Dr. Yılmaz’ın hem mesleki hayatı hem de aile düzeni, sistematik bir şekilde sürdürülen siber taciz nedeniyle altüst oldu.
Kendisinin ve eşinin fotoğrafları kullanılarak sosyal medya platformlarında açılan sahte ilanlar, aileyi psikolojik olarak çökertti. Dr. Yılmaz, bu süreçte hem mesleki motivasyonunu kaybettiğini hem de özel hayatının ciddi şekilde zarar gördüğünü açıkladı.
Sahte İlanlarla Siber İşkence: "2 Binden Fazla İlan Tespit Ettik"
Dr. Muharrem Yılmaz’ın iddiasına göre, siber tacizci sadece bireysel olarak onu değil, eşini de hedef aldı. Özellikle eşi adına açılan ilanlar, tacizin boyutunu gözler önüne serdi. Sahte ilanlarda “Eşim öldü, yeni eş arıyorum” gibi ifadeler kullanılarak ahlaki sınırların da çok ötesine geçildi.
Dr. Yılmaz şöyle konuştu:
“Bu kabus yaklaşık 1 yıl önce başladı. Önce sahte randevular alınmaya başlandı. Ardından sosyal medyada benim ve eşimin fotoğrafları kullanılarak asılsız ilanlar yayımlandı. Kimi zaman işveren gibi gösterildim, kimi zaman cinsel içerikli sahte paylaşımlarla ifşa edildim. Şu ana kadar bizim tespit edebildiğimiz 2 bine yakın sahte ilan var. Özellikle emekliler gruplarında bile ilanlar paylaşılıyor. İnsanlar telefonla arayıp duruyor, gecemiz gündüzümüz kalmadı.”
Hastanenin Telefonları Kilitlendi, Randevu Sistemi Çöktü
Taciz sadece kişisel düzeyde kalmadı. Dr. Yılmaz’ın çalıştığı özel hastanenin kurumsal telefon numarası da sahte ilanlarda paylaşıldı. Bunun sonucunda hastane santraline binlerce arama geldi. Randevu sistemi tamamen kilitlendi, hastalar gerçek anlamda sağlık hizmetine ulaşamaz hale geldi.
“Hastalar randevu almak için hastaneyi arayamıyor. Telefonlar sürekli çalıyor, çalışanlar da mağdur. Bu olay sadece benim kişisel problemim değil; tüm hastanenin, hatta sağlık hizmetinin sekteye uğraması anlamına geliyor,” diyen Dr. Yılmaz, durumun artık kamuya zarar veren bir noktaya taşındığını söyledi.
"Bu Şahsa Ulaştık Ama Durmadı"
Dr. Yılmaz, uzun süren uğraşlar sonucu bu tacizi yapan kişiye ulaştıklarını, ancak sorunun çözülmediğini belirtti. Kişi hakkında adli süreç başlatıldı, fakat süreç ilerlerken saldırganın cesaret kazandığını ve tacize devam ettiğini ifade etti:
“Bu kişiyle değil ama ailesiyle iletişime geçtim. Ailesi psikolojik sorunları olduğunu söylüyor ama çözüm üretmiyor. Bu arada şahıs benim değişen telefon numaramı da bir şekilde bulup tacize devam ediyor. Kendi numaramı kapatıyorum, bu kez eşimin numarasına ulaşıyorlar. Yaşadığımız şey artık normal bir rahatsızlık değil; bu açık bir siber terör.”
“Mesleğimi Yapamaz Hale Geldim”
Dr. Yılmaz, yaşadıklarının kendisini mesleğinden soğuttuğunu açıkça dile getirdi. İnsan hayatına dokunmayı meslek edinen bir doktor olarak, bu süreçte büyük bir hayal kırıklığı yaşadığını söyledi:
“Bir çocuğun gülümsemesini cennet olarak gören biriyim. Fakat bu olay beni insanlardan soğuttu. Psikolojik olarak yıprandım. Artık mesleğimi icra etmekte zorlanıyorum. Kendimi koruyamadan hastalara nasıl faydalı olabilirim? Gece gündüz telefonlar çalıyor, randevu almaya çalışan hastalar ulaşamıyor, benim çevremdeki herkes bu durumdan etkileniyor.”
“Bu Saldırı Bireysel Değil, Kamuya Zarar Veriyor”
Dr. Yılmaz, yaşadıklarının sadece kendisini değil tüm toplumu ilgilendirdiğini belirtti. Özellikle hastane telefonlarının kilitlenmesi nedeniyle hastaların sağlık hizmetine erişememesi, durumun toplumsal bir probleme dönüştüğünü gösteriyor.
“Bu artık benim sorunum değil, sağlık sisteminin sorunu. Kamusal hizmet aksıyor. Hasta mağdur, ben mağdurum, hastane mağdur. Buna bir an önce çözüm bulunmalı.”
Adli Süreç Devam Ediyor: Siber Zorbalığa Dur Denilmeli
Dr. Muharrem Yılmaz ve ailesi, maruz kaldıkları bu siber taciz nedeniyle savcılığa başvurdu. Süreç devam ediyor ancak adli yolların yavaş ilerlemesi mağduriyetin sürmesine neden oluyor. Dr. Yılmaz, bu durumun sadece kendi başına gelmediğini, benzer olayların farklı meslek gruplarında da yaşandığını vurguladı.
“Bu ülkede siber suçlara karşı daha caydırıcı önlemler alınmalı. Yoksa benzer mağduriyetler artarak devam eder. Psikolojik şiddetin bir türü olan siber taciz, fiziksel şiddet kadar yıpratıcıdır.”
Yaşananlar, sağlık camiasında da büyük yankı uyandırırken, gözler şimdi adaletin nasıl bir karar vereceğine çevrildi. Siber zorbalığın önlenmesi için daha hızlı ve etkili çözümler bekleniyor.