'Cerrahpaşa', Türkiye'de koronavirüsle yürütülen mücadelede ilk akla gelen hastanelerinden biri.

BBC Türkçe ekibi olarak resmi adıyla İstanbul Üniversitesi - Cerrahpaşa (İÜC), Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde bu mücadeleyi gözlemlemek için bir gün geçirdik.

Bu sürede hem Covid-19 ilk başvuru merkezi, hem Covid-19 servisleri hem de Covid-19 yoğun bakım servisinde çekimler yaptık.

Bir grup doktor, hemşire, hasta bakıcı, güvenlik görevlisi ve hastayla görüştük ve koronavirüsle mücadelenin göz önünde olmayan kısmında neler yaşandığını gözlemledik.

KORONAVİRÜS ACİL SERVİSİ

Cerrahpaşa'da güne, sabah erken saatlerde, muayene olduktan sonra İlk Başvuru Polikliniği adlı merkezde başlıyoruz.

Cerrahpaşa, Covid-19'la mücadele kapsamında, yenilenme planı kapsamında yıkım kararı verilen bir binayı, koronavirüs şüphesi olan hastaların ilk başvurularını yaptığı bir merkeze dönüştürmüş.

Buraya her gün hem aile hekimlerinin yönlendirdiği, hem de kişisel olarak gelen birçok hasta başvuruyor.

"Bu merkeze bir nevi koronavirüs acil servisi diyebilir miyiz?" sorumuza Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Zekayi Kutlubay, "Aynen öyle" cevabını veriyor.

Bu binanın içinde yaptığımız çekimlerde sürekli başvuran yurttaşlar olduğunu ve personelin yoğun bir tempoyla çalıştığını görüyoruz.

Binaya girenlerin, önce ayaküstü hızlıca kayıtları alınıyor, sonra sırasıyla muayene, tetkik ve test işlemleri yapılıyor.

Buradaki koşturması sırasında görüştüğümüz Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Başhekim Yardımcısı, Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. İlker İnanç Balkan, başvuru sayısında artış olduğunu aktarıyor:

"Mart ayında bu kliniği ilk açtığımızda günlük başvuru sayısı 50 - 100 civarındaydı. Sonra bu 150'ye çıktı.

Bu merkeze başvuranların testleri pozitif çıkarsa tedavi süreci başlıyor. Bazı hastalarsa testleri pozitif çıkmasa dahi bazı tahlillerinde, örneğin tomografi bulgularında şüpheli bir duruma rastlanırsa yine tedaviye alınıyor.

Bu tedavide ya ilaçlar sağlanıp, yapılacaklar anlatılıp, iletişim kurmak için telefonlar numaraları alınıp ayakta tedaviye başlanıyor, ya da hastalar hastaneye yatırılıyor.

Hastaların yatırıldığı yer ise Covid-19 servisleri oluyor.

YATIŞLI TEDAVİ İÇİN HAZIRLANAN SERVİSLERDE DURUM NE?

Daha sonra Covid-19 servislerine giriyoruz.

Hastanenin Monoblok Genel Cerrahi Poliklinikleri binasının bir bölümü, yatarak koronavirüs tedavisi gören hastalara ayrılmış durumda.

Buraya 'Covid-19 servisleri' adı verilmiş.

Bu bölüm yedi kattan oluşuyor ve beş katı aktif olarak kullanılıyor.

Her kattaki servisin girişinde, üzerinde Covid-19 ve uyarı işaretlerinin yer aldığı demir bariyerler bulunuyor. Bu bariyerlerin yanında birer güvenlik görevlisi duruyor.

Özel durumlar dışında, hasta yakınları ve tabii ki çalışanlar dışında, kimsenin buraya girişine izin verilmiyor.

YATAN HASTALARA NASIL BİR TEDAVİ UYGULANIYOR?

Doç. Dr. Balkan, ayakta yani eve gönderilen hastalarla, yatırılan hastalara uygulanan tedavi arasında bariz bir fark olmadığını söylüyor:

"Yatan hastaların oksijen satürasyonunu, ateşini, kan testlerini yakından takip ediyoruz ve burada bir bozulma varsa hızla ikinci basamak tedavilere geçiyoruz."

Balkan, ilaç konusunda ise hastaların özel durumlarına farklı ilaçların verilebildiğini, ancak temel olarak iki ilacın kullanıldığını anlatıyor:

" Sağlık Bakanlığı'nın bu konuda rehberleri var. En başta tüm hastalara verdiğimiz ilaç hidroksiklorokin yani piyasadaki adıyla Plaquenil. Bu ilaç, virüsün hücre içinde çoğalmasını engelliyor. Ayrıca Faviripavir diye ilaç var, ikinci basamak diye bahsettiğimiz anti viral bu. Bu, Çin'den gelen bir ilaç.

"Bunların dışında da başka endikasyonlara yönelik başka ilaçlar var, bazı hastalarda da bu ilaçları kullanıyoruz."

SOLUNUM CİHAZI İHTİYACI VAR MI?

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de salgın eğrisinin iyice yükselmesi durumunda solunum cihazlarının yeterli olup olmayacağı tartışılıyor.

"Elinizdeki solunum cihazları yeterli mi?" sorusuna Prof. Dr. Yalım Dikmen şu cevabı veriyor:

"Cerrahpaşa bu anlamda çok şanslıydı çünkü çok kısa bir süre önce teknolojisini yenilemek için cihaz parkından geliştirme yapmıştık ve elimizde yenilenmiş cihazlarla birlikte daha önce kullanmakta olduğumuz cihazlar da vardı.

"Dolayısıyla mekanik vantilatör eksikliği en azından Cerrahpaşa'da olmadı. Kapasite artırmak gerekirse bundan sonrası için söz konusu olabilir ama şimdilik yaşamadığımızı söyleyebilirim."

"YOĞUN BAKIMA GENÇ HASTALAR DA GELİYOR"

Yoğun bakımda gördüğümüz hastaların büyük bölümü yaşlı hastalar.

Ancak aralarında genç yaştaki hastaları da görüyoruz.

Prof. Dr. Dikmen, bu konuda bir uyarı yapıyor:

"Gençler de ciddi şekilde etkilenebiliyorlar. Solunum yetmezliği gelişmiş çok genç hastalarımız da olmakta.

"Dolayısıyla yaşlı veya eşlik eden hastalık şart değil. Onlar daha ağır durumda oluyorlar ama benzer şekilde çok ağır solunum yetmezliği gelişmiş genç veya başka türlü hiçbir hastalığı olmayan hastalarımız da olmakta.

"33 yaşında sağlıklı bir meslektaşımızı yoğun bakıma yatırmıştık, taburcu ettik. Benzer şekilde 40-45 yaşlarında hastalarla karşılaştık."