İlk gün açıklanan resmi takvim, Memur-Sen dışındaki diğer konfederasyonlara haber verilmeden değiştirildi. Yeni takvimin, süreç içerisinde zam tekliflerinin müzakere edilmesine ayrılan zamanı kısıtladığı belirtilirken, sendikalardan “usulsüzlük” ve “şeffaflığa aykırı davranış” eleştirileri yükseldi.
Kamu işveren tarafının, yasal sürenin sonu olan 31 Ağustos'a kadar devam etmesi gereken toplu sözleşme görüşmelerini erkene çekerek 19 Ağustos’ta sonlandırmak istediği öğrenildi. Eğer taraflar bu tarihe kadar uzlaşma sağlayamazsa, dosya Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na taşınacak ve süreç 27 Ağustos itibariyle tamamlanmış olacak.
Zaman Daralıyor, Müzakere Alanı Kısıtlanıyor
Yeni takvime göre kamu işveren heyeti zam teklifini 15 Ağustos’ta sunacak. Bu tarihten itibaren tarafların anlaşması için yalnızca dört gün bulunuyor. Görüşme takviminin erkene alınmasıyla ilgili hiçbir resmi bilgilendirme yapılmadığı gibi, Memur-Sen haricindeki konfederasyonlar toplantılara da davet edilmedi. Özellikle Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, takvimdeki değişikliği bizzat bakanlığı arayarak öğrenmek zorunda kaldı. Bu durum, toplu sözleşme masasında eşit temsil ilkesinin ihlal edildiği yönünde eleştirilere neden oldu.
Gizli Değişiklik ve Tek Taraflı Bilgilendirme Tepki Çekti
Toplantı takviminin ilk oturumda paylaşılan halinden farklılaştığı, görüşmelere katılan bazı konfederasyonlara yeni programın bildirilmediği ortaya çıktı. Örneğin 6 Ağustos'taki oturumda, kamu görevlilerinin geneline ilişkin tekliflerin ön müzakeresi yapılırken yalnızca Memur-Sen masadaydı. Genele ilişkin kararların alınacağı böyle bir oturuma diğer iki konfederasyonun çağrılmaması büyük tepki topladı. Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, bu durumu “şeffaf olmayan ve adaletsiz bir uygulama” olarak nitelendirdi.
Memur-Sen: “Zaman Yetmiyor, Görüşmeler Yoğunlaştırılmalı”
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da, görüşmelerin başında 4 gün boyunca hiçbir adım atılmadığını, buna karşın sürecin sonlandırılma tarihinin erkene çekilmesini eleştirdi. “İlk oturumdan sonra geçen 10 günde kayda değer hiçbir müzakere gerçekleşmedi” diyen Yalçın, zaman kaybının telafi edilmesi için aralıksız toplantı yapılması gerektiğini vurguladı. Toplamda 22 gün sürecek şekilde planlanması gereken görüşmelerin yalnızca 12 günlük sürede tamamlanmaya çalışıldığını hatırlatan Yalçın, bu tempoyla sağlıklı bir müzakerenin mümkün olmayacağını ifade etti.
“İşçinin Değil, Memurun Alması Gerekenin Peşindeyiz”
Ali Yalçın, hükümetin yaklaşımının gerçekçi olmaktan uzak olduğunu belirtti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl verdiği “memur maaşı işçi maaşından düşük olmayacak” sözünü hatırlattı. “İşçilerin aldığı kadar değil, memurun hak ettiği kadarını talep ediyoruz” diyen Yalçın, enflasyon hedeflerinin her yıl şaştığını ve bu nedenle Merkez Bankası tahminlerine değil, gerçek piyasa verilerine göre maaş artışı belirlenmesi gerektiğini savundu.
Yasaya Göre Süre Ağustos Sonuna Kadar
Toplu sözleşme süreci, 4688 sayılı yasa uyarınca ağustos ayının ilk iş günü başlar ve ayın son iş günü sona erer. Buna rağmen görüşmelerin 19 Ağustos’ta sonlandırılması, sürecin hızlandırılmak istendiğini açıkça ortaya koyuyor. Yasa kapsamında tanınan süre kullanılmadan müzakerelerin sonlandırılmak istenmesi, yalnızca sendikal haklara değil, milyonlarca kamu çalışanının sözleşme hakkına da zarar verecek bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Birleşik Kamu-İş: “Hak Arayışını Engellemek İstiyorlar”
Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım, görüşmelerin bu şekilde kısıtlanmasının altında yatan asıl amacın sendikaların eylem yapmasının önüne geçmek olduğunu öne sürdü. “Sözleşmenin 28 Temmuz’da başlaması, daha geniş zaman kazanmak içindi. Ancak şimdi erken bitirme çabası var. Bu kabul edilemez” dedi. Yıldırım, görüşmelerin yasal süresi dolmadan tamamlanmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu ifade etti.





