SES Başkanı Gülçin Türkmen, sağlık emekçilerinin güvenliğinin olmadığını vurgulayarak, "26 haftalık hamile olan göğüs hastalıkları uzmanının polikliniğine saldıran hasta yakınları, kendisini orada bulamayınca hastane başhekiminin odasına saldırdı. Bu saldırıyı gerçekleştirenleri nefretle kınıyoruz" dedi.
Türkmen, 5 Mart Salı günü yaşanan olayla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Artık yeter! Bir arkadaşımız daha zarar görmesini kabul etmiyoruz. Zonguldak Uzun Mehmet Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesi’nde görevli 26 haftalık hamile olan göğüs hastalıkları uzmanının polikliniğine saldıran hasta yakınları, kendisini orada bulamayınca hastane başhekiminin odasına saldırdı. Olayı engellemeye çalışan güvenlik görevlisi hasta yakınları tarafından darp edildi. Sağlık emekçisi arkadaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Siyasi iktidarın sağlık emekçilerine yönelik şiddeti önlemek yerine bu şiddeti körükleyen ve kışkırtan bir yaklaşım sergilediği bir kez daha ifade ederken, saldırıyı gerçekleştirenleri nefretle kınıyoruz."
Neredeyse önlenmek istenmiyormuşçasına içinden çıkılmaz hale gelen sağlıkta şiddet, bir halk sağlığı sorunudur ve gücünü sağlıkta dönüşüm adı altında kışkırtılmış sağlık taleplerinden, sağlık emekçilerinin köle gibi gösterilmesinden, hastaların müşteri olarak görülmesinden, ‘giderlerse gitsinler’ gibi söylemlerle değersizleştirilen mesleklerimizden, siyasilerin sağlık emekçilerine yönelik olumsuz yaklaşımlarından, kullandıkları zehirli dil ve söylemlerden almaktadır. Yani 20 yılı aşkın süredir bu iktidarın uyguladığı, dayattığı sağlık politikalarının sonucunda oluşan ve asıl sorumluları yine mevcut iktidar düzeni olan acı veren bir durumdur şiddet.
Sağlıkta Dönüşüm Programının cilalanıp Beyaz Reform adı altında içi boş ‘’büyük’’ müjdelerle sunulan, Sağlık Bakanlığı tarafından manipülasyonlarla kurulan bu sistem işleyişteki aksaklıkların, tıkanmış sistemin sorumluluğunu sağlık emekçilerinin sırtına yükleyip sağlık emekçilerini hasta ve hasta yakınlarının hedefi haline getirmektedir. Kurdukları bu sistem sağlık emekçileri ve halk için sağlıksızlık üretmektedir. Bu gerçeğin sağlık emekçileri ve halk tarafından fark edilerek hedefi doğru belirlemenin, asıl sorumluları görmenin ve önlem alınması talebini yükseltmenin artık zamanı gelmiştir.
Sorumlular belli, Sağlık Bakanı başta olmak üzere bu iktidarın sağlık belirleyicilerine etki eden her alandaki yöneticileridir. Şiddeti doğuran, besleyerek büyüten sebepler ortadan kaldırılmadıkça hiçbir sağlık emekçisi güvende olmayacaktır. Yetkilileri bir an önce sağlık emekçilerine yönelik şiddetin önlenmesi konusunda işin kaynağına dönmeye, sağlıkta piyasacı değil halkçı politikaların uygulanması ve yaşam hakkımızın korunması için göreve çağırıyoruz."