Lubin, enflasyonu düşürmek için atılan adımların henüz yetersiz olduğunu, özellikle mali politikaların sıkılaştırılmasının elzem olduğunu vurguladı. Lubin, parasal politikada güven sağlanmasına rağmen, mali politikada aynı seviyede güvenin oluşmadığını söyledi.

Memur ve Emekliye Beklenen Zam Gelmedi: Yüzde 12’de Kaldı Memur ve Emekliye Beklenen Zam Gelmedi: Yüzde 12’de Kaldı

Lubin’in değerlendirmelerine göre, Türkiye’de faiz oranlarının artırılması ve parasal politikanın sağlamlaştırılması iyi adımlar olarak görülse de, enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için daha geniş kapsamlı mali adımların atılması gerekiyor. “Asıl hedef, enflasyon beklentilerini yönetmek ve düşürmek. Bu ise yalnızca mali politikalarla mümkün olacaktır. Daha bunu görmedik, işin zor kısmı henüz başlamadı” şeklinde konuştu.

Enflasyonla Mücadelede Mali Adımların Önemi

Lubin, Türkiye’nin ekonomik istikrar programında yeni bir aşamaya girdiğini belirtti. Faizlerin yüzde 50’ye kadar çıkarılması gibi önemli adımların atıldığını, ancak mali politikalarda henüz sıkılaşma adımlarının atılmadığını dile getirdi. Enflasyonu düşürmek için mali adımların atılmasının kaçınılmaz olduğunu belirten Lubin, aksi halde enflasyon beklentilerini kalıcı olarak düşürmenin mümkün olmadığını vurguladı. “Türkiye’nin büyüme hedefleri ve bütçe açığı arasında bir çelişki var. Büyümeyi yavaşlatmadan enflasyonla mücadele zor olacaktır” dedi.

Lubin, mali sıkılaşmanın zorlu olacağını belirterek, “Bu süreç ekonomik acıya yol açabilir. Fakat gerekli mali politikalar uygulanmazsa, enflasyon sorunu büyüyebilir” dedi. Türkiye’nin büyüme hedefleriyle enflasyonun kontrol altına alınması arasında bir denge kurması gerektiğini savunan Lubin, aksi takdirde hem piyasa hem de ekonominin güvende olmayacağını belirtti.

Mali Politikalar ve Parasal Politikaların Dengesi

Lubin, Türkiye’de Merkez Bankası’nın şu ana kadar enflasyonla mücadelede yalnız bırakıldığını, maliye politikasının da bu sürece dahil edilmesi gerektiğini ifade etti. Mali sıkılaşmanın olmaması durumunda, parasal sıkılaştırmanın tek başına yetersiz kalacağını belirtti. “Maliye politikasında daha katı tedbirler alınmalı, çünkü sadece Merkez Bankası’na yüklenmek yeterli olmayacaktır. Türkiye’nin bu zorlu süreçte her iki politikayı da etkin bir şekilde kullanması gerekiyor” dedi.

Lubin, Türkiye’nin küresel yatırımcılar açısından cazip bir ülke olduğunu, ancak yatırımcıların istikrarlı bir enflasyon politikası görmek istediklerini vurguladı. “Türkiye, makroekonomik istikrarı sağlarsa, hızlı bir şekilde yabancı yatırım çekebilir. Ancak bunun için enflasyonla mücadelenin kalıcı ve etkili olması gerekiyor” şeklinde konuştu.

Yabancı Yatırım ve Finansal İstikrar

Lubin, Türkiye’nin bölgedeki stratejik konumunun ve güçlü özel sektör yapısının, yatırımcılar açısından her zaman cazip olduğunu söyledi. Ancak, yabancı yatırımın artması için hükümetin finansal istikrarı sağlaması gerektiğine dikkat çekti. “Türkiye’nin ekonomik politikalarında güven sağlaması gerekiyor. Eğer mali ve parasal politikalar dengeli bir şekilde uygulanırsa, doğrudan yabancı yatırımlar hızla artabilir. Ancak, mevcut durumda enflasyonla mücadelenin sadece Merkez Bankası’nın omuzlarında olduğunu görmek, yabancı yatırımcılar açısından yeterli değil” dedi.

Lubin, enflasyonu düşürmenin sadece faiz artırımlarıyla mümkün olamayacağını, yapısal reformların ve mali politikaların da bu sürece dahil edilmesi gerektiğini belirtti.