Bu da radyologları endişelendirmeye devam ediyor. Radyologlar, kamu hastanelerindeki yoğunluk ve muayene sürelerinin kısalmasının, görüntüleme yöntemlerinin -özellikle MR, bilgisayarlı tomografi, ultrason gibi- artmasına neden olduğunu belirterek tepkilerini dile getiriyor.
Buna ek olarak, birçok kamu hastanesi ve üniversite hastanesinde, MR görüntülemesinin hizmet alımı şirketlerine devredilmesi ve denetlenmeyen hizmet alımlarının toplum sağlığını ciddi risklerle karşı karşıya bıraktığı iddia ediliyor.
Radyoloji uzmanları, durumu eleştirerek, "Bazen bir radyoloji doktorunun bir gün içerisinde bin, hatta iki bin rapor yazdığını duyuyoruz. Bu gerçekçi değil. Radyoloji teknikerleri ya da yetkin olmayan başka kişiler, bu raporları doktor adına yazıyor olabilir. Bu durum, önemli hastalıkların gözden kaçmasına neden olabilir" diyor.
BAKANLIK GÖREVE!
Türk Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen "44. Ulusal Radyoloji Kongresi-TÜRKRAD 2023" Antalya'da yapıldı. Kongrede konuşan dernek başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, hastalıkların taranması, tanı ve izleminde uygun radyolojik yöntemlerin kullanılmasının önemine vurgu yaptı. Hastaların uygun tedaviye ulaşabilmeleri için radyolojik görüntüleme yöntemlerinin standartlara uygun olması gerektiğini kaydeden Çevikol, ülkede radyolojik incelemelere talebin gittikçe arttığına dikkat çekti.
Çevikol, şunları söyledi: "Bunun en önemli nedeni hekimlerin hastalara yeteri kadar zaman ayıramamaları ve bu nedenle radyolojik incelemeleri adeta muayene yöntemi olarak kullanmasıdır. Bu açıdan radyoloji uzmanları sağlık hizmeti sunumunda doğru tanı konması, tedavi planlanması ve dolayısı ile başarılı tedavi için en önemli basamaklardan birinde yer almaktadır. Gereksiz radyolojik incelemelerin sayısının yüksek olması, iş yükünü ciddi biçimde artırmakta ve radyolojik inceleme kalitesini düşürmektedir. Bu olumsuzlukların yanı sıra bu yıl özellikle radyoloji alanında uygunsuz yapılan ve denetlenmeyen hizmet alımlarına dikkat çekmek istiyorum.
Toplum sağlığını riske attığını düşündüğümüz, aynı zamanda hekim emeğini de değersizleştiren hizmet alımı uygulamaları tetkikin gerçekleştirilmesi ve uzaktan raporlama şeklinde yapılabilmektedir. İstenilen tetkikin gerekçesinin uygun olup olmadığı denetlenmemektedir. Bir raporda hekimlerin gün içerisinde 2-3 bin imzası olduğunu görüyoruz. Fakat bu raporu o hekimler yazmıyor. Bu durum radyolojik tetkikin amacını ortadan kaldırmakta hatta zarar verebilecek duruma getirmektedir. Birçok kamu hastanesi ve üniversite hastanesinde, MR görüntülemesi hizmet alımı şirketlerine devredilmiştir. Hastane yönetimlerinin baskısı veya hizmet alımı şirketlerinin kâr amaçlı yaklaşımları nedeni ile dünyada standartları belirlenmiş olan tetkiklerin sadece çekim sürecini hızlandırmak ve daha fazla hasta tetkik etmek için standartların dışında yapılması hem tanısal olmamakta hem de tekrar ve gereksiz incelemeler nedeni ile maliyeti arttırmaktadır. Konunun çözümü için Sağlık Bakanlığı’nın denetleme yetkisini kullanması en önemli basamak olacaktır."
TÜKENMİŞLİK SENDROMU
Dernek Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Şebnem Örgüç ise radyologların yoğun bir iş yükü ve baskı altında çalıştığını söyledi. Örgüç "Bir yandan artan sayıda hastayı çok kısa sürede değerlendirmeleri istenirken, diğer yandan da sürekli eğitime devam ederek güncel bilgileri uygulamalarına eklemeleri gerekmektedir. Artan görüntüleme istekleri, yükselen tetkik maliyetleri ile birleştiğinde kısa zamanda, düşük tanısal değerde incelemelerle çözülmeye çalışılmaktadır. Bu durum tekrarlanan görüntüleme incelemelerine ve yetersiz raporlara yol açarak maliyetleri arttırmaktadır" dedi. Örgüç, yoğun iş temposu ile özel yaşamındaki dengeyi kuramayan pek çok hekimin tükenmişlik sendromu yaşadığını söyledi.