Tıbbi tetkiklerin çoğunun gereksiz yere istendiğini, bundan insanların fayda değil zarar göreceğini "tıp mafyasından" korkmadan dile getiren meslekdaşlarımın sayısının artması beni mutlu ediyor (1).

Bu gereksiz yapılan tetkikler (overtesting) aşırı teşhis (overdiagnosis) ve aşırı tedaviyi (overtreatment) beraberinde getiriyor.

Tetkik turnikesine girenlerin geri çıkması artık mümkün olmuyor.

Gereksiz yazılan ilaçların sayısı katlanarak artıyor.

Gerekli olmayan tetkik ve tedaviler yeni tetkikleri, yeni teşhisleri ve yeni tedavileri getiriyor.

Bu tetkik ve tedavilere harcanan para hepimizin cebinden çıkıyor.

Ülkenin kısıtlı sağlık kaynakları tıp endüstrisinin kasasına boca ediliyor.

Neyse ki... vatandaş ilaçların yarısını kutusunu bile açmadan çöpe atıyor da gereksiz ilaçlardan gördüğümüz zarar bir miktar azalıyor (2, 3, 4, 5).

Neyse ki... tıp eğitiminin "tıp endüstrisi" tarafından belirlendiğini, "tedavi eden tıbbın, hasta eden tıbba" dönüştüğünü, tıp eğitiminin mutlaka yeniden "düzenlenmesi" gerektiği hakikatini uluslararası sağlık örgütleri de görmeye başlıyor (6):

"Ancak tam bağımsız bir tıp eğitimi hastalar açısından daha iyi sonuçlar alınmasına ve hizmet kalitesinin artırılmasına katkıda bulunabilir."

Daha çok sağlık hizmeti, daha çok tıp iyi bir şey değil kötü bir şeydir

Dr. Kaan Aslanoğlu şunları söylüyor (7):

"Sağlık hizmetlerinin eskiye göre büyük oranda artması bizim toplum olarak daha sağlıklı olduğumuz anlamına gelmiyor, tam tersi anlama geliyor. Daha çok sağlık hizmeti, daha çok tıp iyi bir şey değil kötü bir şeydir. 

Çünkü koruyucu sağlık hizmetleri, koruyucu tıp denen şey çok büyük ölçüde geriledi, neredeyse unutuldu.

Sistem artık daha çok hastalanmamızı ve daha çok tedavi edilmemizi buyuruyor. 

Daha çok hastalanalım ki, daha çok hizmet verilsin, daha çok kazanç sağlansın. Yeni dünya düzeninin yıkıcı sağlık politikası bunun üstünedir. Bizim yıkmaya çalıştığımız paradigma budur.

TTB’ye yön veren hekim arkadaşlarımız uzun bir süredir emekçi doktorların ve halkın sağlık sorunlarını gözden çıkarmış durumdalar. Zengin doktorların borusu ötüyor TTB’de".

Gelelim neticeye

BİR: Halkın da doktorların da çok fazla tıbbın daha çok sağlık demek olmadığını hatta tam aksine sağlığa zarar verebileceğini çok iyi bilmeleri gerekiyor.

İKİ: Tıp eğitiminin, tıp endüstrisinin hegemonyasından kurtulması, doktorlar ve endüstri arasındaki münasebetlerin sıfırlanması şarttır.

ÜÇ: Aşırı tetkik, aşırı teşhis ve aşırı tedavi acilen tıp müfredatına girmelidir.

Kaynaklar:

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta/Haber X

Editör: Haber Merkezi