Ankara’daki özel bir hastanede, sol böbreğinde ölümcül olduğu iddia edilen bir kitle bulunduğu söylenerek acil ameliyata alındı. Ancak sonrasında yapılan patolojik inceleme, Ünal’ın aslında kemoterapiyle tedavi edilebilecek lenfoma hastası olduğunu ortaya çıkardı. Böbreğinin alınmasına gerek yoktu.
Mahkemeden Doktora Maddi ve Manevi Tazminat Cezası
Ebru Ünal’ın açtığı malpraktis davası 5 yıl sürdü. Ankara 3. Tüketici Mahkemesi, doktor H.B.'nin ihmalini tespit ederek 30 bin TL maddi, 200 bin TL manevi tazminata hükmetti. Ayrıca 94 bin TL vekalet ücreti, 15 bin TL mahkeme harcı ve bilirkişi masrafları da davalıdan alınmasına karar verildi. Karar, doktorun avukatı tarafından istinafa taşındı.
Ameliyat Öncesi “Rıza Belgesi” Tartışması
Davalı doktorun avukatları, ameliyat öncesinde hastadan rıza belgesi alındığını belirterek, böbreğin alınmasının tıbben gerekli olduğunu savundu. Ancak mahkeme, adli tıp raporları ve bilirkişi görüşleri doğrultusunda, ameliyatın yanlış teşhisle yapıldığına hükmetti.
"Hayatım Bir Gecede Değişti"
Ebru Ünal, yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı:
"Bana böbrek kanseri dediler, panik içinde acil ameliyata alındım. Oysa ki hastalığım lenfomaymış. Kemoterapiyle tedavi edilebilen bir hastalık. Şimdi tek böbrekle yaşıyorum. Fiziksel olarak zorlanıyorum, psikolojik olarak ise hâlâ toparlanamadım."
"Böbreğimin Akıbetini Kimse Açıklamadı"
Ünal, ameliyat sonrası süreçte böbreğinin ne yapıldığına dair bilgi alamadığını da belirtti:
"Böbreğimin nerede olduğunu kimse açıklamadı. Bu durum içimi kemiriyor. Sağlığımı geri kazanamıyorum. Manevi anlamda çok yıprandım."
"Tek Doktorla Yetinmeyin, İkinci Görüş Alın"
Ebru Ünal, yaşadığı mağduriyetin benzer şekilde başkalarının da başına gelmemesi için şu çağrıyı yaptı:
"Lütfen tek doktorun sözüyle ameliyata girmeyin. İkinci, hatta üçüncü görüş alın. Çünkü bu bir hayat meselesi. Benim sağlığım bir yanlış teşhis yüzünden bambaşka bir yöne gitti."