Iğdır'da faaliyet gösteren 80'den fazla sendikanın bulunması oldukça dikkat çekici. Ancak, bu sendikaların birçoğu sadece isimlerden ibaret. Kendi binaları, ofisleri veya kulübeleri olmayan bu sendikalar, "tabela sendikaları" olarak anılmaktadır.
Sendika: İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için meydana getirdikleri tüzelkişiliğe sahip kuruluşlara denilir.
Tanımı insanı mest ediyor değil mi?
Peki, kişilerin haklarını arayan ve koruyan düzenli bir sistem midir?
Iğdır için hayır. Iğdır için bu sadece yüzde birdir.
Geri kalan dilim ise beklentileri karşılamıyor.
Tanımında da olduğu gibi önemli bir yapı olduğunu belirten SENDİKA, maalesef Iğdır’da yolsuzluk, çıkarcılık, adam kayırma, cemaatleşme, kendi içindeki merkezi yönetimden bihaber hareket eden, kendi içindekileri bile ayrıştıran bir hale dönüştü. Seçimlerde aday adayı belirleme ve olması için mektup yazma yarışları da cabası.
Haklarını korudukları topluluğun mevcut şartlarını bozdular.
Yasaların dışına çıkacak davranışlarda bulundular ve bunu inatla sürdürmeye devam ediyorlar.
Yasada da belirtildiği üzere bahsedilen birlik ve beraberliği bitirdiler.
Demokratik bir örgüt olma işlevini antidemokratik hale evirdiler.
Hakları yenilen işçiler, memurlar her ortamda bunu dile getiriyorlar.
Ne acıdır ki 80 üzeri sendikanın olduğu bir ilde protokol yarışında hepsi var ama çoğunun bırakın binasını, kulübesi bile yok.
Tabela sendikaları işte…
Iğdır’daki bu vahameti bir an önce yetkili merciler görmeli, gerekli hassasiyeti göstermeliler. Denetlemeli ve yıllık rapor ve planları acilen incelenmelidir.
Kutuplaşmanın zirvesini yaşatan Iğdır’daki sendikaların başındakiler bir an önce koltuklarından alınmalıdır.
Birlik ve beraberliği dile getirenler, layıkı ile devletin ve devletin lokomotifi olan işçilerin, emekçilerin ve muhatap oldukları insanların menfaatini düşünenler o temiz koltuklara getirilmelidir.
EĞER DENETİMLER SIKLAŞMAZSA MANTAR GİBİ TÜREME DE ENGELLENEMEZ.
Böyle riyakarlık
Böyle aymazlık
Böyle vurdumduymazlık
Iğdır’da hiç bu denli çirkin yüzünü göstermemişti.
“Ar dünyası değil, kâr dünyası” ne güzel bir atasözüdür. Iğdır’daki sendikaların başındakileri özetleyen anlamlı bir atasözüdür.
O koltuklarda oturanlar, o koltukların etrafını koruyanlar,
Ne bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, desin.
Ne de az menfaat çok zarara mal olur, desin.
Biz kabahatliyiz, bize güvenen topluluğu ayrıştırıyoruz, illegal yapılanmaya gidiyoruz, cebimizi ve koltuğumuzu düşünüyoruz, desinler ve çekilsinler lütfen.
Devletimizin yasalarla belittiği bu sendikaları kirletmeyelim.
Kaynak: Aras Gazetesi