Grev sürecine destek vermek amacıyla yapılan bu çağrı, hekimlerin görev ve etik sınırlarıyla ilgili yeni bir polemik başlattı.
Sendika Temsilcisinden “Rapor Alın” Çağrısı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin en düşük işçi maaşını 65 bin TL, Eylül ayında ise 71 bin 500 TL olarak teklif etmesine rağmen, DİSK’e bağlı sendikalar taleplerin karşılanmadığını belirterek grevi sürdürme kararı aldı. DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı'nın yaptığı “Pazartesi rapor alın, işe gitmeyin. Grevi ilçelere yayacağız” açıklaması ise bambaşka bir tartışmayı beraberinde getirdi.
Dr. Ziya Aygün: “Hekimler Siyasi Baskının Aracı Olamaz”
Tıbbiyeliler Sendikası Genel Başkanı Dr. Ziya Aygün, konuya ilişkin sert bir açıklama yaparak hekimlerin görevini keyfi talepler doğrultusunda kötüye kullanmalarının istenmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı:
“Rapor, tıbbi bir ihtiyaç doğrultusunda düzenlenir. Hekime, siyasi talimat veremezsiniz. Hekimler kimsenin keyfi gündeminin hizmetkârı değildir.”
Dr. Aygün, bu tarz açıklamaların sadece sağlık çalışanlarını zan altında bırakmadığını, aynı zamanda halkın hekime olan güvenini zedelediğini belirtti.
“Popülizmle Değil, Hukukla Yürürüz”
Aygün açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Sağlık sistemi, keyfiyetle değil sorumlulukla yürür. Popülist çağrılarla sağlık çalışanlarını baskı altına almak, yalnızca suistimali teşvik eder. Bu yaklaşım, hem sağlık hizmetine hem de hukuka zarar verir.”
“Herkesi Sorumluluğa ve Dürüstlüğe Davet Ediyoruz”
Tıbbiyeliler Sendikası, hekimlerin sendikal veya siyasal araç haline getirilmesine karşı olduklarını net bir dille yineledi. Aygün, herkesi yasal çerçevede, saygılı ve hakkaniyetli davranmaya çağırarak şu uyarıda bulundu:
“Toplum sağlığı üzerinden siyasi manevra yapılamaz. Hekimlik mesleği, baskıyla değil bilim ve etikle yürütülür.”