SAĞLIK BAKANLIĞI ÇALIŞANIN YANINDA DEĞİL!

Yüzyılın en zorlu sürecini yaşadığımız, birçok meslektaşımızın virüsten dolayı hayatını kaybettiği, birçoğunun amansız virüse yakalandığı bu dönemde de geçmişten bugüne kadar uygulanan yanlış politikalar maalesef sağlık sisteminde hala devam ediyor. Salgın sürecinin başlamasıyla çalışanları motive etmek için uygulanan ek ödemelerin tavandan ödenme kararı medyaya o kadar farklı yansıtıldı ki gündem oldu. Bakanlık her türlü sağlık çalışanlarının yanında imajı verildi. Halbuki gerçek öyle miydi? Tabi kii HAYIR.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın çalışanın sesini duymuyor çalışanlar arasında ayrım yapıyor diyen Yıldırım, bu zorlu süreçte virüs ile bakanlık bünyesinde çalışan herkes savaştı. Ama ne yazık ki birisi 18 bin Tl döner sermaye alırken bir diğeri 0 çekti. Daha sonrada bu çok döner sermaye alanlar sadaka verir gibi hiç alamayanlara yardım etti. Bunlar basında ve sosyal medyada gündem olduğu halde Bakan Bey bunları duymadı mı? Sağlık bakanlığı, sadaka bakanlığı mı?

BAKANLIK ÇALIŞANI KÜSTÜRDÜ!

Birçok idarecinin makamlarına set çektiği bu dönemde, sözleşmeli yöneticiler en önde safta görev yaparken, hastanın ilk müracaat ettiği hastayı ilk kabul edenler olarak Aile Sağlığı çalışanlarının hakkı yok muydu? Şoför olmadan ambulans olur mu, hizmetli olmasa hastane pislikten geçilmez, memur olmadan hasta girişlerini kim yapacak diyen Yıldırım, bunların hakkı nasıl verilecek bunlar sağlık çalışanı değil mi, yoksa virüs bunları etkilemiyor mu?

Biz hep sağlık ekip işi dedikçe sizler hiç umursamadınız ve şimdide ekip arasına büyük bir adaletsizlik koydunuz. Döner sermaye tavandan ödenmesi yerine Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan tüm personel ayırt etmeden aldığı aylığın 0/50 sini tüm personele verseydiniz hem adaletli olacak hem ayrım olmadan ekip ruhu devam edecekti. Ama şimdi ne adalet kaldı nede ekip ruhu. Çalışanlar arasına küs girdi, sürecin içinde dışında, kenarında, köşesinde gibi basit hesaplar yapılarak emek veren sağlık çalışanlarının emeği gasp edilip, mağdur edildi.

ALKIŞ DEĞİL, İCRAAT BEKLİYORUZ!

Başkan Yıldırım, birçok kamu çalışanı esnek çalışma ile 168 saat olan mesailerini 80 saat yaparken, öğretmenler okulların tatil olmasına rağmen ek ders ücreti alırken, bizler sürecin başından beri en önde ipi göğüslemişken bizlere bu uygulama reva değildir. Birçok kesim işe gelmeden maaş alırken sözde sağlık çalışanlarını çok düşünen bakanlık, ek ödeme üzerinden de çalışanları mağdur etmiştir. Tüm kamuoyu süreci ateşten bir çember olarak görürken, bizler bu çemberin içinden geçerken üniversite, lise mezunu ayrımı yapmıyoruz, yapamıyoruz. Ücret politikası adaletsizliğini ve yapılan ayrımı da kabul etmiyoruz. Şüphesiz ki alkışların en çoğunu hak eden sağlık çalışanlarımız artık alkış değil, somut adımlar atılmasını bekliyor.

SAĞLIK BAKANINA ÇAĞRI…

Farkında mısınız bilmem ama sistemin çarkı dönmüyor diyen başkan Yıldırım, her geçen gün çarkın dişlileri olan sağlık çalışanları kırılıyor, yıpranıyor, adeta kendi haline terk ediliyor. Sürecin başından beri sağlık çalışanlarımızın canla başla mücadelesi, her türlü fedakarlığı ortada ve takdire şayandır. Sağlık çalışanlarımızın sistemdeki yeri ve kıymet görmeyişleri değişsin artık. Onların da canına tak etti, bizlerin de. Emek mücadelesindeki maddi manevi kayıplarımızın gözden kaçırılmasını istemiyoruz. Sağlık ordunuza yazık etmeyin. Ücretlere zam geldiğinde toplam geliri azalan tek kurum Sağlık Bakanlığıdır. Bu çarpık sistemi düzeltmek sizin elinizdedir.

Kısacası sağlık çalışanlarımız mutsuz, yorgun, küstürülmüş ama mücadeleden vazgeçmemiş ve hala dimdik ayaktadır. Biz bu kutlu mücadeleyi canımız pahasına, inandığımız değerlerden taviz vermeden sürdüreceğiz. Bu ordu sizin ordunuzdur diyen Yıldırım, size bu zorlu süreçte; hakkını, emeğini, göz yaşını helal eden bir ordunuz olsun istiyorsanız çalışanların feryadını duyun artık…