Çalışanların Talepleri Karşılık Bulmalıdır

Değerli Basın Mensupları;

Türk Sağlık-Sen olarak adaletsizliği ile tahammül sınırlarını aşan, yok olup gitmesiyle cebimizi yakan döner sermaye ek ödeme sistemi ile ilgili sağlık çalışanlarının taleplerini uzun zamandır dile getiriyoruz.

Son olarak geçtiğimiz aylarda yurt genelinde toplanan binlerce dilekçeyi Sağlık Bakanlığı’na teslim ederek Döner sermayelere acil çözüm istemiştik.

Çünkü; Çalıştıkça kazanacaksın denilen sistemde,çalışanlar her şartta kaybetmeye başlamıştır.

10 yıl öncesinin döner sermaye ek ödemesinin mumla arandığı bir dönem yaşanmaktadır.

Döner sermayeden 100-150 TL alanlara artık hiçbir ödeme yapılmamaktadır. Çalışanlar sabit ek ödemeyemahkûm hale getirilmiştir. Hastanelerde hastayla ilgilenip 24 saat hizmet veren arkadaşlarımıza 1 TL bile döner sermaye verilmemesini anlamak mümkün değildir. Bu nasıl bir hak dağıtımı, hakça paylaşımdır.

Döner sermaye ödemelerinde yaşanan bu kayıplar, sağlık çalışanlarının ekonomilerini bozmuş, ücretlerini eritmiştir.

Biz Türk Sağlık-Sen olarak çalışanın ekonomisinde oluşan bu duruma kayıtsız kalmayın diyoruz. Çünkü Sağlık çalışanları haklarını istemektedir. Döner sermayelerin kabul edilebilir bir düzeye yükseltilmesi ve adaletli dağıtımın tesis edilmesi temel talebimizdir. Döner sermaye sistemi köklü bir şekilde değiştirilmeli ve çalışanlar sistemin merkezine alınmalıdır.

Sabit ek ödemeler genel bütçeden ödenmelidir. Döner sermayeden ücret alan tüm sözleşmelilere maaşları genel bütçeden verilmelidir.

Döner sermayeler yükseltilmeli ve emekliliğe yansıtılmalıdır. Döner sermayelerde öncelik çalışanın hakkının verilmesi olmalıdır. Bunu yanın sıra yöneticinin döner sermaye alırken çalışanın bir kuruş almadığı kurumlar vardır. Bu tür adaletsizliklerde sonlanmalı, Yöneticiler çalışanların döner sermaye almaları için çalışanın hakkına öncelik vermelidirler.

1 Ağustos’ta başlayacak toplu sözleşmelerden de maaşlarımızla ilgili önemli bir iyileştirme yapılmasını ve geçmiş dönemlere ait kayıplarımızın telafi edilmesini bekliyoruz. Bizim Taleplerimizin gerçekleşmesi inanıyoruz ki, çarşıya, pazara, esnafa katkı sağlayacaktır. Kamu Çalışanına verilen bir kuruş yine bu ülkenin tüm kesimlerine fayda getirecektir. Birileri “Geçmiş yıllarda kayıp olmadı” diyor ama kayıplar ortada. Yaşanan ekonomik gelişmeler dar ve sabit gelirlileri çok zorlamaktadır. Bu sıkıntılardan en çok etkilenen kesim kamu çalışanları ve emeklilerimizdir.

Türkiye Kamu-Sen olarak 2020 Ocak ayından itibaren taban aylığa seyyanen net 600 TL telafi ödemesi, buna ek olarak 2020 için yüzde 10+10, 2021 için yüzde 8+8, ve her yıl için yüzde 3 refah payı ödemesi şeklindeki mali taleplerimiz Genel başkanımız tarafından açıklanmıştır.

Geçtiğimiz dönem imzalanan toplu sözleşme gereği 2018 yılı için memurlara %4+3,5 zam yapılmıştı. Enflasyon farkı da eklendiğinde memurlara geçen yıl toplam %14,8 zam yapıldı ama enflasyon %20,3 oldu. Dolayısıyla resmi enflasyona göre bile 2018 yılında memur maaşları %5,5 eridi. Sonradan ödenen enflasyon farkı ise erimeyi durdurmak yerine geçici bir çözüm olmaktadır. Maaşların döviz kuru karşısındaki durumu ortadadır.

yılında 1049 dolar olan ortalama memur maaşı 710 dolara düştü; memur maaşı aylık 339 dolar eridi. 2002 yılında ortalama memur maaşıyla 22,1 çeyrek altın alınabilirken bu rakam bugün 9,7’ye geriledi. Sadece 2018 yılında 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları tam 1032 lira artarken memur maaşındaki artış enflasyon farkı da dahil aylık ortalama 441 lirada kaldı. Yani harcamalar 1032 lira gelir ise 441 lira arttı; aile bütçesi 2018’de aylık 591 lira açık verdi. Maaşlar %17,3 eridi. Durum böyle iken, sermaye sahiplerine sürekli vergi indirimleri, aflar, teşvikler getiriliyor ama bütün yük adaletsiz vergiler yoluyla bizlerin üstüne yıkılıyor. İşte bu yüzden ülkemizin kaynaklarını adilce paylaşalım diyoruz, adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Bu seneki toplu sözleşmede Türkiye Kamu-Sen bunun mücadelesini verecektir. Mali taleplerimizin yanı sıra sözleşmelilere kadro, yardımcı hizmetlerde çalışan arkadaşlarımıza memurluk gibi analarının ak sütü gibi helal olan haklarda kendilerine mutlaka teslim edilmelidir.

Bunun dışında bir talebimizde geçici görevlendirmelerin zulüm aracı olarak kullanılmasına bir son verilmesidir. Geçici görevlendirmelerin mevzuatta yazdığı şekilde kamu yararı gözetilerek yapılmasıdır. Bu konuda hassasiyet gösterilmesini idarecilerden bekliyoruz.

Hepinize Teşekkür ediyor, saygılar Sunuyorum.

Murat BULUÇ
Türk Sağlık-Sen Kırıkkale Şube Başkanı