Antalya Tabip Odası’nda düzenlenen basın toplantısında;

Türkmen, “Biz kadın hekimler hem yaşadığımız hak kayıpları, hem kamusal hem özel alanda toplumsal cinsiyet rolleriyle mücadele ederken bir de performans baskısı, esnek çalışma saatleri, mobbing, sağlıkta şiddet ile karşı karşıya kalıyoruz. Kadın katliamlarına ve kadına yönelik her türlü şiddete, hayır diyoruz” dedi. Dr. Türkmen, kadın hekimlere karşı uygulanan şiddete dur denilmesi gerektiğini ifade ederek, “Biz kadın hekimler her yeni güne yeni bir şiddet, baskı, savaş gerçeğiyle başlıyoruz. Savaş gerçeği baskı rejimini güçlendirdiği oranda biz kadınların mücadeleyle kazandığımız haklarımıza karşı açık bir tehdittir. Barış ihtimalinden uzaklaştıkça toplumun kutuplaşması artmakta ve bu bizlere yönelik şiddetin artması ve eşitsizliğin derinleşmesi anlamına gelmektedir” dedi.

SONUNA KADAR MÜCADELE

Mücadeleye devam edeceklerini aktaran Türkmen, “Samatya Eğitim Araştırma Hastanesi'nde Acil Servis asistanı olarak görev yaptığı sırada SABİM'e yapılan haksız başvurular gerekçe gösterilerek işyerinde sürekli mobinge maruz kaldığı için 30 Kasım 2012'de hastanenin 6’ncı katından atlayarak canına kıyan Dr. Melike Erdem, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi'nde Pediatri asistanı olarak görev yapmakta iken uzun çalışma saatleri, nöbet sonrası dinlenme sürelerinin azlığı, emek sömürüsü ve kışkırtılmış hasta istekleri sarmalında tükenmişlik yaşadığı için 29 Ekim 2017'de evinin balkonundan atlayarak yaşamına son veren Dr. Ece Ceyda Güdernek, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan bir hafta sonra, 27 Haziran 2019 günü annesinin bulunduğu yeri söylemediği için babası tarafından arabasına GPS cihazı takılarak izlenip kurşunlanarak öldürülen Dr. G.Y.,  Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Çocuk Hastalıkları bölümünde görev yapan ve 20 Ekim 2019 günü sekreterini evine bırakırken, sekreterinin boşandığı eşi tarafından öldürülen, kadına yönelik şiddetin dolaylı hedefi Doç. Dr. İbrahim Şilfeler, adlarını saydığımız bu meslektaşlarımız kapitalizmin krizi, vahşi çalışma koşulları ve ataerkil şiddet sarmalının bir sonucu olarak genç yaşlarında hayattan koparılmışlardır. Anılarına saygı duyuyor, bu şiddet sona erene kadar mücadele edeceğimize bir kez daha söz veriyoruz” diye konuştu.

MESLEKTAŞLARIMIZIN YANINDAYIZ

Kadın hekimlerin iş ve özel hayatlarındaki sorunlarına değinen Dr. Türkmen, “Samsun'da bir özel hastanede Kadın Doğum uzmanı olarak çalışan meslektaşımız Dr. Aynur Dağdemir'in, 19 Kasım 2015 tarihinde sekreterinin eski eşi tarafından bıçaklanarak hunharca katledilmesi ise, hem kadına yönelik şiddetin hem hekime yönelik şiddetin kesişme noktasında bulunması açısından biz kadın hekimler için ayrı bir önem taşımaktadır. Cinayetin 25 Kasım'a çok yakın bir tarihte işlenmiş olması ise Dr. Aynur Dağdemir'i, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü’nün sembol ismi haline getirmiştir. İşte bu nedenle son beş yıldır her kadına yönelik şiddete hayır dediğimizde her hekime yönelik şiddete hayır dediğimizde meslektaşımızı bir kez daha özlemle ve saygıyla anıyoruz. Dr. Aynur Dağdemir'in, hastanede görevi başında iken birlikte çalıştığı kadın sağlık çalışanına yönelik saldırıyı, yaşamını ortaya koyarak kararlılıkla önlemeye çalışması, hem bir hekim hem bir kadın olarak kadın dayanışmasının ve cesaretinin eşsiz bir örneğini oluşturmaktadır. İnsanları mesleki sorumlulukla yalnızca hastalıklardan korumak ve tedavi etmekle yetinmeyip, insanı ve sağlığı tehdit eden her tür şiddete karşı yaşamı savunan bu tutum, bizlere de meslektaşlarımızın her zaman aklımızda ve yüreğimizde yaşatılması görevini yüklemektedir” diye konuştu.

TALEPLERİNİ SIRALADI

Taleplerini sıralayan Dr. Türkmen, “Türkiye Tabipler Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu olarak kadın düşmanı ve erkek egemen gerici zihniyete dayalı devlet politikalarına, hızla artan kadın katliamlarına ve kadına yönelik her türlü şiddete, haksız tahrik indirimlerine ve her türden cezasızlık pratiklerine hayır diyoruz. Tüm sağlık kurumlarında şiddetin önlenmesi ve sağlık çalışanlarının şiddetten korunmasına yönelik olarak sağlıkta şiddet yasasını bugün gündemde olan torba yasa içinde olmadığını söylüyoruz. KHK rejimi ve güvenlik soruşturmaları adı altında hekimliği engellemek yerine hükümetin hekime ve sağlık çalışanlarına şiddetin temel nedeni olan ve performansa dayalı ödeme, katkı payı, esnek çalışma düzeni, kışkırtılmış hasta istekleri ve sağlık çalışanlarını aşağılayıcı siyasi söylemlerle sürdürülen sağlık politikalarına son vermesini talep ediyoruz. Kadınların şiddet görmediği, kadına yönelik şiddetin daha gerçekleşmeden, tehdit ve fiziksel şiddete yeltenme aşamasında ciddi bir suç sayılıp, ağır şekilde cezalandırıldığı; şiddet uygulayanların tahrik indirimsiz yargılandığı, kadınların hiçbir yerde tacize-tecavüze uğramadığı, sokaklarda özgürce dolaşabildiği bir ülke istiyoruz” dedi. Toplantıya çok sayıda dernek üyesi katıldı.