Hep Sen ve Genel Sağlık İş Sendikasının bugüne kadar hem yazılı hem de sözlü şekilde emekliliğe yansıtılacak tek kalemde bir ödeme, merkezi ve adil standartlarda olan bir ödeme sistemini talep ettiği vurgulanan açıklamaya, Hep Sen Genel Merkez Yöneticileri ve Tekirdağ Şube üyeleri katıldı.

Trakya Üniversitesi Hastanesi Tıp Fakültesi Önünde HEP-SEN EDİRNE İl Temsilcisi Furkan FINDIK ve Genel Başkan Yunus Şimşek'in de desteği ve katılımı ile HEP-SEN ‘in düzenlediği, Genel Sağlık İş Sendikası ve Türk Sağlık-Sen temsilcilerinin de desteklediği “Adaletsiz Ek Ödemeler” başta olmak üzere; Üniversite hastanelerinin “Çakılı Kadro Sorunu”, “İş yükü ve yetersiz istihdam”, Cüzi Miktar Ödenen Giyim Yardımı” ve “Liyakatsiz Yönetim” konularında bir basın açıklaması yapıldı.

Hep Sen açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

Ezilen, hor görülen, mobbinge maruz kalan ama hep var olan; dönen onca torpile, liyakatsizliğe karşı boyun eğmeyip mücadelemize destek veren, dik duran tüm sağlık profesyonellerini saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Kıymetli başkanım, değerli çalışma arkadaşlarım, saygıdeğer üyeler, buraya gelerek emeğine sahip çıkan katılımcılar ve değerli basın mensupları:

Bugüne kadar HEPSEN’imizin ve GENEL SAĞLIK İŞ SENDİKASI tarafından hem yazılı hem de sözlü şekilde, “Emekliliğe yansıtılacak tek kalemde bir ödeme, merkezi ve adil standartları olan bir ödeme sistemi” talep edildi. Özellikle HEP-SEN olarak Bu konudaki duruşumuz kuruluşumuzdan beri aynı oldu. İdeal bulduğumuz, talep ettiğimiz ödeme politikalarını neden ortaya attığımız gün be gün daha da açık hale geliyor. Neden mi? Eğer bir sistem sürekli değişikliğe uğruyorsa, pandemi olsun olmasın, kriz olsun olmasın sürekli revize edilmesi gerekiyorsa, bırakın ufak düzeltmeleri, sürekli bir reforma ihtiyaç duyuluyorsa, o sistemin planlaması aksaktır, eksiktir, acemidir.

Mevcut sistem “reform” şapkalı kelime oyunları ile temelsiz, günü kurtarmaya çalışıp öğleni bile çıkaramayan bir hale evrilmiştir.

Bu öyle bir sorun ki, yönetmeliğe dava açıyorsunuz, duruşmaya çıkacaksınız, yönetmelik değiştiği için dava düşüyor. İşte bu sistem, böyle bir sistem; paramparça, temelsiz ve çaresiz. Bugün ödenen ücretler, yoksulluk sınırının bile altında. Beyaz reform adı altında getirilen düzenleme tarihe koca bir kara leke olarak geçti. Tarihe tanıklık olsun, iş yükünün her geçen gün artmasına, artan iş yüküne karşın çalışan sayısının azalmasına rağmen elde edilen gelirin azaldığı ucube bir sistemin içine sürüklenmiş durumdayız.

Yetkililerin sesimize kulak tıkaması, sağlığın ekip işi olduğu gerçeğinin ve verilen emeğin görmezden gelinmesi, belirli bir kesime yönelik olarak iyileştirme yapılması ve bu tür haksızlıklar üzerine Beyaz Reform düzenlemesini yargıya taşıyan ilk sendika olarak, HEPSEN ve daha sonra GENEL SAĞLIK İŞ SENDİKASI adına tekrar şunu ifade etmek istiyoruz: Sabit ödeme, temel ödeme, taban ödeme, teşvik ödemesi sistemini İSTEMİYORUZ.

