Türkiye ne zaman milli menfaatlerini ilgilendiren bir aksiyon alsa hemen imza toplayarak gayri milli çıkışlar yapan; zihinleri kiralık, kalemleri satılık, aydınlığı kendinden menkul bir zümre çıkıveriyor ortaya. Milleti kara cahil gördükleri için kendilerine aydınlık diyen bu topluluğun; ülkemizin ve milletimizin karşı karşıya kaldığı herhangi bir haksızlık, hukuksuzluk, ayrımcılık karşısında tek satır yazı yazdığı, bir tek imza topladığı görülmüş değildir. Türkiye Cumhuriyetinin aldığı her pozisyonun karşısında yer almayı kendilerine ödev bilmişler adeta…

Türk Ordusunun sınırlarımızı terör örgütlerinden temizlemek, zalim Suriye rejiminin saldırılarından kaçan mazlum Suriye halkına destek olmak ve yaklaşık 2 milyon kişilik olası yeni mülteci göçünün önüne geçebilmek için İdlib’te başlattığı #BaharKalkanıHarekatı yine bu “Aydıncıkların” imza gündemine girmiş. 

Bu sözde aydınlar eğer kendi kendilerine aydın demek yerine gerçek aydın olabilselerdi; meselenin Suriye meselesi olmadığını, bizzat Türkiye'nin güvenlik meselesi olduğunu görebilirlerdi. Bugün biz sınır ötesinde mücadele etmiyor olsaydık, çok daha büyük bir mücadeleyi sınırlarımızın içinde vermek durumunda kalacaktık. Bugün İdlib’te patlayan bombalarda haliyle Allah muhafaza Hatay’da, Gaziantep'te hatta Ankara, İstanbul’da patlayacaktı büyük ihtimalle… Sanki biz askerimizi Suriye’den çekiyoruz desek arkamızdan su döküp bizi rahat bırakacaklarmış gibi bir toz pembe hayal görmek ancak masa başında oturup gayri milli işlere imza atan “aydınlara” göre bir iştir… Türkiye Cumhuriyeti ciddi ve büyük bir devlettir. Devletimiz, hükümetimiz ve ordumuz güvenliğimizi sağlamak için her yerde ve her zaman mücadeleye devam edecektir. Anadolu irfanına ve ferasetine sahip necip milletimiz de her daim devletinin, hükümetinin ve ordusunun yanında durmaya devam edecektir.

Şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmayacaktır! Çünkü bu söz yeni şehitler verelim demek değil, şehitlerimizi ve onların yolunu asla terk etmeyeceğiz demektir!