“Başta hekimler olmak üzere bize verdikleri emekler için tüm sağlık çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır” diyen Gazeteci Şener, “Sağlık Bakanlığında halen üstdüzey yöneticilerden bazıları geçmişte FETÖ’nün mahrem imanlıları ile irtibatlı kimseler olduğunu” öne sürerek FETÖ iltisaklı sendika diyerek Hekim Sen’e dikkat çekti.

Şener yazısında şunları kaydetti:

Başta hekimler olmak üzere bizlere verdikleri emekler için tüm sağlık çalışanlarına ne kadar teşekkür etsek azdır. Mesleğini, insan hayatını; dünya görüşünün, siyasi tutumunun, ideolojisinin, grup, tarikat ve cemaat çıkarlarının üzerinde tutan her doktor başımızın üzerinde. Bu yazımın kapsamına onlar girmiyor.

Ancak artık mızrak çuvala sığmıyor: Devlet yıllardır sağlık alanındaki FETÖ’cüleri hep geri planda tuttu. Hatta tüm meslek gruplarından farklı olarak FETÖ iltisaklı hekimlerin belli şartlarla özel sağlık kuruluşlarında görev yapmalarına imkân tanındı.

Sağlıkta Menzilciler başta, birçok tarikat ve cemaatin yanında örgütlü gruplar var. Ama en operasyoneli hâlâ FETÖ’cüler. Bunu sağlık teşkilatının en üstünden en altına kadar herkes biliyor. Sağlık sistemindeki FETÖ yapılanması, artık sistemin işleyişini etkileyecek noktaya doğru gidiyor.

İHRAÇ EDİLEN DOKTOR

Dün gündeme şu haber düştü:

“Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, 14 Mart Tıp Bayramı’nda Uzman Çavuş Ali Aladağlı’nın (32) saldırısına uğradığını iddia ederek şikâyetçi olan fakat ortaya çıkan görüntülerle darp edilmediği belirlenen Dr. Tahir Tarımer’in (26), Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi olduğu iddiasıyla Muğla Valiliği tarafından iki ay açığa alınmasına karar verildi.”

Kısa süre önce de Urfa’da şöyle bir olay yaşandı:

2016 ve 2017’de usulsüzlük yaptığı gerekçesiyle SGK ile sözleşmesi feshedilen bir tıp merkezindeki acil servise gelen hastadan ücret talep edildi. Oysa anlaşma olmasa da acile gelen hastadan para talep etmemesi gerekiyordu. Olay yerine sonradan gelen doktor da yaşanan tartışmaya katıldı. Çıkan arbede sonrası doktor, “İstifa ediyorum. Diplomamı yırtıyorum” diye tepki gösterdi. Daha sonra Şeyhmus Baraş isimli doktorun aslında TUS sınavına hazırlanmak için istifa edeceği, diploma yakma girişimini de şov amaçlı yaptığı anlaşıldı. Basına yansıyan haberlere göre doktor Şeyhmus Baraş FETÖ okullarından mezun. Kardeşlerinden biri FETÖ okulundan mezun ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyor. Diğer kardeşi öğretmen. KHK ile ihraç edilmiş ve öğretmenlik mesleğinden uzaklaştırılmış. 2018’de gözaltına alınmış. Bir diğer kardeşi yine 2014-2016 yılları arasında FETÖ eğitim kurumu Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okumuş. Doktora ilk destek de FETÖ iltisaklı sendika HEKİMSEN’den geliyor.

BAKANLIK’TAKİ FETÖ’CÜLER

Sağlık Bakanlığı’nda halen görevli üstü düzey yöneticilerden bazıları geçmişte FETÖ’nün mahrem imamları ile irtibatlı kimseler. Örneğin FETÖ’nün kamudan sorumlu mahrem imamlarından Abdullah Sami Başaran ile görüşen yönetici var. Doktor yapılanmasında yer alan mahrem imamlar Ömer Yaslı, Gökhan Yiğit, Ali Kemal Şahin ve Bahadır Ceylan ile irtibatlı olanlar var. 17-25 Aralık’tan sonra irtibat birden kesiliyor. Yine FETÖ’cü Hidayet Karaca ile aynı uçakta Pensilvanya’ya giden çok üst düzey yönetici var. Bakanlığın kalbi sayılan Bilgi Sistemleri’nde taşeron şirket aracılığı ile çalışan KHK ile ihraç edilmiş FETÖ’cüler var.

Kamuda çalışamasa da özel sektörde hekimlik yapan çok sayıda FETÖ mensubu var. Bu hekimlerin sağlık sistemini nasıl sabote ettikleri ortada. Bir polis memuru FETÖ sebebiyle ihraç edildiğinde yeniden eli silahlı bir iş yapamazken canımızı emanet ettiğimiz hekimlik müessesesi içinde çalışmaya devam edebiliyor. Sağlık Bakanlığı’nın veri güvenliği de tehdit altında. Bu, tüm vatandaşlarımızın veri güvenliği tehdit altında demektir. Önümüzdeki dönemde hem FETÖ’cülerin sağlık sistemindeki operasyonlarına hem de devletin bunlara karşı operasyonlarına şahit olursak şaşırmayalım.

saglikpersoneliHABER.NET Notu: Hakkında iddialar olan Genel Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerinin niçin istifa etmedikleri veya Olağanüstü Genel Kurulu toplayarak güven oyu almadıkları merak ediliyor.