Türkiye'de sağlık sektöründeki şiddetin artış göstermesi, ekonomik ve özlük hakların gerilemesi, iktidar ve yandaşlarının hekimlere yönelik olumsuz söylemleri, hekimlerin göçe zorlanmasına neden oluyor. Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) verilerine göre son 10 yılda yurt dışına gitmek için başvuran hekim sayısı 40 kat arttı.
Tüm bu zorluklara rağmen mesleklerine sadık kalan hekimler, hastane yönetimlerinin usulsüz uygulamaları, baskıları ve görevden alma tehdidiyle karşı karşıya kalıyorlar. Hekimlerin yaşadığı bu sıkıntılar, sağlık sektöründeki hassas dengeyi olumsuz yönde etkileyerek ciddi bir göç dalgasının yaşanmasına sebep oluyor.
‘SAVUNMAM DAHİ ALINMADI’
İstanbul Eyüp Sultan Devlet Hastanesi acil servisinde çalışan Pratisyen Hekim Fahri Arslan bu hekimlerden sadece biri. Hasta şikayetleri gerekçe gösterilerek 3 ay süreyle görevden uzaklaştırılan 18 yıllık Hekim Dr. Fahri Arslan, soruşturma tamamlanmadan görevden alınmış. Savunması dahi alınmadan görevden alındığını belirten Dr. Arslan “Hastane yönetimi hasta şikayetlerini üzerimizde baskı aracı olarak kullanıyor” ifadelerini kullanarak hukuki süreç başlattığını dile getirdi.
HEM SALDIRDI HEM ŞİKAYET ETTİ!
Görevden uzaklaştırılmasına gerekçe olan disiplin soruşturmasına gerekçe olarak hasta şikayetinden bahsedildiğini dile getiren Dr. Arslan “Şikayetçi olan hasta benim de kendisinden şikayetçi olduğum, serum takmadığım için ‘Doktorları boşuna dövmüyorlar’ diyen bir hasta. Ben bu sözlere tepki gösterince de bana saldırıp, küfür etti. Bunun kamera görüntüleri de var. Zaten Beyaz Kod vererek ben de kendisinden şikayetçi oldum. Ama benim şikayetimle ilgili herhangi bir işlem yapmayanlar beni 3 ay görevden uzaklaştırdı” dedi.
‘USULSÜZ İŞLEMİ REDDETMEK SUÇ OLDU’
Diğer şikayet konusunun ise jandarmanın usulsüz isteğini reddetmesi olduğunu aktaran Dr. Arslan, “İş göremez raporu yazmamı istediler, ancak acilde adli rapor yazabileceğimi söyledim. Bu yüzden jandarmalar da beni şikayet etmiş. Ama yazılı bir belge yok” diye konuştu.
‘SAĞLIKÇILARI SİNDİRMEK İSTİYORLAR’
Görevden uzaklaştırılmasının aslında tüm sağlık emekçilerine bir gözdağı olduğunun altını çizen Dr. Arslan, “Ben sağlık sisteminin piyasalaşmasına karşıyım. Bunun için mücadele veriyorum. Genel Sağlık-İş Sendikasının işyeri temsilcisiyim. 18 senelik meslek hayatımda ne bir hastam ihmalimden dolayı sakat kaldı, ne de bir hastamın ölümüne sebebiyet verdim” dedi. Sağlık sisteminin hastalarla sağlık emekçilerini karşı karşıya getirdiğine dikkati çeken Dr. Arslan “Şimdi de hasta şikayetlerini bahane ederek ipe sapa gelmez gerekçelerle sağlık emekçileri üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar, bizi sindirmek için yapıyorlar. Eğer bunu kabullenirsek devamı da gelir” uyarısını yaptı.
‘KEYFİ BİR CEZALANDIRMA’
Genel Sağlık-İş İstanbul Şube Başkanı Deniz Korkmaz, 3 aylık görevden uzaklaştırmanın aslında bir cezalandırma yöntemi olduğunu belirterek, “Burada bir hata, hasta sağlığı için bir sorun ve kamu zararı yok. Bu soruşturma hukuken yanlıştır. Sadece hasta şikayetiyle yürütülmüş bir soruşturma var. Doktorun savunması bile istenmemiş ve direkt cezalandırmaya gidilmiş. Keyfi bir uygulama var. Sendika olarak bu hukuksuz uygulamanın son bulması için çalışacağız” ifadelerini kullanarak hekimin uzaklaştırılmasıyla hastaların da mağdur edildiğine dikkat çekti. İstanbul Tabip Odası (İTO) Genel Sekreteri Dr. Ertuğrul Oruç da uzaklaştırma kararına karşı gerekli girişimlerde bulunduklarını belirterek yaşananların kabul edilemez olduğunu söyledi.
YETKİLİLERDEN CEVAP YOK
Doktor Fahri Arslan’ın görevden uzaklaştırılmasına ilişkin aradığımız Eyüp Devlet Hastanesinde başhekimin asistanı “Başhekim devlet memuru olduğu için görüş veremez. İl Sağlık Müdürlüğünden bilgi alın” önerisinde bulundu. Aradığımız İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünde ise hiçbir yetkiliye ulaşamadık
(Eylem NAZLIER-Evrensel)