Aile hekimliği uygulamasında her geçen gün artan zorluklara işaret eden Erdoğan, görevini yerine getiren hekimlerin daha fazla cezalandırılma aşamasına gelindiğini vurguladı. Ayrıca, aile hekimlerini cezalandırmayı amaçlayan kanun teklifinin 8 Şubat 2024 tarihinde Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu'nda onaylanarak TBMM'ye gönderilmesini acımasız bir adım olarak yorumladı.

Erdoğan, bu teklifin aile hekimlerine yönelik iş güvencesini ortadan kaldırarak zarar vereceğini belirterek, "Bir suça birden fazla cezayı öngören, aile hekimlerinin iş güvencesini elinden alarak aile hekimliğine zarar verecek olan kanun teklifinin derhal geri çekilmesini istiyoruz" dedi.

Aile Hekimliği uygulamasının Türkiye'de 2005 yılında başladığını ve önemli kazanımlar elde edildiğini ifade eden Erdoğan, ancak mevzuatın bazı sorunları içerdiğini ve aile hekimlerinin cezalandırılmasına neden olan düzenlemelerin modern sağlık sisteminin ilk basamağına zarar verdiğini belirtti. Erdoğan, mevzuatın, bazı bürokratların egosu tatmin etmeye çalıştığı, mahkeme kararlarıyla zorlandığı ve bu sırada yanlış çözümlere yönelindiği bir "yamalı bohça" haline geldiğini sözlerine ekledi.

"DERS ALMAK YERİNE..."

Erdoğan mevcut durumu şu ifadelerle özetledi:

“Her geçen güne çözümünü muhatapları ile sağlamaya çalışsak da sonu hep mahkemelerde biten hatalı bir mevzuat maddesinin iptal kararıyla uyanmaktayız. 21/6/2022 tarihinde Anayasa Mahkemesi’nin 2022/81 nolu kararıyla birçok defa hem basında hem meydanlarda dile getirdiğimiz ‘Ceza Yönetmeliği’ tarihin tozlu sayfalarındaki yerini aldı. Ancak bu hukuksuz mevzuatın mimarları mahkeme kararlarından ders almak yerine daha kötülerini yönetmeliklere eklemekten vazgeçip daha acımasız maddeleri iptali zorlaştırmak için ‘Aile Hekimliği Kanunu’na eklemeye çalışmaktalar. Eğer çözüm isteniyorsa bizler sahadaki otuz bin aile hekiminin temsilcisi olarak karşılıklı olarak masaya oturmayı, aile hekimliği için zaman harcamayı ve çalıştaylar yapmayı defalarca teklif etmemize rağmen muhatabımız her mağlubiyetin sonunda masa başında hazırlanmış ve gerçeklikten uzak bir mevzuatı sahaya dikte etmeye çalışmaktadır.”

FESİHLERİN ÖNÜ AÇILDI

Erdoğan, 5 Şubat 2024 tarihinde sunulan kanun teklifi ile aile hekimlerinin sözleşme fesihlerinin önünün açıldığını belirterek, "‘Demokles’in Kılıcı’ başımızın üzerinde her an işsiz kalabiliriz algısı yaratılıyor” benzetmesinde bulundu.

Aile Hekimliği Kanunu’na eklenmeye çalışılan maddelerle aile hekimlerinin iş güvencesi ellerinden alınmaya çalışılmakta ve aile hekimliği uygulaması için tam bir baskı rejimi oluşturmak istenmektedir diyen Erdoğan, şu ifadeleri kaydetti:

"Madde 25’in; ‘Aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarına bir sözleşme döneminde toplam altı ay ve üzerinde ödeme kesintisini gerektirir disiplin cezası verilmesi halinde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarının mevcut sözleşmeleri feshedilir’ ibaresine dikkat çekiyor. “Daha açık anlatmak gerekirse bir aile hekimi veya aile sağlığı çalışanının işe geç kaldığı her gün için önce maaşını keserim, bununla yetinemem eğer 2 yıl içerisinde 6 kez işe geç kalırsa sözleşmesini feshederim. Non Bis İn İdem Ceza Hukuku ile Ceza Yargılaması Hukukunda benimsenen bu prensip, aynı suç nedeniyle faile bir ceza verilmesi anlamına gelir. Ülkemizde de yürürlük yetkisi alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek 7 no’lu Protokolün “Aynı Suçtan İki Defa Yargılanmama ve Cezalandırılmama Hakkı” başlıklı 4. maddesine göre protokolün geçerli olduğu ülkelerde aynı suçtan dolayı ikinci defa yargılanma ve cezalandırma durumu ortadan kaldırılmaktadır. Anayasamızın 90/5. Maddesine göre usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır. Normlar hiyerarşisinde milletlerarası sözleşmeler, Anayasa Mahkemesine dava açılamadığından, eşitler içinde önde gelen (primus inter pares) kabul edilerek, yürürlükteki kanunlara nazaran tercih edilmesi gereken hukuki metinlerdir.”

KABUL ETMİYORUZ

"Tüm bu hukuki dayanaklar apaçık ortada iken kanun teklifi 8 Şubat 2024 tarihinde Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’na sunulmuş ve maalesef onaylanarak TBMM'ye gönderilmiştir" diyen Erdoğan, kanun maddesinin TBMM'de onaylanmasının aile hekimliği için büyük kayıplar oluşturacağına, uygulamada geri dönüşü olmayan hatalara yol açacağına dikkat çekti. Erdoğan, AHEF Yönetim Kurulu olarak aile hekimliğine zarar verecek hiçbir baskıyı kabul etmeyeceklerini ve tüm aile hekimleri olarak gerekli tepkiyi göstereceklerini de vurguladı.