Emre, hastanenin mevcut durumunun halkın temel yaşam hakkını tehdit ettiğini belirtti.

“Karasu Devlet Hastanesi Bize Yetmiyor”

Cihan Emre, Karasu Devlet Hastanesi’nin yetersizliğine dikkat çekerek şunları söyledi:

“İnsanların en temel hakkı yaşam hakkıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi de bunu söyler, vicdanlar da… İnsanların yaşam hakları güvence altında olmalıdır. Güvence de güvende hissetmekle alakalıdır. Cennet ilçemiz Karasu’da pek çok sorundan bahsedebiliriz. Neye ihtiyacınız varsa o sizin için en önemli sorun sayılır. Eskiler ‘Neren acıyorsa canın oradadır’ derdi. Ama bir de ortak olarak büyük sorunlar var.”

Sağlık Hizmetlerinde Büyük Eksiklikler

Emre, Karasu Devlet Hastanesi’nde uzman hekim eksikliği, ekipman yetersizliği ve fiziki koşulların uygunsuzluğunun herkesçe bilindiğini ifade etti. Acil Servis’e başvuran hastaların uzun süre beklemek zorunda kaldığını belirten Emre, “Acil Servis’e gittiğinizde 1 saatte size sıra gelirse şanslı oluyorsunuz. Hastaneye gittiğinizde başınız ağrıyorsa bir saat sonra ya iyileşirsiniz ya delirirsiniz zaten,” dedi.

Çocuklar İçin Endişe

Çocukların rahatsızlanması durumunda ebeveynlerin çaresiz kaldığını vurgulayan Emre, “Çocuğunuz rahatsızlanıyor, siz Acil’de en az 2 saat sıra bekliyorsunuz. Çocuğun babası olarak çaresiz kalıyorsunuz,” şeklinde konuştu.

“Karasu Halkı Olarak Sorumluyuz”

Emre, sorunun sadece bir bürokratın ya da siyasinin değil, bizzat Karasu halkının sorunu olduğunu belirterek, halkın Sağlık Bakanlığı ve Sağlık Bakanı’nı etiketleyerek sosyal medya üzerinden sesini duyurması gerektiğini söyledi. “Karasu’nun sahibi Karasulunun kendisidir. Karasu Devlet Hastanesi bu şekilde ise, sessiz kalan, karnından konuşan, başkalarının bir adım atmasını bekleyen herkes de suçlu,” dedi.

“Gözünüzün Önünde Çaresizlikten Ölmek İstemiyoruz”

Cihan Emre, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Ben iktidar mensubuyum susayım, benim işim bozulmasın ben susayım, ben esnafım ben susayım demek yok. İşte ben Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı olarak söylüyorum: Karasu Devlet Hastanesi bize yetmiyor. Biz ölüyoruz kardeşim. Gözünüzün önünde çaresizlikten ölmek istemiyoruz.”