ADALETSİZ ÖDEME İSTEMİYORUZ!!!

Standardı olan, insan onuruna yakışan, yoksulluk sınırının üzerinde, emekliliğe yansıyan tek kalemde bir maaş istiyoruz.

Sadece yasal başvuru mu yaptık? Hayır. Daha önce bu konu için Çam ve Sakura Şehir Hastanesinde eylemdeydik, bugün de buradayız. Biz buradayız, ama yetkili kulaklar çığlıklara tıkalı. Geldiğimiz noktada görüyoruz ki; acillerde, yoğun bakımlarda, ameliyathanelerde, adeta yoğun bakıma çevrilmiş diğer klinikler ile tüm birimlerde hastaya birebir sağlık hizmeti veren hemşireler ve tüm sağlık profesyonelleri, bu çarpık çalışma ve ücretlendirme sistemi altında ezilmektedir. Bazı branşlara yapılan iyileştirmeler sağlıkta iş barışını bozmuştur.

SAĞLIKSIZ, ÖDEME, İSTEMİYORUZ !!!

Sağlık çalışanlarını işinden ve kurumundan soğutmaya kimsenin hakkı yoktur. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm yetkililere sesleniyoruz; sağlıktaki bu ucube ücret sistemine el atılmasını istiyoruz. Sağlık Hizmetleri sınıfında sınıflandırılan ve hastaya dokunan birebir sağlık hizmeti sunan hemşiresinden ebesine, sağlık memuruna, teknisyen, teknikerinden laborantına kadar Tüm Sağlık Profesyonelleri on yıldır mağdur edilmiş, beyaz reform diye adlandırılan son düzenleme ile mağduriyet katmerlenmiştir.

Hastaya bire bir hizmet sunan Sağlık Hizmetleri Sınıfına 0.32 katsayısı ile ek ödeme hesaplanması ve diğer katsayılar arasında 27 kata varan fark, hangi aklın tezahürüdür! Adeta sağlık çalışanlarının aklıyla dalga geçilmektedir. Sanılıyor ki hemşiresiz de sistem yürür, sanılıyor ki bir grup dışındakiler isterlerse gitsinler, sistem yürür. Yürümez arkadaşım, yürümez, bunu siz de çok iyi biliyorsunuz. O zaman bu ısrar niye?

Yoksulluk sınırı Kasım 2022 verilerine göre 25,365 TL’dir. Bunun altındaki ödemeye ne isim verilirse verilsin 4 kişilik bir ailenin geçinmesine yetmemektedir. Sabit Ödeme, Taban ödeme, teşvik ödeme, gibi adlar altında yapılan ödemeler, 657 sayılı Kanun çerçevesinde koruyucu tedbirlere göre yapılan ödeme değildir. Sağlık kurumunun kazancına göre yapılan ödemelerdir. Biz kamunun üvey evladı mıyız?

YOKSULLUK, SINIRI, ALTINDA KALDIK !!!

ADALETSİZ KATSAYI ZULMÜNE SON

Kurumdan kuruma değişen ek ödeme ve teşvik (yani performans) ödemeleri olmaktadır. Şu an bulunduğumuz Trakya Üniversitesi Hastanesi Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’a yani tüm Trakya Bölgesine hizmet veren hatta ve hatta Bulgaristan ve Yunanistan sınırında olması nedeniyle oradaki vatandaşlarımıza dahi hizmet veren, bölgenin en büyük 3. basamak hastanelerinden biridir. Hasta yoğunluğu bütün bölümlerde fazla olmasına rağmen birçok sağlık çalışanının hesabına 55 kuruş teşvik ödemesi yatmıştır. 30 gün çalışana 600 TL civarı taban ek ödeme yatmaktadır. Yıllık izne ayrılan bunu da alamamaktadır. Halbuki yıllık izin, dinlenme hakkı, Anayasal bir haktır. Sağlık çalışanları; “izne ayrılırsan ödemeni keserim” tehdidi altında çalışmaya mahkûm edilmiştir.

