2020/4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Genelgesinde koronavirüs kapsamında alınan önlemler arasında kamu personelinin uzaktan çalışması da yer almıştı. Pek çok kamu kurumunda personel internet üzerinden evlerinde çalışabilmekte, elektronik imzalı yazışma yapabilmektedir. Ancak whatsapp uygulamasının Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile getirilen uzaktan çalışmanın ana unsuru olamayacağını, yardımcı bir unsur olabileceğini düşündüğümüzü belirtmiştik. Genelgede öngörülen uzaktan çalışma kurumun evrak akışı, resmi yazışmaları ve elektronik imza sürecini kapsaması gerektiğini, Whatsapp'tan resmi işlemlerin yerine getirilmesinde hızlı ve informel bilgi akışı imkanı sunduğu için yararlanılmasının uygun olacağını vurgulamıştık.

Devlet memurları tarafında sosyal medyada yapılan paylaşım ve yorumların disiplin işlemi ile yargısal sürece konu olabilmesi için; esasen mesleki faaliyet ile ilgisi olup olmadığının özel yaşam eylemleri olup olmadığının, ağır eleştiri sınırlarını aşıp aşmadığının, kişilik haklarına saldırı olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.

Bununla birlikte kamu personelinin kendi aralarında kurduğu whatsapp gruplarında tartışma, sataşma hatta daha ileri boyutta yazışmaların olduğu mahkeme kararlarına yansımıştır.

Danıştay 12. Dairesi: whatsapp grubunda yazmış olduğu yazıların içeriği incelendiğinde, yazılarda birtakım hakaret içeren ifadelerin yer aldığı görülmekte ise de, davacının bu ifadelerinde kimi veya kimleri muhatap aldığını açıkça ismen belirtmediği, soruşturma sırasında da bu hususun açıklığa kavuşturulması için whatsapp grubuna dahil olan diğer kişilerden hiçbirisinin ifadesine başvurulmadığı, bu durumda davacının hakaret içeren ifadelerinin muhatabının belli veya belirlenebilir olması gerektiğine vurgu yapmıştır.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi: "Davacının asıl amacının, görev yaptığı kurumda kendisi hakkında ortaya atılan söylentiyi açıklığa kavuşturmak olduğu ve iş arkadaşlarına hakaret etmek saikiyle hareket etmediği, bu hususun, davacının söz konusu paylaşımından önce, kendisi hakkında söz konusu ifadeyi kullanan şahısla görüşerek durumu açıklığa kavuşturması talebini iletmesinden de anlaşıldığı hususu göz önünde bulundurularak, aktarılan olay bir bütün halinde değerlendirildiğinde, dava konusu disiplin cezasının isnat edilen eylemin karşılığı olmadığı" gerekçesi ile disiplin cezasını iptal etmiştir.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi İkinci İdari Dava Dairesi başka bir kararında: ki kişi arasında sohbet ortamında geçen yazışmalar olduğu, davacının "Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak" fiili kapsamında değerlendirilecek bir davranışı bulunmadığı dolayısıyla fiilin sabit olmadığı anlaşıldığı" gerekçesi ile disiplin cezası alan memuru haklı bulmuştur.

T.C. DANIŞTAY ONİKİNCİ DAİRE

Esas : 2016/2694 - Karar : 2019/2648 - Tarih : 10.04.2019

Memurlara disiplin cezası verilmesindeki amaç, kamu hizmetinin yerine getirilmesinde, mevzuat ile belirlenen kuralları eksiksiz bir şekilde yerine getirmekle yükümlü ve yine mevzuat ile getirilen yasaklı davranışları yapmakla yasaklı kamu görevlilerinin hizmeti aksatan veya disiplin düzenini bozan davranışlarının cezalandırılarak, bozulan kamu hizmeti düzeni sağlanması ve kamu personelini disiplini bozacak davranışlardan caydırmaktır.

Bu şekilde verilecek cezalarda, mevzuatta belirlenen usule göre görevlendirilen soruşturmacı tarafından, soruşturma onayında belirlenen konularla ilgili yapılacak soruşturma sonucunda, kamu görevlisi hakkında lehe ve aleyhe deliller toplanarak, hangi fiille hangi kuralı ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması, ceza teklif edilen fiillerin, her türlü şüpheden uzak kesin, somut ve inandırıcı delillerle açık bir şekilde ortaya konulması zorunludur. Bu husus, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin hukuki güvenliğinin korunmasına ilişkindir.

