Tunç, üzerinde 1,5 yıldır çalışılan reformun temel amacının yargıyı hızlandırmak, hukukun üstünlüğünü güçlendirmek ve adalet sistemini daha etkin hale getirmek olduğunu belirtti.

Hedef: Gecikmeyen Adalet

Bakan Tunç, reform sürecinde 55 bin vatandaşın görüşlerinin alındığını ve kapsamlı paydaş anketlerinin yapıldığını ifade etti. Reformun iki ana başlıkta şekillendiğini belirtti: 

1. Ceza Adaleti Sistemi:

   - Tutuklama tedbirlerinin yeniden ele alınması. 

   - Denetimli serbestlikten faydalanabilmek için ceza infaz kurumunda asgari süre şartı getirilmesi. 

2. Hukuk ve İdari Yargılama:

   - Davaların kısa sürede ve adil bir şekilde sonuçlandırılması için duruşmaların kesintisiz devam edeceği yeni bir sistem kurulması. 

   - Arabuluculuk müessesesinin daha etkin hale getirilmesi. 

Ameliyatta hata iddiası: Doktor 4 milyon TL tazminata mahkum edildi Ameliyatta hata iddiası: Doktor 4 milyon TL tazminata mahkum edildi

Hakim ve Savcı Sayısında Artış

Bakan Tunç, 2002 yılında 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayısının bugün 24 bin 642’ye yükseldiğini belirtti. Yeni mahkemelerin kurulması ve hakim yardımcılığı sistemine geçilmesiyle, yargının etkinliğinin artırılmasının hedeflendiğini söyledi. Hukuk mesleklerinde kaliteyi artırmak amacıyla giriş sınavlarının daha da zorlaştırılacağını vurguladı. 

Duruşmalar Daha Hızlı Tamamlanacak

Duruşmaların sürekliliği ve dosyaların eksiksiz hazırlanmasının önemine dikkat çeken Tunç, "Adli tıp raporu gibi zorunlu sebepler dışında duruşmaların ertelenmesini istemiyoruz. Örneğin, Diyarbakır’daki bir dava iki duruşmada sonuçlandırıldı. Bu süreci yaygınlaştıracağız,” dedi. 

Ekonomik ve Toplumsal Kalkınmaya Katkı

Bakan Tunç, reformun yalnızca yargıyı değil, Türkiye’ye yatırım yapan yabancı sermayeyi de olumlu etkileyeceğini ifade etti. "Türkiye'ye yönelik kara propagandaya rağmen, yabancı yatırım 2001’deki 15 milyar dolardan 272 milyar dolara ulaştı," dedi. 

Tarihi Adalet Vurgusu

Bakan Tunç, mevcut yargı sisteminin geçmişte yaşanan adaletsizliklerin önüne geçtiğini belirterek, “Bugünkü sistem olsaydı, 27 Mayıs'ta Menderes asılmazdı. 12 Eylül'de gençler sağdan ve soldan diye asılmazdı,” ifadelerini kullandı.