Toplu sözleşme görüşmelerinde her zaman olduğu gibi "miş gibi" bir temsil mi yaşanacak, yoksa gerçek anlamda memurların çıkarlarının korunacağı bir süreç mi olacak?
Yaklaşık 6 Milyon kamu çalışanı için ekonomik ve sosyal hakları kapsayan önemli bir sürece adım atıldı. Bu süreç, kamusal alanda hizmet veren tüm iş kollarının ekonomik ve sosyal haklarının iyileştirilmesi konusunda taleplerini ortaya koymaları için önemli bir fırsat sunuyor.
Toplu görüşme masasında oturma hakkı olsaydı, kamu çalışanları olarak taleplerimiz neler olurdu? Sorusuyla birlikte her iş kolunun farklı sorunları ve talepleri olsa da ortak noktaları belirlemeye çalıştık.
-Kamu çalışanlarına Grev Hakkı tanınması ve sendikal hakların genişletilmesi, sendikalar kanununun uluslararası kriterlere uygun olarak yeniden düzenlenmesi.
-Memur sendikalarına e-devlet üzerinde üyelik ve üyelikten çekilme hakkı tanınması.
-Toplu Görüşmelerin bir yıllığına yapılması.
-Toplu Görüşme masasına sadece yetkili sendika değil, en çok üyesi olan üç sendikanın beraber oturması.
-Kamu çalışanlarının ücret artışı belirlenmesinde TÜİK verileri ile birlikte, sendikaların ve bağımsız araştırma şirketlerinin verilerinin ortalamasının dikkat alınması.
-Sendikal haklarda eşitlik sağlanabilmesi için Sendika Teşvik Priminin ya tamamen kaldırılması ya da sendikalara getirilen %2 barajının kaldırılması.
-Çalışırken kazanılan hakların emeklilikte de korunması.
-3600 ek göstergenin 1.derecedeki tüm memurlara verilmesi,-Kamu çalışanları için ücret belirlemede taban maaşın, yoksulluk sınırı kabul edilerek, enflasyon farkının aylık olarak eklenmesi, Ocak ve Temmuz aylarında da refah payı verilmesi.
-Kamu çalışanlarına verilen seyyanen zammın emeklileri de kapsaması ve tüm ek ödemelere yansıması.
-Kamu çalışanları için vergi diliminin %15’te sabitlenmesi ve vergi dilimi aralıklarının her yıl güncellenmesi.
-Emekli ikramiye katsayılarının mevcut şartlara göre yeniden düzenlenmesi.
-Kamu çalışanlarının banka promosyonu anlaşmalarında devletin maaş ve kişi sayısına göre taban fiyat belirlemesi.
-Kamu işçisine tanınan hakların memura da tanınarak mağduriyetin giderilmesi, iş barışının sağlanması.
-Kadın çalışanın ve doğan çocuğun sağlığı ve iş veriminin sağlanması için doğum izni süresinin artırılması.
-Eş yardımının emeklilikte de devam etmesi.
- Tüm kamu çalışanlarına yaz tatilinde dinlenebilmeleri için kamp ve sosyal tesis imkanının sağlanması.
-Kamu çalışanlarına Bayram İkramiyesi verilmesi.
-Kamu çalışanlarına kira desteği verilmesi.
-Kamu çalışanlarına ulaşım, giyim ve öğle yemeği yardımı yapılması
-Mülakat sisteminin kaldırılıp, adalet ve liyakatın esas alınması.
-Kamu çalışanlarının çocukları için kreş ve bakım evi imkanlarının sağlanması.
-Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılması, çalışanların herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın, eğitim durumlarına uygun kadroya geçirilmesi.
Ve dahası için yaklaşık 6 milyon kamu görevlisi ve emekliyi ilgilendiren 7. Dönem Toplu Sözleşme için taraflar masaya oturacak.
Bu taleplerin ne kadarı hükümet tarafından karşılık bulur, bunu memur ve emekliyi temsilen masaya oturan yetkili sendika Memur-Sen’in tutumu belirleyecek elbette…
Memur-Sen masada kendini mi temsil edecek yoksa memuru mu?
Memur-Sen’le her zamanki “MIŞ” gibi bir temsil mi yaşanacak?
Yoksa Memur-Sen, devlet bütçesinden kendi kasasına giren 1 Milyon 35 Bin 278 üye aidatının hakkını mı verecek?
Memur-Sen’in temsil yeteneği ile ilgili hafızalara kazınan “buçuklar” memur cephesinde yine beklentiler dahilinde ne yazık ki…
Ancak esin olan bir şey var o da yaklaşık 6 milyon kamu görevlisi memur ve emekli Memur-Sen’den sendikal bir tiyatro değil, sendikacılık bekliyor ve masadan hakkını almak istiyor…
Toplu Görüşme için hiç şüphesiz her iş kolunun kendine özgü talepleri olsa da emekliler de dahil olma üzere tüm kamu çalışanının ortak talebi saygın ve huzur içinde bir yaşam için refahtan payını, bütçeden hakkını alarak kendisini ve ailesini güvence altına almak, insanca bir hayat sürmek sadece…
Kamu çalışanlarına insanca yaşam çok görülmemeli!
Kadriye DEMİREL