Artan enflasyon, Türk lirasının döviz ve altın karşısındaki değer kaybı, memur maaşlarının yine memur sendikalarının açıkladığı rakamlarla yoksulluk sınırının altında olması memur sendikacılığını tartışmaya açtı. Yetkili sendikanın imzaladığı Toplu Sözleşme ve sendika genel başkanının twiter’da paylaştığı tablodaki rakamlarla dahi sadece bugün için değil sözleşmenin bitimine kadar süren 2 yıl içerisinde de memur maaşları yoksulluk sınırının altında kalıyor.

2010 Anayasa Değişikliği Referandumu sonrasında gerçekleşen 6 Toplu Sözleşme Döneminin sonunda görüldü ki bu Toplu Sözleşme Görüşmelerinden memur kesiminin genel memnuniyeti sağlanamadı. 6 Toplu Sözleşme Görüşmesinin 4’ünde imza atıldı. 2’sinde ise imza atılmadı. Yine açıkça görüldü ki gerek sendikalarca imzalanan Toplu Sözleşmeler gerekse sendikaların imzalamadığı, Kamu Hakem Heyeti’nin karar verdiği Toplu Sözleşmeler arasında hiçbir fark yoktur. Bu durumda memur soruyor. Sendika niçin var? Sendikaya ne gerek var?

Diğer yandan 6. Dönem Toplu Sözleşmedeki toplu sözleşme ikramiyesi maddesinden dolayı 3 ayda bir de olsa 500 liraya yakın bir ücreti kaçırmak istemeyen memurların sendikalarında kalmaya devam etmesi ve yeni atanan sözleşmeli öğretmenlerin de bu fırsatı değerlendirmek istemesi, adeta sendikaların başarısızlığının üstünü örttü. Sendika yönetimleri,” Üye varsa sorun yok!” anlayışındalar. 3 ayda bir 500 liralık kazanımdan olmamak için -ki bu hayat şartlarında haklılar- mevcut sendika yönetimlerine ve sendikal politikalara tepki gösteremeyen kamu çalışanları, bu defa beklentilerin çok altında zam oranlarına imza atılmasına rıza göstermiş duruma düşüyorlar.

Kamu çalışanları yoksulluk sınırı altındaki maaşıyla geçinmeye çalışırken; sanki çok büyük başarılara imza atmışlar gibi profesyonel sendikacıların ortalama bir memur maaşının birkaç katı maaş alıyor olması kamu vicdanını yaralamaktadır. Üstelik yapılan onca çağrıya rağmen bugüne kadar iki sendika hariç büyük sendikalardan bir açıklama gelmedi. Eğer haberler/iddialar yalansa neden bordoları yayınlamıyorlar? Haberler/iddialar doğruysa o zaman açıklamaya utandıkları bir maaşı neden alıyorlar?

Gözden kaçırmayın

Profesyonel sendikacıların maaşlarından ayrı olarak; kendilerine kimi ülkelerin devlet başkanlarının makam odalarından daha şatafatları makam odaları tefriş etmeleri, bindikleri lüks makam araçları, bu araçların benzinlerinin otobil’den ödenmesi, telefon, bilgisayar, huzur hakkı, temsil giderleri, ilçe payı adı altında hesabı bilinmeyen, izah edilemeyen, fiili olarak nereye harcandığı bilinmeyen harcama kalemlerinin olması, o il senin bu il benim sendikal çalışma! Gezileri yapmaları… Emil M. Cioran’ın ifadesiyle çürümenin estetiğidir. Gerekçeleri ise basit: “İtibardan tasarruf olmaz!”. Soruyoruz: Kimin itibarından? Hangi itibardan tasarruf olmaz!

Profesyonel sendikacılığa geçişle birlikte daha önce özgür iradesiyle genel merkeze itiraz edebilen, eleştiren şube başkanları gitti; onların yerine adeta memurlaşarak genel merkez memuru olan şube başkanı modeli geldi.  Genel merkezden maaş aldığı için üstelik piyasadaki ederinin üç dört katı bir ücret aldığı için genel merkezine tamamen teslim olmuş, araştırmayan, sorgulamayan, düşünmeyen, eleştirmeyen; padişahım çok yaşacı bir şube başkanları korosu oluştu. Yetmedi bazı şubelere 2. Profesyonel kadrosu açıldı. “Alan memnun veren memnun. Al maaşını ver oyunu…” Genel başkanları, bırakın buçuklu zam oranlarını eksi zamma da imza atacak olsa profesyonel şube başkanlarına dert değil. 24 Bin lira maaş alan adama neden dert olsun ki? O dert fakirlerin derdi…

Bir papağan gibi mazeretleri her zaman hazır: “Biz isteme makamıyız. Rica makamıyız. Verme makamı değiliz.” Ama sıra kendilerine gelince, genel kurul toplanır: “Hooop eller yukarı.” Zamlı profesyonel sendikacı maaşları cebe…

Roma, piyadelerle imparatorluk kurmuş, zaafla temas içinde inancını yitirmiş, zafere, zenginliğe ve sefahate doymuş lejyoner süvarilerle batmıştı. Roma’yı yakan bu ateş, size de yakar! Ne Ali tanır ne Veli…


Sağlık Sen Başkanı 25 Bin Liralık İphonuyla İl Müdürüne Talepleri İletti! - TIKLAYIN


Aldığınız maaşın yasallığını sorgulamıyoruz. Ama etik mi? Ama helal mi? Bir cevabınız var mı?

Kimleri mi kastediyorum? Güldürmeyin Allah aşkına… Gayet iyi biliyorsunuz…

Murat Kenan Erdem / Kamudanhaber