Tüp bebek alanında Avrupa’nın zirvesinde yer alan Türkiye’de, başarısızlık gerekçesiyle açılan davalar hekimlerin meslekten uzaklaşmasına neden oluyor. Tüp Bebek ve İnfertilite Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş, “Başarı oranlarımız dünya standartlarında.
Ancak hastalar, beklentilerini karşılamayınca dava açıyor. Bu da hekimleri risk almaktan kaçınmaya yöneltiyor” dedi.
Tazminat Kaygısı Uzmanlık Tercihlerini Değiştiriyor
Geçtiğimiz günlerde bademcik ameliyatı sonrası engelli kalan bir çocuk için verilen 109 milyon liralık tazminat kararı, tıp camiasında tartışmalara yol açtı. Prof. Dr. Tıraş, bu tür kararların hekimlerin motivasyonunu ve mesleğe bağlılığını zedelediğini belirterek, “Bir doktorun ömrü boyunca ödeyemeyeceği rakamlarla karşı karşıya kalması kabul edilemez” değerlendirmesinde bulundu.
Kadın doğum branşının riskli hale gelmesiyle birlikte, hekimlerin daha az hasta teması gerektiren biyokimya ve patoloji gibi alanlara yöneldiği gözlemleniyor. Eskiden TUS’ta en yüksek puanla tercih edilen kadın doğum branşı, artık en alt sıralarda yer alıyor.
“Tüp Bebekte Başarı Yüzde 100 Değil”
Türkiye’nin tüp bebek tedavilerinde İspanya ve Belçika ile yarıştığını vurgulayan Prof. Dr. Tıraş, bu alanda dünyanın birçok ülkesinden hasta kabul edildiğini belirtti. Ancak bazı hastaların “neden başarılı olamadım?” diye dava açtığını dile getirdi. Tıraş, “En iyi merkezde dahi başarı oranı yüzde 60-70 civarındadır. Bu tıbbi bir gerçektir. Ancak hasta tarafında bu beklenti yüzde 100’e çıkarılınca, hekimler hedef haline geliyor” dedi.
Down sendromu gibi genetik durumlarda da kadın doğum uzmanlarına açılan davaların arttığına dikkat çeken Tıraş, “Hekimin kontrolünde olmayan komplikasyonlar dahi dava konusu olabiliyor. Bu da kadın doğum gibi alanları riskli ve tercih edilmez hale getiriyor” ifadelerini kullandı.
Obezite, Kısırlık Oranlarını Artırıyor
Tüp bebek tedavisinde karşılaşılan en önemli sorunlardan birinin obezite olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tıraş, hem yerli hem de yabancı hastalarda ciddi kilo problemleriyle karşılaştıklarını belirtti. Tıraş, obezitenin erkeklerde sperm bozukluklarına, kadınlarda ise yumurtlama sorunlarına neden olduğunu vurguladı.
Tüp bebek öncesinde kilo vermenin şart olduğunu belirten Tıraş, “Bugün elimizde iki güçlü yöntem var. Biri GLP agonistleri olarak bilinen zayıflama iğneleri, diğeri ise tüp mide ameliyatı. Vücut kitle indeksi 35’in üzerindeyse cerrahi müdahaleyi öneriyoruz. Bu yöntemler sayesinde sperm üretimi başlayan erkek hastalar ve yumurta kalitesi artan kadın hastalarımız oldu” diye konuştu.
Hekimler Destek Bekliyor
Prof. Dr. Tıraş, sağlık sisteminin bu tür tazminat davalarına karşı hekimleri koruyacak yasal ve kurumsal önlemler alması gerektiğini belirterek, aksi halde birçok branşta nitelikli uzman kaybı yaşanabileceğini söyledi. “Tıpta hata ile komplikasyon ayrımının net yapılması gerekiyor. Hekimler ceza korkusuyla değil, bilimsel ilkelere göre çalışmalı” dedi.