Yapılan revize sonucunda 2024-2025 dönemi mali ve özlük haklarının belirleneceği toplu sözleşme görüşmelerinde, kamu işveren tarafından sunulan teklifin içeriği yeniden değerlendirilmeye başlandı. Bu konuda önemli bir ses, Genel Başkan Önder Kahveci tarafından yükseldi. Kahveci, yeni teklifi değerlendirirken, ekonomik koşulların memur ve emeklilere yansıtılmasına karşı olduklarını vurguladı.

Genel Başkan Kahveci, yaptığı açıklamada, ekonomik sıkıntıların faturasının memur ve emeklilere kesilmemesi gerektiğini belirtti. Özellikle son dönemde yaşanan enflasyon, büyüme, refah payı, harcamalar ve geçmiş dönem kayıplarının dikkate alınmadığı bir müzakere sürecinin olumsuz sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti.

Kahveci açıklamasında, toplu sözleşme görüşmelerinde kamu işveren tarafının 2024 yılı için %15+%10, 2025 yılı için ise %6+%5 zam teklifinde bulunduğunu belirtti. Ancak bu teklifin, gerçekleşen ekonomik gelişmeler ve enflasyon göz önüne alındığında yetersiz olduğunu vurguladı. Özellikle akaryakıt ve yaşanan vergi artışlarının memur ve emeklileri olumsuz etkilediğini ifade etti.

Kahveci, memur ve emeklilerin alım gücünün korunması için refah payı verilmesinin gerekliliğini vurgulayarak, hükümetin teklifini gözden geçirmesi ve daha adil bir teklifle masaya gelmesi gerektiğini dile getirdi. Ekonomide yaşanan sıkıntıların sorumlusunun memur ve emekliler olmadığını, bu nedenle onların bedel ödememesi gerektiğini belirtti.

1 Ağustos’tan beri yapılan müzakerelerde yalnızca mali haklarda değil sosyal haklarda da bir ilerleme kaydedilemediği gerçeğiyle karşı karşıyayız. 

Pazarlık sürecinin sonuna hızla yaklaşmaktayız.

Masada ve sonuçsuz kalan pek çok konu bulunuyor.

Mali haklarda ilerleme sağlayamamış olmak bir yana bütçeye yük teşkil etmeyecek konuların da kamu işveren tarafında karşılık bulmamış olmasını anlamakta güçlük çekiyoruz.

Hem enflasyon beklentisinin dahi altında bir maaş önerisi ile geleceksiniz hem de mali yük oluşturmayan konuları da kabul etmeyeceksiniz.

Böyle bir yaklaşımı iyi niyetli bulmamız mümkün değildir. 

Bu nedenle Hükümet, teklifini gözden geçirmek ve diğer taleplerimizle birlikte müzakere edilebilir bir paketle masaya gelmek zorundadır.

Gerçekleşen enflasyon, büyüme, refah payı, harcamalar ve geçmiş dönemde yaşanan kayıpların telafisi gibi etkenlerin göz ardı edildiği bir müzakere süreci, kamu çalışanları nezdinde de olumsuz sonuçlara neden olacaktır.

Kira yardımı, eş ve çocuk parası, ısınma ve ulaşım yardımı ile yemek ücreti gibi taleplerimizin mutlak surette değerlendirilmesi gerekmektedir.

Biz Türkiye Kamu-Sen olarak, pazarlık yapmaya zaman kalacak şekilde bir an önce yeni ve kabul edilebilir bir teklifin gelmesi için buradan açık çağrıda bulunuyoruz.

Bu teklifte toplu sözleşmelerin başında Kamu İşveren tarafına sunduğumuz,

-Gerçek enflasyon rakamlarının dikkate alındığı kabul edilebilir bir oransal artış,

-Alım gücünün yükseltilmesi için maaşlara refah payı eklenmesi,

-8 bin 77 lira tutarındaki ilave ek ödemeni taban aylığa eklenerek emekli maaşlarına da yansıtılması,

-Memurlara da bayram ikramiyesi verilmesi,

-Kira yardımı başta olmak üzere memurların ihtiyacına yönelik yeni sosyal yardım kalemlerinin oluşturulması ve mevcut yardımların artırılması,

-1. Dereceye gelen tüm kamu görevlilerinin ek göstergelerinin 3600 olarak belirlenmesi,

-Gelir vergisi oranlarının çalışanlar için %15’e sabitlemesi,

-Bütün güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi, 3+1’e dayalı istihdamın kaldırılması,

-Yardımcı Hizmetlilerin Genel İdare Hizmetleri Sınıfına alınması gibi konular yer almalıdır.

Ne olursa olsun kamu çalışanlarına ve emeklilerimize gerçekleşen enflasyonun üzerine refah payı verilmesi sonucunda ulaşılacak tatminkâr bir maaş zammı, hayatın gerçekleriyle örtüşen tek yaklaşım olacaktır.

Bütün bu unsurların yanında hizmet kollarına ilişkin olarak diğer hususların da sorunları kalıcı bir çözüme kavuşturacak biçimde ele alınması zorunludur.

Toplu pazarlık aşamasının sonlarına geldiğimiz şu günlerde memur ve emeklilerimiz, ekonomik gerçekler karşısında ezilen kesim olmaktan kurtarılmalıdır.

2024 yılı için %33 enflasyon hedeflenirken %25 zam teklif etmek izaha muhtaç bir yaklaşımdır.

2025 yılı için %15 enflasyon beklenirken %11 zam teklif etmenin mantığını anlamakta zorluk çekmekteyiz.

Yetkilileri gerçeğe çağırıyoruz; insaflı olmaya davet ediyoruz. Bu mağduriyete bir son verin diyoruz.

Yıllardır hedef enflasyona göre verilen zamlar nedeniyle memur ve emeklilerimiz vatandaşımız mağdur olurken hedeflenen enflasyonun bile altında zam teklifi ile masaya gelmek ne demektir?

Kamu çalışanlarımız ve emeklilerimiz gerçekten de son derece mütevazı ve ayakları yere basan taleplerde bulunmaktadır.

Çalışanlarımızın gösterdiği bu iyi niyet ve fedakârlık, maalesef kamu işveren tarafında aynı şekilde karşılık bulmamıştır.  

25 milyon vatandaşımız, yüzlerini güldürecek, adil ve hakkaniyetli bir yeni teklif beklemektedir.

Memur ve emeklilere yapılacak zam teklifi, tahmin raporlarına bakılarak değil marketteki etiketlere bakılarak belirlenmelidir.

Kamu işveren tarafını masaya yeni teklif getirirken insaflı, hakkaniyetli ve gerçekçi olmaya davet ediyoruz”