EK ÖDEME NERDE BİLEMİYORUZ, TEŞVİK YATTI DEDİNİZ GÖREMİYORUZ !!!

YÖK Başkanı Sn. Özvar’ın “Üniversite hastanelerinde çalışan sağlık personelinin özlük haklarında gerekli iyileştirmelerin yapılması için yükseköğretim kurulu bünyesinde başlatılan yasal mevzuat çalışması ivedilikle tamamlanacaktır.” söyleminin üzerinden mevsimler geçti. Sorarım size! Teşvik kisvesi altında 3. seviye yoğun bakım hemşiresine 600 TL reva mıdır? Bugün bir hemşirenin maaşı açlık sınırının altında ise sözün bittiği yerdeyiz demektir. Çok çalışanın az, az çalışanın çok ödeme aldığı bu çarpık ücretlendirme sistemini inisiyatife bırakmak sağlık çalışanlarına zulümden başka bir şey değildir. Kötü yönetilen sağlık tesisinde çalışan sağlık profesyonellerinin suçu nedir? Kaldı ki, inisiyatifi nasıl kullanacağı konusunda bazı üniversite hastanesi yetkilileri de huzursuz.

EK ÖDEME DEĞİL TEK ÖDEME – ADALETLİ TEK ÖDEME İSTİYORUZ.

Adaletsizlik ve çarpıklık bunlarla da sınırlı değildir. Bir başka akıl almaz durum sağlık çalışanlarına yıllık 20-140 lira arasında değişen tutarlardaki giyim yardımıdır. Artık çorap bile alınamayan bu tutarların ödenmesi kabul edilebilir değildir. Bugün en düşük sağlık çalışanı iş kıyafeti 400-500 lira, bir terlik 200-400 liradır.

Buradan kanun koyuculara sitemimizdir: “Hayat, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki yemekler kadar ucuz değil!”

Peki, biz ne dedik? HEPSEN farklı, HEPSEN çözüm odaklı. Sadece buradaki gibi eylem ile, sadece söylem ile mi yetiniyoruz? Hayır. Bu konudaki, giyim yardımı konusundaki, haklı talebimizi Samsun’da idari yargı sürecine taşıdık. Haklı talebimiz karşılık bulana kadar ülkemizin her ilinde tepkiselliğimiz devam edecek. Ücret adaletsizliğinin, trajikomik giyim yardımlarının yanında bir başka sorunumuz; YÖK'e bağlı ve özerk olarak yönetilen üniversite hastanelerinden biri olan Trakya Üniversitesi Hastanesinde yaşanan iş gücü eksikliğidir. Sağlık çalışanlarımız personel eksikliği ile çalışmaktadır. Sağlık Bakanlığı Mevzuatına göre 2. Basamak Yoğun bakımlarda 3 yatağa bir hemşire şeklinde düzenleme söz konusudur. Üniversite yönetimine dilekçe verilmesine rağmen mevzuata aykırı hareket etmeye devam edilmektedir. Yazışmalarımız sonucunda bu durum tarafımızca YÖK'e bildirilmiştir. Diğer ünitelerde de hemşire açığı bulunmasına rağmen yeterli sayıda hemşire istihdam edilmemektedir. 3 hemşirenin başa çıkabileceği bir iş, tek hemşireye yaptırılmaya çalışılmaktadır. Buradan yetkililere sesleniyoruz: Acil ve Yoğun Bakımlarda nasıl asgari personel standartları yatak sayısına ve basamak derecesine göre belirlenmiş ise; servisler ve diğer tüm birimlerde de iş yükü gözetilerek asgari personel standartlarının ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Aslında bu parametreler de yetersiz, bakım yüklerinin hesaplanması gerekmekte. Ancak şimdilik, en azından sadece standardın oluşmasını istiyoruz. Biliyoruz, bu türden bir düzenleme Bakanlık nezdinde var, ama hayata geçirilmiyor. Endişenizi anlıyoruz, ancak buradan bildiriyoruz, BİZ, TÜKENDİK. Acele edin.

