Memurun iş yerinde iş arkadaşlarına ya da amirine karşı sert bir ses tonuyla “seninle görüşeceğiz” şeklinde cümle kurması Yüksek Mahkeme tarafından tehdit olarak kabul edildi.

Danıştay tarafından verilen kararın detayına aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Davacının, iddia edilen muhasebe şefi olarak görev yapan K4.'ü sinirli ve sert bir bakışla tehdit ettiği suçlamasına ilişkin olarak; İncelenen olayda, davacının 06/04/2012 tarihinde muhasebe müdürü K7.'nin odasından çıkarak çalıştığı servise geldikten sonra muhasebe şefi olarak görev yapan K4.'ü "Seninle görüşeceğiz" diyerek tehdit ettiğine dair K4. dahil olmak üzere Defterdarlıkta çalışan beş kişi tarafından bila tarihli bir tutanakla belgelendi.

Soruşturma kapsamında, tutanakta imzası bulunan kişilerin ifadelerine başvurulduğunda, bu kişiler genel olarak davacının servisteki yerine oturup K4.'ye kafa sallayarak, sinirli ve sert bir bakışla "Seninle görüşeceğiz" dediğini duyduklarını ve gördüklerini ifade ettiler.

Bu durumda, dosyada bulunan tanık ifadeleri ve soruşturma raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucunda, davacının K4.'ü tehdit ettiğine dair eyleminin gerçekleştiği tespit edildiği için, davacının bu eylemi nedeniyle hakkında tesis edilen dava konusu işlemde ve mahkemenin bu eyleme ilişkin değerlendirmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

T.C. Danıştay Başkanlığı - 12. Daire Esas No.: 2018/10107 Karar No.: 2019/7550 Karar tarihi: 14.10.2019  

