Süresiz nafaka uygulamasının kaldırılması, boşanma davalarının hızlandırılması ve aile ara buluculuğunun hukuk sistemine entegre edilmesi hedefleniyor. Yeni düzenlemeyle boşanma ve nafaka davalarının birbirinden ayrılması öngörülüyor.
Yargı Paketinde Öncelikli Başlıklar Belli Oldu
TBMM’nin 1 Ekim 2025’te açılacak yeni yasama döneminde gündeme gelmesi beklenen yargı paketi, aile hukukunda önemli değişiklikler içeriyor. Adalet Bakanlığı, söz konusu taslak üzerinde çalışırken Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Yargıtay üyeleri, istinaf mahkemesi hâkimleri, aile mahkemesi hâkimleri, akademisyenler ve baroların görüşlerine başvurdu.
Taslak düzenlemeye göre;
-
Süresiz nafaka uygulaması, kadınların mağdur edilmemesi şartıyla kaldırılacak,
-
Boşanma süreçleri hızlandırılacak,
-
Aile ara buluculuğu sistemi hukuk mevzuatına girecek.
Boşanma, Nafaka ve Mal Paylaşımı Davaları Ayrı Yürütülecek
Yeni düzenlemeyle Avrupa ülkelerinde yaygın olan aile ara buluculuğu sisteminin Türkiye’de de uygulanması hedefleniyor. Boşanmak isteyen taraflar anlaşma sağladığında, ara buluculuk süreciyle kısa sürede boşanabilecek. Ancak nafaka ve mal rejimi davaları, boşanma davasından ayrılarak bağımsız şekilde sürdürülecek.
Yetkililer, özellikle mal paylaşımı anlaşmazlıkları nedeniyle 10 yıla kadar uzayan çekişmeli boşanma davalarınınbu şekilde önüne geçileceğini belirtiyor.
“Bir Günlük Evliliğe 30 Yıl Nafaka Olmaz”
AK Parti kaynakları, söz konusu düzenlemenin gerekçelerini şu sözlerle değerlendirdi:
“Birçok Avrupa ülkesinde boşanma ayrı, nafaka ve mal paylaşımı ayrı yürütülüyor. Türkiye’de ise hepsi tek bir dosyada görülüyor. Bu da davaları yıllarca uzatıyor. Boşanma süreci, hem kadın hem erkek hem de çocuklar için ciddi travmalar oluşturuyor. Yeni sistemde, taraflar boşanma konusunda kararlıysa bu süreç uzatılmamalı. Ayrıca, nafaka sisteminde adaletli bir denge şart. Kadınların mağdur edilmemesi temel prensibimiz. Ancak bir gün süren evlilik sonrası 30 yıl nafaka alınması da adil değil.”
Hedef: Tarafların Hayatına Hızlıca Devam Edebilmesi
Uzun süren boşanma davalarının, bireylerin yeniden hayat kurmalarını zorlaştırdığına dikkat çeken yetkililer, sistemin insan odaklı hale getirilmesi gerektiğini vurguluyor. “Boşanma kararı net olan çiftler yıllarca bir mahkeme salonuna tıkanmamalı. Bu süreç kişilerin yeniden evlilik yapmasının, çocuk sahibi olmasının önüne geçiyor” değerlendirmeleri yapılırken, özgür iradeye dayalı, hızlı ve travmasız bir boşanma sürecinin amaçlandığı ifade ediliyor.