EMEĞİME DOKUNMA – SAĞLIK BİZİM, HAK BİZİM

Sağlık çalışanları ekonomik sorunların yanı sıra kötü yönetimler ile de mücadele etmek zorunda bırakılmaktadır. Liyakatsiz yöneticiler, torpil, adam kayırma, mobbing konularında sendikamıza yapılan başvurular her geçen gün artmaktadır. Bütün bu sorunları görmezden gelen bir anlayışla yönetilen sağlık sisteminin sürdürülebilir olması mümkün değildir. Bu yönetim tarzı ile kaliteli ve verimli bir sağlık hizmeti sunulması beklenemez. Sağlık Bakanlığına ve YÖK'e bağlı sağlık kuruluşlarının yönetiminde acil reform ihtiyacı söz konusudur. Reform reform diyorsunuz, yöneticiler ve yönetim sistemleri reforme edilmedikçe, neyi nasıl reforme edeceksiniz? Mevcut yönetim sisteminden vazgeçilerek, liyakate ve adil temsiliyet esasına dayalı yönetim sisteminin inşa edilmesini talep ediyoruz.

Sorunlar bu kadar mı? Keşke… Üniversite hastanelerinde çalışanların yer değiştirme, nakil konusundaki sorunlarına çözüm getirilmemiştir. Üniversiteler arası tayin muvafakat sistemi ile mümkün olmakta, referansı olmayan çalışanın tayin olması neredeyse imkânsız hale gelmektedir. Kadro hakkına ilişkin yapılacak düzenlemelere dahi sevinemeyen Üniversite hastanesindeki meslektaşlarımız için yer değiştirme, nakil sorunları konusunda da acilen çözüm üretilmesini talep etmekteyiz.

ÖZLÜK HAKKIMIZ VERİLMELİDİR!! ÇAKILI KADRO İNSANLIK DIŞI !!!

Son olarak, öğrenci arkadaşlarımızın sorunlarını da dile getirmek istiyoruz. Hastanelerde klinik uygulamalarını gerçekleştiren, sağlık hizmetlerinde ciddi emeği geçen öğrenci arkadaşlarımıza asgari ücretin en az 1/3’ü kadar bir “ÖDENEK”, iş kazalarına karşı koruyacak bir “SİGORTA”, klinik uygulama sırasında “YEMEK” hakkı verilmesini talep ediyoruz. Bu saydıklarımızın hastanelere veya üniversitelere, bu kurumların inisiyatifine bırakılmasını değil, klinik uygulama alanı bulmayı zorlaştıran bir düzenlemeyi değil, merkezi bir sistemi talep ediyoruz.

ÖĞRENCİNİN HAKKI VERİLMELİDİR !!!

Diliyoruz ki sıraladığımız bu haklı taleplere kulak verilerek en kısa zamanda çözüm üretilir. Aksi durumda eylemlerimizin artarak devam edeceğini siz değerli sağlık çalışanlarımızın ve basın mensuplarının huzurunda bir kez daha bildiririz. Sağlık hizmetlerinin bir bütün olduğu anlayışından giderek uzaklaşan, sağlık çalışma ortamında iş barışını bozan, sağlık çalışanlarını ayrıştıran düzenlemeler ve söylemler, eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır. Sağlık sisteminin devamlılığı ve sağlık hizmetlerinin niteliği için ciddi bir risktir.

Katılımınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, HEPSEN hareketine desteklerini esirgemeyen tüm üyelerimize bir kez daha saygılarımızı, selamlarımızı sunarak basın açıklamamızı ve eylemimizi sonlandırıyoruz.