İSTEMİN KONUSU :Isparta İdare Mahkemesinin 03/05/2017 tarih ve E:2016/1460, K:2017/1049 sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Onikinci Dairesinin 01/03/2018 tarih ve E:2017/1985, K:2018/923sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem:Dava, Burdur Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğü'nde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(l) maddesi uyarınca ''bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası'' ile cezalandırılmasına ilişkin 26/06/2012 tarih ve 2012/12 sayılı işleminiptali istemiyle açılmıştır.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının, birlikte aynı yerde görev yaptığı veri hazırlama ve kontrol işletmeni K4.'yi bir evrak tebliği sırasında "Israr etme, kendine bağırtma ve çok kötü olur." diyerek tehdit etmesine ilişkin eylemi ile ilgili olarak, K4.'nin ifadesi dışında herhangi bir ifadenin bulunmadığı, dolayısıyla bu iddiaya ait somut delil ve bilgi bulunmadığından iddia edilen fiilin sübuta ermediği, muhasebe şefi olarak görev yapan K4.'yi sinirli ve sert bir bakışla "Seninle görüşeceğiz." diyerek tehdit etmesine ilişkin eylemiyle, defterdarlık uzmanı K5.'ya "Sen benim hep dedikodumu yapıyorsun, dedikoducu arkamdan konuşuyorsun, ben senin gibi on yıllık memur değilim, otuz yıllık memurum" diyerek hakaret etmesine ilişkin eyleminin, tanık ifadeleriyle ortaya konulduğu ve bu fiillerin sübuta erdiği görüldüğünden, davacının eylemine uyan bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onikinci Dairesince, davacının aynı yerde görev yaptığı arkadaşlarına yönelttiği hakaret ve tehdit içerikli ifadelerin dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerden, tanık ifadelerinden sübuta erdiği anlaşılmakta ise de, disiplin hukukunun temel ilkeleri arasında yer alan "ölçülülük ilkesi" gereğince, eylem ile ceza arasında adil bir denge bulunması gerekeceğinden, davacının eylemleri ile ceza maddesi arasında, disiplin hukukukun temel ilkelerinden olan "eylemin ağırlığına göre cezalandırma" ilkesi, diğer deyişle "orantılılık" ilkesi gereğince uyum olmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI: Davalı tarafından, davacının çalıştığı birimdeki hal ve hareketleri ile tüm personelin huzurunu bozduğu, verimli çalışmalarını etkilediği, çalışanların kendilerine de sözlü ya da fiili sataşma olabileceği düşüncesi ile huzursuz ve tedirgin oldukları, davacının eylemleri ile uygulanan ceza maddesinin uyumlu ve orantılı olduğu, davacının soruşturmaya konu fiillerini alışkanlık haline getirdiği, daha önce çalıştığı kurumlarda da aynı huzursuzluğu yarattığı, davacıya muhasebe müdürü veya diğer personel tarafından herhangi bir baskı yapılmadığı, bu yöndeki iddiaların tamamen asılsız olduğu ileri sürülerek Danıştay Onikinci Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, hakkındaki disiplin soruşturmasının usulüne uygun yapılmadığı, somut olarak hangi olayla itham edildiği belirtilmeden savunması alınmaksızın cezalandırıldığı, iş arkadaşlarına hakaret ya da tehditte bulunmadığı, verilen ceza ile eylem arasında adil bir denge bulunmadığı, disiplin kurulunun Yönetmelikte belirtilen otuz günlük süreyi geçirdikten sonra karar verdiği, Defterdarın kurul toplantısına katılmasının Yönetmeliğe aykırı olduğu, disiplin kurulu kararında suçlamaya ilişkin hiçbir somut iddia olmaması, kararın gerekçeli olmaması, karara karşı itiraz ve dava yolu süresinin belirtilmemiş olmasının usule ve yasaya açıkça aykırı olduğu, belirtmiş olduğu iptal nedenlerinin mahkemece değerlendirilmediği ve kararda tartışılmadığı, davalı idare tarafından ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ :K6 DÜŞÜNCESİ :Karar düzeltme isteminin reddigerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince,Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onikinci Dairesinin 01/03/2018 tarih ve E:2017/1985, K:2018/923 sayılıkararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE : MADDİ OLAY : Davacının, Burdur Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğü'nde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yaptığı dönemde işlediği ileri sürülen fiilleri nedeniyle hakkında disiplin soruşturması başlatılmıştır. Soruşturma sonucunda hazırlanan 04/05/2012 tarih ve 2012/1 sayılı raporda; davacının muhasebe şefi olarak görev yapan K4.'yi sinirli ve sert bir bakışla "Seninle görüşeceğiz." diyerek tehdit ettiğine, veri hazırlama ve kontrol işletmeni K4.'yi, bir evrak tebliği sırasında "Israr etme, Kendine bağırtma ve çok kötü olur." diyerek tehdit ettiğine ve defterdarlık uzmanı K5.'ya ise "Sen benim hep dedikodumu yapıyorsun, dedikoducu arkamdan konuşuyorsun, ben senin gibi on yıllık memur değilim, otuz yıllık memurum" diyerek hakaret ettiğine ilişkin fiillerinin sübuta erdiği belirtilerek 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(l) maddesi uyarınca ''bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası'' ile cezalandırılması önerilmiştir.

