4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu varken, sendikaların yaptığı açıklamaların önemi biraz gözden kaçıyor gibi. Esas sorunun temel noktasını görmeyi unutuyoruz. Aslında esas sorunu düzeltmek için çaba göstermek önemli. Toplu sözleşme sürecinde masaya oturup pazarlık yapmak, memurun hakkını koruyabilmek için önemli olsa da, 4688 sayılı kanunun içeriğinin sağlıklı bir şekilde değiştirilmeden elde edilecek kazanımlar, sadece hükümetin verdiği veya vereceği kadar olacaktır.

Bu nedenle, toplu sözleşme sürecine katılan sendikaların daha etkin bir şekilde çalışması ve 4688 sayılı kanunun güncellenmesi için adımlar atması gerekiyor. Yapıcı bir diyalogla hükümetle müzakereler yapmak ve kamu görevlilerinin haklarını daha iyi koruyacak düzenlemeler için mücadele etmek önemli. Sadece geçici çözümlerle yetinmek yerine, uzun vadeli ve kalıcı çözümler arayışına girmek, memurların lehine daha etkili sonuçlar doğurabilir.

Kamu Görevlileri Hakem Heyeti değişmeli

Mevcut Kamu Görevlileri Hakem Heyeti'nin yapısal sorunlarını çözmek tek başına yeterli değildir. Sorunları gerçek anlamda çözebilmek ve çalışanların haklarını talep noktasında etkin bir sendikacılık yapmak için öncelikle 4688 sayılı kanunda kapsamlı ve sağlıklı bir düzenleme yapılması şarttır. Bu düzenlemenin gerçekleşmesi için sendikaların, konuyu Meclis gündemine taşımak üzere siyasi partilerle, medya, sivil toplum kuruluşları ve diğer ilgili kurumlarla iş birliği yaparak kamuoyu oluşturması gerekmektedir.

BAYRAM İKRAMİYELERİ ÖNEMLİ AMA..

Yapılacak düzenleme, memurların taleplerini sadece laf kalabalığıyla sınırlamaktan öteye geçecek ve gerçek anlamda haklarının korunmasını sağlayacaktır. Tabii ki, her memurun istekleri farklı olabilir, bayram ikramiyesi ve taban aylık gibi talepler de önemli olmakla birlikte, kapsamlı bir düzenlemenin hayata geçirilmesi memurların tüm haklarını koruma ve geliştirme açısından daha etkili olacaktır.

“Taleplerinizi vermezlerse ne yapacaksınız?”

Cevap giriş kısmında saklı…

E hadi tartışmaya devam edelim …

Bu arada yetkili sendikanın diğer sendikaları bitirmek üzere ortaya koyduğu “Toplu Sözleşmeden Yararlanma ve Dayanışma Aidatı” talebini de oldukça tehlikeli gördüğümü belirtmek istiyorum. Daha önceki toplu sözleşme sürecinde de bu talebi masaya koymuşlardı. Allah’tan söz konusu talep Çalışma Bakanlığı’nda karşılık bulmadı. Ancak önceki Çalışma Bakanı’nın ifadesiyle güya merdiven altı sendikacılığı bitirmek üzere önce %1 sonrada %2 örgütlenme kotasını getiren karardan sonra böylesi bir aidat yürürlüğe girerse işte o zaman yetkili sendika çok büyük bir yanlış yaparak Türkiye’deki sendikacılığa büyük bir darbe indirmiş olur ki bu vebalin altından kalkamaz. Önce örgütlenme kotası ardından Dayanışma Aidatı gibi uygulamalar Türkiye’de sendikal tekelleşmeye yol açabilecek uygulamalar olup kanaatim odur ki masumane talepler olmaktan uzaktır.

7. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin şimdiden beklentiyi karşılamayacağını bilsem de tüm memurlarımıza hayırlı olmasını diliyorum

MEHMET GÜLEÇ