İzmir’de Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları alanında uzmanlığını tamamlayan doktor Gizem Çakıcı mecburi hizmet için Bitlis’in Tatvan ilçesine atandı. Bu süreçte eşinden ayrılan Çakıcı’ya MS (Multiple Skleroz) hastalığı tanısı konuldu. Küçük çocuğuyla Tatvan’da görev yapmaya başlayan Çakıcı kendi ve babasının hastalığını içeren gerekçelerle atamasının yapılması için Sağlık Bakanlığı’na başvuru yaptı. Nisan 2019 yılında yapılan ilk başvuruya Bakanlık, “‘Babasının sağlık durumu nedeniyle yaptığı atama uygun görülmemiştir” yanıtı verdi.

MAHKEME: GERİ DÖNÜLEMEZ HASARA YOL AÇMAZ

Kendi sağlık durumuyla ilgili de belgeler sunmasına karşın atama başvurusu babası gerekçe gösterilerek reddedilen Çakıcı, yürütmenin durdurulması istemiyle Van 3’üncü İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkemeye, İstanbul Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı’ndan kendi hastalığıyla ilgili ve Ankara Üniversitesi’nden felç geçiren babasıyla ilgili raporları sunan Çakıcı’nın başvurusu bu kez, “Geri dönülemez hasara yol açtığı düşünülmemiştir” denilerek reddedildi. Mahkemenin kararını temyiz eden Çakıcı, Erzurum Bölge İdare Mahkemesi’nde itirazda bulundu ve dava sonucunu beklemeye başladı.

Çakıcı, dava süreci devam ettiği sırada Ekim 2019’da Sağlık Bakanlığı’na atama için tekrar dilekçe verdi. Bakanlık, “Sağlık durumu mazeretinden dolayı yaptığınız atama talebiyle ilgili sağlık komisyonumuz toplanmıştır, uygun görülmemiştir” diye yanıt verdi. Yaptığı tüm hukuki ve idari girişmelerden yanıt alamayan doktor Çakıcı, MS atağı geçirmesinin ardından yaşadıklarını sosyal medyada gündeme getirmeye karar vererek destek istedi.

‘EN MERKEZİ YERDE GÖREVLENDİRME GEREKİYOR’

“Kendisiyle ve birinci derece yakınlarıyla ilgili bir sağlık durumu olduğunda hasta olan kişinin tam olarak sağlık hizmeti alabilmesi için en merkezi yerde görevlendirilmesi gerekiyor” diyen Çakıcı bu süreçte yaşadıklarını söyle anlattı:
“Benim babamın sağlık durumu kötü ve birinci derece yakını olduğum için onunla ben ilgilenmek durumundayım. Üstelik benim sağlık durumum da olumsuz ve velayeti bende olan çocuğumla yalnızım. Babam Tatvan’a gelemiyor, ben de Ankara’ya onların yanına gidemiyorum. Tatvan’da çocuğumla yalnızım. Geçtiğimiz hafta MS atağı yaşadım ve ailem gelemediği için çalıştığım yerden izin alarak 100 kilometre ötedeki Muş Havalimanı’ndan apar topar Ankara’ya geldim. Ben 9 aydır bu sıkıntıları yaşarken belki mahkeme olumlu bir yanıt verir diye bekledim. ‘En son başka ne yapabilirim, sosyal medyaya yazabilirim’ dedim ve tweet attım.”

‘YÜRÜMEYLE İLGİLİ SORUNUM YOK AMA SOL BACAĞIM UYUŞUK’

MS hastalarını yorgunluk ve stresin daha da olumsuz etkilediğini söyleyen Çakıcı doktorların, “Yorulmayacaksın, stresli olmayacaksın ve uykusuz kalmayacaksın” dediğini anlattı. Hastalığına rağmen Tatvan’da günde 100’ün üzerinde çocuğu tedavi ettiğini ve nöbet tuttuğunu söyleyen Çakıcı, bu süreçte viral hastalık kapma ihtimalinin de sağlığı açısından tehdit oluşturduğunu belirtti.

Çakıcı, “Bu şartlarda çalışmaya devam ederseniz hastalığınız ne gibi sorunlar yaratabilir” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Tedavim bulunduğum yerde yapılamıyor. Üniversite hastanesi olması gerekiyor. Ataklar devam ederse yurt dışından gelen ilaçlar var ve onlara başlamam gerekecek. Umut ediyorum ki yürümemi, konuşmamı ve görmemi engelleyecek düzeyde bir atak geçirmem. Şu anda yürümekle alakalı sorunum yok ama sol bacağım uyuşuk. Ataklar MS’de çeşit çeşit olabiliyor. Bazen fonksiyonu, bazen hissetmeyi etkiliyor.”

‘BU KADAR EMEĞİ ÇÖPE ATMAK İSTEMEM’

Sosyal medyadaki paylaşımının ardından Türk Tabipler Birliği, Türkiye MS Derneği ve Türkiye Nöroloji Derneği yetkililerinin kendisiyle irtibata geçtiğini ve hukuki destek sağlama konusunda teklifte bulunduklarını anlatan Gizem Çakıcı, mesleğini bırakmak istemediğini belirterek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Mesleğimi kesinlikle bırakmak istemiyorum. Şu an hayatımı kazanabilmek ve çocuğuma bakabilmek için bunu yapmam gerekiyor. Üstelik çok sevdiğim için bu işi yapıyorum. Tam olarak 24 yılımı verdim. İlkokuldan bu yana biz 18 yıl okuyoruz ve 5 yıl çocuk uzmanı olabilmek için asistanlık yaptım. Bu kadar emeği çöpe atmak istemem. Bir süre sonra yapamayacak hale geleceksem mecburen annemin babamın yanına taşınacağım.”