Öneri doğrultusunda Burdur İl Disiplin Kurulu'nun 26/06/2012 tarih ve 2012/12 sayılı kararıyla dava konusu işlem tesis edilmiştir. Bakılan dava bu işlemin iptali istemiyle açılmıştır. İLGİLİ MEVZUAT : 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(l) maddesinde; "Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek" fiili, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verilmesini gerektiren fiil ve haller arasında sayılmış, aynı Kanun'un "Zamanaşımı" başlıklı 127. maddesinde, "Bu Kanunun 125 inci maddesinde sayılan fiil ve halleri işleyenler hakkında, bu fiil ve hallerin işlendiğinin öğrenildiği tarihten itibaren; a) Uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarında bir ay içinde disiplin soruşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar." hükmüne yer verilmiştir. HUKUKİ DEĞERLENDİRME : Davacının işlediği ileri sürülen; veri hazırlama ve kontrol işletmeni K4.'yi, bir evrak tebliği sırasında "Israr etme, Kendine bağırtma ve çok kötü olur." diyerek tehdit ettiği fiiline ilişkin olarak; Bakılan olayda, davacının K4.'yi tehdit ettiğine ilişkin, soruşturma kapsamında K4.'nin ifadesi dışında herhangi bir ifade bulunmadığından, davacının bu fiilininher türlü şüpheden uzak şekilde net bir biçimde ortaya konulamadığı, bu haliyle davacının bu eyleminin sübuta erdiğinden söz edilemeyeceği sonucuna ulaşılmış, bu fiiline ilişkin olarak tesis edilen disiplin cezasında hukuka uygunluk, mahkemenin bu fiile ilişkin değerlendirmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Davacının işlediği ileri sürülen muhasebe şefi olarak görev yapan K4.'yi sinirli ve sert bir bakışla "Seninle görüşeceğiz." diyerek tehdit ettiği fiiline gelince; Bakılan olayda, davacının 06/04/2012 tarihinde muhasebe müdürü K7.'nın odasından çıkıp çalıştığı servise geldikten sonra muhasebe şefi olarak görev yapan K4.'yi ''Seninle görüşeceğiz'' diyerek tehdit ettiğine ilişkin K4.'nin de aralarında bulunduğu Defterdarlıkta çalışan beş kişi tarafından bila tarihli tutanak tutulmuştur. Soruşturma kapsamında tutanakta imzası bulunan kişilerin ifadesine başvurulmuş, bu kişiler ifadelerinde genel olarak; davacının servisteki yerine oturarak K4.'ye kafa sallayarak, sinirli ve sert bir bakışla ''Seninle görüşeceğiz'' dediğini duyduklarını ve gördüklerini ifade etmişlerdir. Bu durumda, dosyada bulunan tanık ifadeleri ve soruşturma raporunun birlikte değerlendirilmesinden, davacının K4.'yi tehdit ettiğine ilişkin fiilinin sübuta erdiği sonucuna ulaşıldığından, davacının sübut bulan fiili nedeniyle hakkında tesis edilen dava konusu işlemde ve mahkemenin bu fiile ilişkin değerlendirmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Yargıtay, Sendika Üyelik Bilgisini Kişisel Veri Saydı Yargıtay, Sendika Üyelik Bilgisini Kişisel Veri Saydı

Davacının işlediği ileri sürülen defterdarlık uzmanı K5.'ya, "Sen benim hep dedikodumu yapıyorsun, dedikoducu arkamdan konuşuyorsun, ben senin gibi on yıllık memur değilim, otuz yıllık memurum" diyerek hakaret ettiği fiiline ilişkin olarak; Disiplin cezaları kamu hizmetinin gereği gibi yürütülmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler. Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatta belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Yukarıda açık metnine yer verilen aylıktan kesme cezalarında bir ay içinde disiplin kovuşturmasına başlanmadığı takdirde disiplin cezası verme yetkisinin zamanaşımına uğrayacağını ifade eden mevzuat hükmü karşısında, belirtilen sürenin geçirilmesinden sonra disiplin soruşturmasına başlanamayacağı açıktır. Bakılan olayda, 21/11/2011 tarihinde davacının defterdarlık uzmanı K5.'ya "Sen benim hep dedikodumu yapıyorsun, dedikoducu arkamdan konuşuyorsun, ben senin gibi on yıllık memur değilim, otuz yıllık memurum" diyerek hakaret ettiğine ilişkin K5.'nun da aralarında bulunduğu Defterdarlıkta çalışan beş kişi tarafından 21/11/2011 tarihli tutanak tutulmuştur. Soruşturma kapsamında bilgi sahibi olarak ifade veren Burdur Deftardarlığı muhasebe müdürü K7.'nın 24/04/2012 tarihli ifadesinde ise, söz konusu tutanağın kendisine bildirildiği, bunun üzerine davacının sözlü olarak uyarıldığı ve belki huzurlu davranır gerekçesi ile biriminin değiştirilerek evrak kayıt servisine alındığı belirtilmiştir.