Bakılan olayda, davacının dava konusu disiplin cezası ile cezalandırılmasına sebep olan whatsapp grubunda yazmış olduğu yazıların içeriği incelendiğinde, yazılarda birtakım hakaret içeren ifadelerin yer aldığı görülmekte ise de, davacının bu ifadelerinde kimi veya kimleri muhatap aldığını açıkça ismen belirtmediği, soruşturma sırasında da bu hususun açıklığa kavuşturulması için whatsapp grubuna dahil olan diğer kişilerden hiçbirisinin ifadesine başvurulmadığı, bu durumda davacının hakaret içeren ifadelerinin muhatabının belli veya belirlenebilir olmadığı görüldüğünden, davacının üzerine atılı fiilin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle ortaya konulamadığı, bu haliyle davacının eyleminin sübuta erdiğinden söz edilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır. Bu durumda, davacı hakkında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ  İKİNCİ İDARİ DAVA DAİRESİ

Esas : 2019/2111 - Karar : 2019/2484 - Tarih : 13.11.2019

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nda Müfettiş olarak görev yapan davacı tarafından, 20.04.2018 tarihinde adı geçen Bakanlığın müfettişleri ile Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı büro personelinin çoğunluğunun üye olduğu sosyal paylaşım platformu Whatsapp grubundan Başmüfettiş ve Müfettiş . hakkında yapılan "Bir Kötülük Hadisesi Üzerine Zorunlu Açıklama" başlıklı paylaşım sebebiyle yürütülen soruşturma sonucunda düzenlenen 24.09.2018 tarih ve 2018/3 sayılı Soruşturma Raporuna istinaden, söz konusu paylaşımda kullanılan bir takım ifadelerle 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/B-h maddesi uyarınca "İş arkadaşlarına söz ile sataşmak" eyleminin sübuta erdiğinden bahisle davacının kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 12.10.2018 tarih ve 312 sayılı işlem ile bu işleme yönelik yapılan itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davada;

Uyuşmazlık konusu olayda, davacının görev yaptığı Bakanlıkta izinde olduğu bir dönemde, hakkında "Onur, ben şehit çocuğuyum Devlet bana bakmak zorunda diyor" şeklinde söylemde bulunulduğunu ve bu söylemin kurum bünyesinde yayıldığını öğrenmesi üzerine, bu hususu açıklığa kavuşturmak için ifadeyi kullanan şahısla irtibata geçtiği, şahsın konuya ilişkin davacıdan özür dilediği ve bu söylentinin önüne geçmesi için Whatsapp uygulamasından veya e-posta yoluyla olayı açıklığa kavuşturacağını beyan ettiği, ancak bu yönde bir eylemde bulunmadığı, olayda, davacının görev yaptığı kurumda çalışma barışını zedeleyen bir takım hukuka aykırı davranışlara maruz kaldığı hususunun gerek tanık ifadeleri, gerekse de soruşturma konusu şahısların alınan ifadeleri ile sabit olduğu; her ne kadar bahsi geçen olayda davacının muhatap olduğu personel ile ilgili Whatsapp grubundan gerçekleştirilen paylaşımın içeriğinde adaba sığmayan ve haddi aşar nitelikte birtakım ifadeler kullanıldığı görülmekte ise de, mevzubahis olayın hassasiyeti düşünüldüğünde, bu ifadelerin ağır tahrik altında kullandığının kabulü gerektiği, öte yandan, davacının asıl amacının, görev yaptığı kurumda kendisi hakkında ortaya atılan söylentiyi açıklığa kavuşturmak olduğu ve iş arkadaşlarına hakaret etmek saikiyle hareket etmediği, bu hususun, davacının söz konusu paylaşımından önce, kendisi hakkında söz konusu ifadeyi kullanan şahısla görüşerek durumu açıklığa kavuşturması talebini iletmesinden de anlaşıldığı hususu göz önünde bulundurularak, aktarılan olay bir bütün halinde değerlendirildiğinde, dava konusu disiplin cezasının isnat edilen eylemin karşılığı olmadığı, orantısız ve amacı aşar nitelikte olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, davalı idarece, davacının eyleminin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/B-h maddesinde belirtilen iş arkadaşlarına ve iş sahiplerine söz veya hareketle sataşmak kapsamına alınamayacağı anlaşıldığından, davacının kınama cezası ile tecziye edilmesine ilişkin işlem ile bu işleme karşı yapılan itirazın reddedilmesine dair işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yönünde Ankara 18. İdare Mahkemesi'nce verilen 31/05/2019 gün ve E:2018/2453, K:2019/1282 sayılı kararın, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenilmektedir.

