Demokratik Sağlık Sen İzmir İl Başkanı Ahmet Doğruyol, Ben TV'de Burak Cilasun'un sunduğu İzmir'in Nabzı programına katılarak, memurların yeni yıldaki zam oranlarını eleştirdi ve sendikacılığın siyasi partilerin kontrolünde yapılmaması gerektiğini vurguladı.

Memura yapılan yüzde 8'lik zam hakkında konuşan Doğruyol, "Devlet soyut bir kavramken, memurlar ise devleti temsil eden somut varlıklardır. Bize göre devleti temsil eden kesimlerin ekonomik olarak çok sıkıntıya girmemesinde fayda var. Bakın bu yıl asgari ücrete yüzde 15 zam yapılırken, memura ise yüzde 8 zam yapıldı. Elbette asgari ücrete yapılan zammı eleştirecek değiliz. 2324 lira ile ev geçindirmenin zorluğunun bilincindeyiz ve gönlümüz bu zam miktarının daha yüksek olmasından yana fakat memur zamları da daha hakkaniyetli olmalı. Bakın bugün memur maaşının en az 3 bin lira olduğunu söylemek kamuoyunu yanıltmaktır. Bugün çocuksuz, bekar, mesleğe yeni başlamış bir memurun yılın bu döneminde eline geçen ücret, asgari ücretin bile altındadır." dedi.

"ÜVEY EVLAT MUAMELESİ YAPILIYOR"

Sağlık sektöründe döner sermaye gelirinin de az sayıda yerde olduğunu dile getiren Doğruyol, "Diğer kamu kuruluşlarında sabit ödemeler merkezi bütçeden yapılırken, sağlık sektöründeyse hastanelerin gelirlerinden karşılanıyor. Sağlık çalışanları hükümet tarafından üvey evlat muamelesi görüyor." dedi.

Sağlık çalışanlarının haklarının yeterince korunamadığını vurgulayan Doğruyol, "Bakın sağlık çalışanları için beyaz kod diye bir sistem var ama karşılığında şikayet hatları da var. Yönetmeliklere göre vatandaş kamu görevlisi hakkında haksız şikayette bulunursa, kurumun o kişiye dava açması gerekir ama tabii bu yapılmıyor." dedi.

İzmir'de inşaatı devam eden şehir hastanesine ilişkin de açıklamalarda bulunan Doğruyol, "Biz bugüne kadar açıklamalarımızda kentte dev bir şehir hastanesinden ziyade, hastanelerimizin donanımlarının artması gerektiğini söylemiştik. Bakın şehir hastanesinin 2020'de açılacağı söylenmişti ama bence yetişmez. Bununla birlikte başta ulaşım olmak üzere çözülmesi gereken sorunlar da var. Şehir hastanesinden önce vatandaşın kolay ulaşıp, rahatça hizmet alacağı yerlere ihtiyaç var. Şehir hastanesi bu şekliyle gereksiz ve birçok sıkıntıya gebe. Hastanelerimizin yüzde 60'ı depreme dayanıksız. Önce hastanelerimiz yenilenmeli." dedi.

"SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIM"

Kamu zararlarına ilişkin de dikkat çekici bir çıkışta bulunan Doğruyol, "Ülkemizde planlama yok. Bugün İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, 7-8 binada hizmet veriyor. Bakın vatana ihanet sadece silah çekmekle olmaz. 1 liralık ürünü 10 liraya almak da vatana ihanettir. Görüyoruz ki, kimi hastanelerde atıl durumda kalıp, iş yaptırılmayan çalışanlar varken, aynı kurumda fazla mesai yapmak zorunda kalan arkadaşlarımız oluyor. Bu doğru değil ve suç duyurusunda bulunacağım." dedi.

"PARTİ KONTROLÜNDE SENDİKACILIK OLMAZ"

Sendikacılığa dair konuşan Doğruyol, "Sendikacılık ülkemizde doğru yapılmıyor. Bir sendika, bir siyasi partinin kontrolünde olmamalı. Hele de iktidar partisinin kontrolünde hiç olmamalı. Sendikacılık kolay bir iş değildir. Sendika muhalefet etmezse sendika değildir zaten. Biz de mücadelemizi yapacağız amak kırmızı çizgimiz; bu millete kimsenin hainlik yapamayacağıdır. Bu devlete, millete kimse hainlik yapamaz. Bakın biz kurumlarda bir sıkıntı gördüğümüzde önce o kurumların yöneticilerine iletiyoruz. Eğer çözülmezse, ondan sonra kamuoyunda paylaşıyoruz." dedi.