Bu durumda, davacının işlediği ileri sürülen fiillerine ilişkin olarak hakkında tutulan 21/11/2011 tarihli tutanakta davacının disiplin cezasına konu fiillerinin açıkça yazılmış olduğu ve bu tutanağın tanzim edildiği tarihten itibaren idarenin bilgisi dahilinde olduğu görüldüğünden, bu tarihten itibaren soruşturmaya başlama süresi içinde soruşturma açılması gerekirken, bir aylık disiplin soruşturma zamanaşımı süresi geçirildikten sonra (17/04/2012 tarihinde) başlatılan soruşturma sonucu bu fiile ilişkin olarak tesis edilen disiplin cezası işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Sonuç olarak, davacının işlediği ileri sürülen üç ayrı fiili nedeniyle hakkında tesis edilen dava konusu disiplin cezasının incelenmesinden, davacının üzerine atılı bir fiilin sübut bulmadığına, bir fiili ile ilgili soruşturmaya başlama zamanaşımı süresinin geçirildiğine karar verilmiş ise de, davacının üzerine atılı K4.'yi tehdit ettiğine ilişkin fiilin sübuta erdiği görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle, İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.

KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1. Davalı idarenin karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onikinci Dairesinin 01/03/2018 tarih ve E:2017/1985, K:2018/923 sayılı kararının kaldırılmasına, 2. Davacının temyiz isteminin reddine, 3. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin, Isparta İdare Mahkemesinin 03/05/2017 tarih ve E:2016/1460, K:2017/1049 sayılı kararının 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca SONUCU İTİBARIYLAONANMASINA, 4. Davalı idare tarafından karar düzeltme aşamasında yapılan 85,40 -TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, 14/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. KARŞIOY: Dava, Burdur Defterdarlığı Muhasebe Müdürlüğü'nde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, işlediği ileri sürülen üç ayrı fiil nedeniyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/D-(l) maddesi uyarınca ''bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası'' ile cezalandırılmasına ilişkin 26/06/2012 tarih ve 2012/12 sayılı işleminiptali istemiyle açılmıştır.

Davacının işlediği ileri sürülen muhasebe şefi olarak görev yapan K4.'yi sinirli ve sert bir bakışla "Seninle görüşeceğiz." diyerek tehdit ettiği fiili incelendiğinde; Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı eylemlerine karşı düzenlenen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır sonuçlara uzanan disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasanın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır. "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir eylemin tanımının yapılması ve yasanın ne tür eylemleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan eylemi gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Söz konusu eylem, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır. Uyuşmazlıkta, dosyada bulunan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi sonucunda, olayın oluş şekli itibariyle davacıya isnat edilen K4.'yi tehdit etmek fiilinin işlenmediği, bu haliyle davacının eyleminin, anılan kanun hükmündeki suç tanımına uymadığı, diğer bir ifadeyle, 657 sayılı Kanun'un 125/D-(I) maddesiyle örtüşmediği ve disiplin hukukunda yer alan tipiklik şartının gerçekleşmediği sonucuna ulaşılmıştır.

Bu durumda, davacının işlediği ileri sürülen veri hazırlama ve kontrol işletmeni K4.'yi, bir evrak tebliği sırasında "Israr etme, Kendine bağırtma ve çok kötü olur." diyerek tehdit ettiği fiilin sübuta ermediğine ve defterdarlık uzmanı K5.'ya, "Sen benim hep dedikodumu yapıyorsun, dedikoducu arkamdan konuşuyorsun, ben senin gibi on yıllık memur değilim, otuz yıllık memurum" diyerek hakaret ettiği fiiline ilişkin olarak soruşturmaya başlama zamanaşımı süresinin geçirildiğine ilişkin Daire kararının gerekçesine katılmakla birlikte; Daire kararından ayrı olarak, davacının muhasebe şefi olarak görev yapan K4.'yi sinirli ve sert bir bakışla "Seninle görüşeceğiz." diyerek tehdit etmek fiilini işlemediği, davacının bu fiilinin 657 sayılı Kanun'un 125/D-(I) maddesiyle örtüşmediği ve disiplin hukukunda yer alan tipiklik şartı gerçekleşmediğinden, dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyoruz.