Memur Sen Genel Başkan Ali Yalçın’ın Konuşmasında;

*Ekonomik Veriler ve Seyyanen Zam Talebi*

2020 yılı ve 2021’in ilk dönem ekonomik verileri bize göstermiştir ki; 5. Dönem Toplu Sözleşme’de İşverenin-Hakeminin karar verdiği artış oranları yetersizdir, eksiktir, gerçeklerle çelişkilidir. Biz bu durumu yakın dönemlerde yaptığımız birkaç açıklamayla kayıt altına aldık. Enflasyon verilerini, faiz eğrilerini, bütçe gerçekleşmelerini, kur seviyelerini kategorik olarak ortaya koyup maaşta oluşan kaybı, gelirde oluşan zararı gidermenin önerilerini de paylaşmıştık. Sadece enflasyon tahminin dahi %100’e yakın sapma yaptığı, faize Toplu Sözleşmeden bu yana %80’e yakın zam yapıldığı, kur tarafında ani sıçramalar hariç olmak üzere %40’lık, altın kulvarında ise %60’ın üzerinde artış gerçekleştiği gün gibi ortadadır. Emtia fiyatları ile gıda ürünleri enflasyonundaki münhasır durumu ifade etmeyi de gereksiz buluyorum. Hal böyle iken kamu İşvereni ve Hakemi kamu görevlilerine aynı dönemde %4+%4, %3+%3 şeklinde 6 aylık dönemsel artışlar uygun görmüştü. Sadece 2021 ocak ayı üzerinden değerlendirme yaptığımızda; ocaktan marta faize yaklaşık %13 zam yapılırken, kurda %15 seviyesi üzeri zam söz konusu iken maaş ve ücretlerde sadece %3 artış söz konusudur. Onunda hemen hemen 2,60 puanlık bölümü ilk 2 aylık enflasyonda yitirildi. Bütün bu veriler çerçevesinde biz, kamu görevlilerine seyyanen zam yapılmalı, zararları tazmin edilmeli, eksikler telafi edilmeli, yanlışlar giderilmeli dedik. İlk olarak kamu görevlilerine en düşük devlet memuru aylığının %10’u oranında seyyanen zam derken bugün gelinen nokta hem bu oranının artırılmasını hem de ek ödeme ile gelir vergisi matrah artışı ya da oran sabitlemesi ile ve enflasyon farkı tazminatı ödemesiyle tazmin sorumluluğunun kapsamın genişletilmesi gerekiyor.

*Gelir Vergisi Mağduriyeti*

Kamu görevlileri vergi mükellefi yönüyle hem sadık hem de cömert bir konumda bulunuyorlar. Gerek dolaylı vergiler gerekse doğrudan vergiler noktasında kamu bütçesine ve maliyesine önemli katkı sunuyorlar. Gelir vergisi kamu görevlileri açısından büyük bir gider kapısıdır. Daha da ötesi gelir vergisi kamuda personel yönüyle maaş eksiltici, gerginlik artırıcı, zam yok edici özelliği taşıyor. Gelir vergisi matrahındaki artış oranı ısrarlı ve bilinçli bir şekilde düşük tutuluyor. Kamu görevlileri her yıl daha erken bir tarihte ikinci dilime yani %20’lik orana tabi oluyorlar. %25’lik orandan vergi veren, net maaşı düşürülen kamu görevlisinin sayısı da her gün artıyor. Gelir vergisinde çözüm belli… Çözümün üreteceği sonuçta açık… Gelir vergisinde matrahlar yükseltilsin ya da oran sabitlensin. Kamu görevlileri %15’lik dilimin üstünde vergi ödemesin. Bunu sağladığımızda hem vergide hem de gelirde adalete bir tık daha yaklaşmış oluruz. Kısaca biz, siyasi iradenin, kamu işverenin bizzat kendisinin ortaya koyduğu iddia ve hedef için bir yöntem ve teklif sunuyoruz. Uyması ve uygulaması gereken şüphesiz kamu işverenidir.

*Döner Sermaye Adaletsizliği Ve Hakkaniyet Beklentisi*

Ekonomi Reform Paketinde sorunlu olan, işletme karlılığı bulunmayan, kar etme kapasitesini kaybeden Döner Sermaye İşletmelerinin kapatılacağı ya da birleştirileceği hedefine yer verilmişti. Fakat, sağlık sistemimizin güçlenmesinde, sağlık personelinin motivasyonunun yükselmesinde, sağlığa erişimin ve sağlıkta hizmet kalitesinin artmasında, sağlık giderlerinin vatandaşa yansıtılmaması politikasının uygulanmasında önemli işleve sahip sağlık tesisleri döner sermaye işletmeleri konusunda ekonomi reform paketinde herhangi bir hükme yer verilmemiştir. Pandemi süreci, sağlığa erişimin ve sağlık sisteminin güçlü dinamiğinin ne kadar elzem ve devlet egemenliği noktasında da ne kadar ikamesiz olduğunu ortaya koymuştur. Bu yönüyle Türkiye, tedbirden, teşhise, tedaviden, önleyici-koruyucu sağlık hizmetlerine, aşkın sağlık sistemi kapasitesinin ve potansiyelini test etmiş ve geçer not almıştır. Bu noktada başarının asli öznesi olan sağlık emekçilerine yönelik mali hak ve imkan portföyünün ana gövdesinde bulunan döner sermaye ve ek ödeme kavramları noktasında giderilmesi gereken bir adaletsizlik ve sağlanması gereken bir hakkaniyet olduğu tartışmasızdır. Performansa dayalı ek ödeme konusunda işlem bazlı uygulama yanında temin-tedbir-teminat gibi işlevleri üzerinden sağlık personeline ek ödeme noktasında döner sermaye işletmelerinin cömert olması bu cömertliğin desteklenmesi için merkezi bütçe yoluyla sorumluluk alınması gerekmektedir. Bu noktada, farklı zaman dilimlerinde yetkili sendikamız Sağlık-Sen tarafından yapılan açıklamaları ve içeriğindeki önerileri esas alan bir çalışma gecikmeden yapılmalı ve yürürlüğe konulmalıdır. 

*Ek Ödeme-Ek Gösterge Beklentisi*

Sağlık çalışanlarına yönelik performansa dayalı ve döner sermaye menşeili (merkezi bütçe destekli) ek ödeme çalışması ile eş zamanlı olarak kamu görevlilerinin bütününe yönelik ek ödeme-gösterge puanlarının/oranlarının artırılması hedefli bir çalışmanın da yapılması gerekiyor. Ek ödeme konusunda yapılacak çalışma hem yakın dönemin maaş-gelir kayıplarını gidermeli hem de ek ödemenin emekli maaşına ve ikramiyesine yansıtılmasını sağlamalıdır. 

Editör: Haber Merkezi