarıyla bu hizmeti bizim üzerimizden vermek istediler fakat biz uzman değiliz biz henüz öğrenciyiz. Bizi orada çalıştırmak istediler ve bu bizim eğitim süremizden sayılacak bir zaman dilimi de değil. Bizi ucuz iş gücü olarak, işçi gibi çalıştırmak istedi hastane yönetimi. Bizim orada bir eğitim almamız, nitelikli ya da niteliksiz şekilde mezun olmamız o kadar umurlarında değil ki hayret ediyorum. İleride eşi dostu çocuğu hiç mi bize denk gelmeyecek, hiçbirimize mi denk gelmeyecek? İnsan en azından bundan korkar. Normalde öğrenci eğitimden kaçar. Biz de tam tersi ‘Ne olur eğitim verin’ noktasındayız.

“Üç aylık yedi aylık asistan görevlendiriyorlar, maksat ‘Burası çalışıyor’ imajı vermek”

Farklı illerdeki üniversitelerde çalışan asistanları adına gönüllülük dedikleri zorunlu bir uygulama ile deprem bölgelerine gönderiyorlar. Üç aylık yedi aylık asistan görevlendiriyorlar, maksat ‘Burası çalışıyor’ imajı vermek. Yoğun bir hasta bakma durumu da yok çünkü kentin %70’i boşalmış durumda. Yani bizim eğitimimiz için diğer sorum da bu kente hasta yok. Hastanede rapor bile yazılamıyor, kan tahlillerinin çoğu yapılamıyor, MR cihazı yok. Sonuç olarak ortada hastane yok. Yokluk koşullarında olan ve ilk yardım bazında hizmet verebilen bir çadır var.“

“Boşuna talep etmeyin kimseyi göndermeyeceğiz”

Tüm bunlar olurken Tıpta Uzmanlık Kurulu bizimle ilgili ‘Şehirler toparlanana kadar, yönetimlerin iznine bağlı olarak, altı ayda bir yıl görevlendirilebilirler’ gibi bir karar çıktı. Fakat rektörümüz (Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörü) ‘Boşuna talep etmeyin kimseyi göndermeyeceğiz’ dedi. Bunu sözlü olarak söylüyorlar bilerek. Bu işlemlerin dilekçe verilerek yapılması gerekiyor fakat yetkili kişiler bize ‘Ana bilim dalı başkanlarınıza verin onlar söyleyin onlar bize iletecek’ diyorlar.”

“‘Ben senin gibi düşük puanlı üniversitenin öğrencisini neden okula alayım ki’ diyen hoca bile var”

Asistanlık eğitimi hiyerarşik bir şey, kıdem var kıdeme göre polikliniğin değişiyor. Hiçbir hoca başka okuldan gelen birisine eğitim vermeyi kabul etmiyor çünkü şöyle düşünüyor -özellikle cerrahi bölümler için- ‘Sen zaten gideceksin ben neden seni ameliyata sokayım ki kendi öğrencimi sokarım.’ Deprem bölgesinden gelen öğrenciye ‘Ben senin gibi düşük puanlı üniversitenin öğrencisini neden okula alayım ki’ diyen hoca bile var. Şimdi yeni görevlendirmeler yapıldı çünkü hocalarımızdan listeler istenmiş. Yapılan görevlendirmelerle bizi bölüm dışı çalıştırmaya zorlama gibi bir durum başladı. Bu durumun bizim eğitimimize hiçbir katkısı olmadığı gibi hasta sağlığı açısından da riskli.“

Kaynak: Medyascope