Kaya, açıklamasında son enflasyon verilerinin memur maaşları üzerindeki baskıyı açıkça gösterdiğini vurguladı.
TÜİK ve ENAG Verileri Arasındaki Uçurum Gözler Önünde
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Nisan ayı enflasyonunu %3, yıllık bazda ise %37,86 olarak açıkladı. Buna karşın ENAG’ın paylaştığı veriler çok daha yüksek: Nisan ayı için %4,46, yıllık enflasyon ise %73,88. Bu fark, sabit gelirlilerin yaşadığı gerçek enflasyon ile resmi rakamlar arasındaki kopukluğu gözler önüne seriyor.
“Memur, Gıda ve Barınma Gibi Temel İhtiyaçlarını Karşılayamıyor”
Osman Kaya, yaptığı açıklamada kamu görevlilerinin maaşlarıyla temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandığını belirtti:
“Artan hayat pahalılığı; gıda, barınma ve ulaşım gibi zorunlu harcamalarda ciddi bir yük oluşturuyor. Memurlar artık sadece tasarruf edememekle kalmıyor, geçimlerini bile sağlayamaz hale geliyor.”
Kaya, memur maaşlarının alım gücünün hızla düştüğünü, sadece enflasyon farkı ile yapılan düzenlemelerin bu sorunu çözmekten uzak olduğunu ifade etti.
“Geçici Önlemler Yeterli Değil, Kalıcı Adımlar Şart”
Kaya, mevcut maaş politikalarının çalışanlar üzerindeki baskıyı hafifletmediğini söyledi:
“Refahı korumak için yalnızca enflasyon oranında değil, gerçek yaşam koşullarına uygun ek zam yapılması gerekiyor. Bu sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorumluluktur.”
Kaya’ya göre 2024’ün ikinci yarısında yapılacak ek zam, memurlar için bir lütuf değil, zorunlu bir adım.
“Üretenin Hakkı Teslim Edilmeli”
Açıklamanın sonunda Kaya, adaletli gelir dağılımının sosyal barış için şart olduğunu vurguladı:
“Memurlar, ülkenin yükünü omuzlayan, hizmeti aksatmayan bir kesim. Onların yaşam koşullarını iyileştirmek, sadece bireysel değil toplumsal huzurun da temelidir. Taleplerimiz, adil ve gerçekçidir. Beklentimiz, sesimizin artık duyulmasıdır.”
Kamu Birliği Konfederasyonu, ek zam talebinin sadece ekonomik gerçeklere değil, sosyal adalet ilkesine de dayandığını belirterek hükümete çağrıda bulundu.