Özel sektörde yıllık izin kullanımına yönelik engellemeler yaşanırken kamuda ise işçilere yıllık izinleri neredeyse zorunlu olarak kullandırılması sorunu yaşanıyor.
İşçilerin yıllık izin hakları anayasa ve kanunlarla güvence altına alınmış olsa da izin kullanımı konusunda hem özel sektörde hem de kamuda çeşitli sıkıntılar yaşanıyor.
Kamu ve özel sektörde çalışan işçilerin en büyük sorunlarından biri, yıllık izin haklarının kullanımıyla ilgili yaşadıkları sıkıntılardır. Özellikle özel sektörde çalışan işçiler, yıllık izinlerini kullanmalarına engel olan durumlarla karşılaşmaktadırlar. Bazı durumlarda işverenler, işçilerin yıllık izin hakkından vazgeçtiklerine dair dilekçeler talep etmektedir.
Ancak işçinin yıllık izin hakkı, anayasa ve kanunlar tarafından güvence altına alınmış bir hak olarak kabul edilmektedir. Anayasanın 50. Maddesi, "dinlenmek çalışanların hakkıdır" ifadesini kullanarak, işçilerin yıllık izin hakkını vurgulamıştır. Dolayısıyla, işçilerin bu izin hakkını kullanma istekleri doğrultusunda, kanunlar çerçevesinde bu haklarının verilmesi gerekmektedir.
İş Kanunu'nun 53. Maddesi, işçinin yıllık ücretli izin hakkından vazgeçemeyeceğini açıkça belirtmektedir. Yıllık izin hakkı, işçinin iş sözleşmesinin devamı süresince ücrete dönüşmez ve işçi, kendi isteğiyle dahi olsa bu haktan feragat edemez.
Yargıtay'ın kararlarında da bu durum açıkça vurgulanmıştır. Yıllık izin hakkı, anayasal temeli olan bir dinlenme hakkıdır ve işçinin iş sözleşmesi devam ettiği sürece ücrete dönüşmez. İşçi, iş sözleşmesi devam ettiği sürece kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti talep edemez.
Sonuç olarak; kanunlar ve Yargıtay kararları göstermektedir ki yıllık izin hakkı, anayasal temeli olan bir dinlenme hakkıdır ve işçinin iş sözleşmesinin devamı süresince ücrete dönüşmez. İşçi, kendi isteğiyle bile olsa bu haktan feragat edemez.