Ankara 18. İdare Mahkemesi'nce verilen 31/05/2019 gün ve E:2018/2453, K:2019/1282 sayılı karar usul ve hukuka uygun olup, kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, istinaf isteminin REDDİNE, yargılama giderlerinin istinaf başvurusunda bulunan taraf üzerinde BIRAKILMASINA, posta gideri avansından artan miktarın istinaf isteminde bulunana İADESİNE, 2577 sayılı Kanunun değişik 45.maddesinin 6.fıkrası uyarınca KESİN olarak 13.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. ANKARA BÖLGE İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ İDARİ DAVA DAİRESİ

Esas : 2020/2211 - Karar : 2021/269 - Tarih : 18.02.2021

Milli Savunma Bakanlığı Elektooptik Sistemler Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü'nde Memur olarak görev yapan davacı hakkında yapılan şikayette "Sosyal medya üzerinden (Whatsapp) 5. Ana Bakım Fabrika Müdürü Bakım Albaya hakaret ettiğinin" bildirilmesi üzerine başlatılan soruşturma neticesinde hazırlanan 10/12/2019 tarihli Disiplin Soruşturma Sonuç Raporunda, özetle; "davacının Bakım Albay ile arasında devam eden hukuki süreç hakkında eski görev yerinden samimi arkadaşı olarak gördüğü Memur ile Whatsapp üzerinden konuşmalar yaptığı, söz konusu Whatsapp konuşmalarında davacının Albaya karşı küçük düşürücü veya 'hakaret, küfür, tehdit vb. içeren bir ifadesi olmadığı, ancak davacının halihazırda yargıya intikal etmiş durumla ilgili olarak, 5'inci Ana Bkm. Fb. Md. Bkm. Albayın amiri olduğu Memur ile internet ortamında yaptığı bu yazışmalarda kullandığı ifadelerin; Devlet memurunun göstermesi gereken ciddiyetten uzak olduğu, memuriyet vakarına yakışmadığı, hizmet dışında Devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte bir davranış olduğu" hususlarının değerlendirildiği, Komutan kanaatinin de bu yönde olduğu ve davacının 657 sayılı Kanun'un 125/1-A-(e) maddesi uyarınca cezalandırılması yönünde işlem tesis edilmesi gerektiğinin belirtildiği, anılan görüş doğrultusunda davacının dava konusu uyarma cezası ile tecziye edilmesine karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda, İdare Mahkemesince, davacı ile arkadaşı arasında geçen Whatsapp yazışmalarının Devlet memuruna yakışmayan tutum ve davranış olduğu değerlendirilerek, davacının eylemine uyan 657 sayılı Kanun'un 125/1-A-(e) maddesi uyarınca uyarma cezası ile cezalandırılması yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; dosyada mevcut soruşturma raporu ve ekleri ile alınan ifadeler ve isnada konu Whatsapp yazışmaları birlikte değerlendirildiğinde, iki kişi arasında sohbet ortamında geçen yazışmalar olduğu, davacının "Devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak" fiili kapsamında değerlendirilecek bir davranışı bulunmadığı dolayısıyla fiilin sabit olmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu durumda, dava konusu işlemin iptali yerine davanın reddi yönünde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

WHATSAPP GRUBUNDAN ÇIKAN MEMURA DİSİPLİN CEZASI VERİLEBİLİR Mİ?

Hayatımıza hızlı bir şekilde girdiği ve çok yaygın bir kullanımı olduğu için kamu kurumlarında da tercih edilmekle birlikte uygulamanın kullanılmasına ilişkin herhangi bir usul ve esas bulunmamaktadır. Genellikle amirler birimlerinde görevli personeli gruba üye yapmakta, grupta resmi işler yanında gündelik, kişisel paylaşımlar yapılmaktadır. Mesai saati sınırlaması da olmadığı için sürekli mesaj gelebilmekte, kişinin özel hayatının ve bulunduğu ortamın dikkate alınması mümkün olamamaktadır. Sosyal yönü kuvvetli olan personel daha yoğun paylaşım yaparken çoğu personel izleyici konumda bulunmaktadır. Bu durum bazan rahatsızlığa sebebiyet vermekte, personel grubu faydasız, grupta kalmayı gereksiz görmesine rağmen amirlerinin tepkisini çekmemek adına gruptan ayrılamamaktadır.

