Hükümet ile memurların zam görüşmelerinde son haftaya girildi. Milyonlarca memuru ve memur emeklisinin heyecanla beklediği sözleşme sürecinde taraflar son kez masaya oturacak. Uzlaşı olursa zam oranı 22 Ağustos Pazar günü açıklanacak. Hükümet 2022 yılında ilk 6 ay için yüzde 5, ikinci 6 ay için yüzde 6 ve enflasyon farkı teklif etti. 2023 yılı için ise zam teklifi ilk ve ikinci altı ay için yüzde 6 ve enflasyon farkı oldu.
Sendikalar hükümetin teklifini kabul etmedi. Önceki yıllardan farklı olarak bu yıl birlikte hareket eden Memur-Sen ve Türkiye Kamu-Sen, ortak talepler belirledi.

“VERİLEN ORANI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL!”

Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu’na bağlı Türk Sağlık-Sen İzmir 1 No.lu Şube Başkanı Barış Koçak, hükümetten yeni bir teklif beklediklerini duyurdu. Koçak, “Ülkemizdeki enflasyon oranı yüzde 19.5'ların üzerine çıktı. Biz de kamu-Sen olarak, hükümetten taban aylığa 600 lira seyyanen zam, 2022'de yüzde 21, 2023'te yüzde 17, her yıl yüzde 3 olmak üzere iki yılda toplam yüzde 6 refah payı artışı talebinde bulunduk. Bize komik bir oran verildi. Aynı sürecin işçi ayağına baktığımızda işçilerde bu oran yüzde 21 olarak belirlendi, aynı öngörü ve zaman diliminde memurlara ise yüzde 11 reva görüldü. Türk Kamu-Sen olarak bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil. Aynı hayat şartlarını paylaşıyoruz. Memurun alım gücü çok düştü” dedi.

“GEREĞİNİ YAPARIZ”

İstenilen zam oranlarının verilmemesi ile eylemlilik sürecinin başlayacağına dikkat çeken Koçak, “Bu sene ilk defa Kamu-Sen’in ‘Ortak talep’ çağrısına Memur-Sen cevap verdi. Ortak talepler oluşturuldu fakat masada yetkili olan ve hükümeti zorlaması gereken sendika Memur-Sen’dir. Çünkü yetkili sendika o. Bizim masada imza yetkimiz yok, her anın takipçisiyiz. Olayların şahidi olacağız. Eğer istediğimiz oranlar verilmezse Türkiye Kamu-Sen bunun gereğini yapar. İş bırakma eylemi yapabiliriz. Hükümetin ikinci teklifini açıklamasının ardından eğer sağlık çalışanlarının beklentisi karşılanmazsa Genel Merkezimizin uygun gördüğü şekliyle eylemlilik sürecini başlatacağız. Eylemlilik süreci toplantılarla başlar, çeşitli protestolar ve neticesinde iş bırakmaya kadar gidebilir. Sendikaların elindeki en kuvvetli argüman iş bırakma eylemidir. Olayların geri döndürülemez noktaya gelmemesi için Genel Merkezlerin takdiriyle bu tür kararlar alınabilir” açıklamasında bulundu.

“YÜZDE 20 EKSİKLE ÇALIŞIYORUZ”

Personel açığı ile çalıştıklarını ifade eden Koçak, “Yaklaşık 2 senedir Pandemi ile olan mücadele sürdürülmekte. Bu 2 sene boyunca hastanelerde birçok birim kapalı kaldı, ameliyatların birçoğu ertelendi. Şu anda birikmiş bir iş yükü var. İnsanların tedaviye ihtiyaçları var. Bunlara rağmen İzmir aşılama oranı yüzde 75’in üzerine çıktı. İzmir ili diğer Büyükşehir’lerle kıyaslandığında, sağlık personeli açısından yüzde 20 eksikle çalışmakta. Buna rağmen İzmir herkesten önce mavi oldu. Bu da tamamen İzmir'deki sağlık çalışanlarının büyük özverisi ile gerçekleşti. Çekilen çileye, gösterilen özveriye rağmen sağlık çalışanlarının mali haklarında bir değişiklik olmadı. Hala sağlıkta şiddet devam ediyor, bazı kurumlarda baskı ve mobbing sürüyor. Bunlar da sağlık çalışanlarını iyice canından bezdiriyor. Geçen ay itibariyle 100’ün üzerinde hekim Sağlık Bakanlığı’ndan ayrıldı. Bu da zaten var olan personel açığını daha çok artırdı, sağlık çalışanlarının da aynı doğrultuda yükü arttı. Sağlık çalışanları artık tükenmiş durumda” diye konuştu.

“İNSAN YERİNE KONULMAK İSTİYORUZ”

Sağlık çalışanlarının dayanacak gücünün kalmadığını belirten Barış Koçak, “Sağlık çalışanları artık saygı görmek, değer görmek istiyor. İnsan yerine konulmak istiyor. Her gün şiddet vakaları yaşanıyor. Şiddet dediğimizde illa bıçaklama, öldürme mi bekleniyor. Her gün sağlık çalışanları darp, sözlü şiddete, küfüre, hakarete maruz kalıyor. Siz 2 senedir neredeyse izin kullanmamışsınız, canınızı dişinize takmışsınız, bir de üstüne şiddet görüyorsunuz. Şu an içeride 100 gün izni birikmiş sağlık çalışanlarımız var. 100 gün izin 3 ay işe gelmemesi demek, bunu da yapamıyorsunuz, mali haklarda iyileştirme yapmıyorsunuz, şiddet için gerekli önlemleri almıyorsunuz, sağlık çalışanları daha nereye kadar dayanacak” diye sordu.

“NÖBET ÜCRETLERİ GERİ İSTENİYOR”

Koçak, “Türkiye genelinde laborantlara yapılan nöbet ücretleri geri isteniyor. Bu onların çalışarak aldıkları bir para fakat usulsüz ödeme adı altında bu parayı geri tahsil etmeye çalışıyor Sağlık Bakanlığı. Bu da kişi başı 300 – 17 bin liraya kadar geri ödeme çıkarıyor. Ortalama bir kişinin Sağlık Bakanlığı’na geri ödeyeceği tutar 8 bin lira, maaşımızdan, aylık gelirimizden fazla. Biz bunu nasıl ödeyeceğiz. Genel Başkanımız Önder Kahveci konuyla ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin koca ile görüştü. Sayın Koca, bu konuda gerekli düzenlemeyi yapacağını ifade etti fakat henüz konuya ilişkin atılmış bir adım yok” dedi.

Editör: Haber Merkezi