Peki gruptan çıkan bir personel hakkında işlem yapılabilir mi? Bu konuda kesin bir şey söylemek zor. Her olayın kendi koşulları içinde değerlendirilmesi gerekiyor. Kamu hizmetlerinin yütürülmesinde kolaylık sağlayan ancak mevzuat dayanağı olmayan, elektronik tebligat kapsamına girmeyen bir uygulamayı personel kullanmak zorunda mıdır?

657 sayılı Kanunun 11. maddesine göre, Devlet memurları amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludur. Memur amirinden aldığı emri mevzuat hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde israr eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. Bu hükme göre amirin whatsapp üzerinden emir vermesinin mümkün olduğu anlaşılıyor.

Kanunun 10. maddesinde ise, amirlerin kuruluş ve hizmet birimlerinde kanun ve diğer mevzuatla belirlenen görevleri zamanında ve eksiksiz olarak yapmaktan ve yaptırmaktan, maiyetindeki memurlarını yetiştirmekten, hal ve hareketlerini takip ve kontrol etmekten görevli ve sorumlu oldukları, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranmaları, amirlik yetkisini kanun ve diğer mevzuatta belirtilen esaslar içinde kullanmaları gerektiği hükme bağlanmıştır.

Konumuzla doğrudan ilgili olmasa da olağanüstü durumlarda prosedürlere bağlı kalmanın sıkıntılara yol açabildiğini göstermesi bakımından iyi bir örnek olduğu için hepimizin bildiği bir örneği hatırlatmakta fayda var. 15 Temmuz gecesi Başbakan Binali Yıldırım darbecilerin kullandığı uçakların düşürülmesi konusunda telefonla talimat vermesi üzerine Hava Kuvvetlerindeki yetkili komutan yazılı emir istiyor. Başbakan'ın bunun üzerine "Bu saatte sana nereden yazılı emir vereyim, sesimi kayda alın, vurun" şeklindeki emri hafızalarımızda.

Bütün bu açıklamalar ışığında, kurum veya birim amirinin hizmete yönelik olarak oluşturduğu whatsapp grubundan bir gerekçe belirtmeden ayrılmak şık durmuyor açıkçası. Nezaketen özel olarak rahatsızlığın ifade edilerek, grup yöneticisi tarafından gruptan çıkarılmanın daha uygun olacağı kanaatindeyiz.

Ayrıca kurum yöneticilerinin de gerekli gereksiz konularda ilgili ilgisiz bütün personeli grup üyesi yapmaması, grubun amacının, içeriğinin, sınırlarının önceden belirlenmesi ve işlevi kalmayan grubun kapatılması gerektiğini değerlendirmekteyiz.

Peki, amirlerin gruptan çıkan personelden savunma istemesi mümkün müdür? Amirler her durumda savunma isteyebilir. Savunmaya konu iddianın mahiyeti, olayın kendine özgü şartları hep birlikte değerlendirilerek bir karara varılabilir. Amirlik yetkisi keyfi olarak kullanılamaz.

Bütün bunlardan sonra, ideal ölçüde oluşturulmuş hizmete yönelik bir whatsapp grubu üyeliğinden bir gerekçe göstermeksizin ayrılma eylemi 125. maddede sayılan ve uyarma cezasını gerektiren "Görevin işbirliği içinde yapılması ilkesine aykırı davranışlarda bulunmak" kapsamına sokulabilir.

Devlet memurlarının sosyal medya paylaşımlarının hangileri disiplin işlemi ile yargısal sürece konu olabilir?

Devlet memurları tarafında sosyal medyada yapılan paylaşım ve yorumların disiplin işlemi ile yargısal sürece konu olabilmesi için; esasen mesleki faaliyet ile ilgisi olup olmadığının özel yaşam eylemleri olup olmadığının, ağır eleştiri sınırlarını aşıp aşmadığının, kişilik haklarına saldırı olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Detaylar için tıklayınız.