Memur Maaş haczi sıralaması nasıl belirlenir? Yargıtay Kararı

Maaş üzerinde birden fazla haciz söz konusu olması halinde alacak sıralamasına ilişkin muvazaa olması halinde ispat yükü davacıda olduğuna hükmetti.

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, maaş üzerinde birden fazla haciz söz konusu olması halinde alacak sıralamasına ilişkin muvazaa olması halinde ispat yükü davacıda olduğuna hükmetti.

Olayda, 1. alacaklının "muvazaalı işlemi" nedeniyle kendi alacağının 2. sıraya konulduğu iddia edilmiştir. 2. Sıradaki alacaklı, birinci sıradaki alacaklıya dava açmıştır.

Yerel Mahkemede;

- Taraflar arasında akrabalık ilişkisi olduğu

- Davalı borçluya verildiği iddia olunan borç para ile bunun karşılığında düzenlenen bononun tarihinde tutarsızlık olduğu,

- Davalının borçluya borç vermek için aylar öncesinden para çekmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu,

Gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Yargıtay ise yerel mahkeme kararını şu gerekçeler ile bozmuştur:

- Birden fazla haciz söz konusu olması halinde hacizlerin sıraya konulacağı haciz tarihi önde olanın alacağı bitmedikçe sonraki haciz alacaklısına ödeme yapılamayacağı belirtilmiş olup bu sıralama maaşı ödeyen kurum tarafından yapılır.

. Bu sıralama "Sıra cetveli" niteliğinde kabul edilemeyeceğinden sıra cetvellerinde ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin kuralının maaş haczinde de uygulanması mümkün değildir.

- Maaş haczinde yapılan sıralamaya vaki muvazaa iddialarında genel muvazaada olduğu gibi ispat yükü davacıdadır.

- İspat yükünün davalıda olduğu gerekçesi yerinde görülmemiştir.

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi

Esas No. 2016/7284

Karar No. 2020/840

MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -

Davacı vekili, müvekkilinin davalı-borçludan kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı olduğunu, diğer davalının alacağının ise gerçek bir alacak olmayıp muvazaalı olduğunu, Mal Müdürlüğü yazısı ile davalı borçlunun maaşına konulan hacizlerin sıralamasının yapıldığını, buna göre kendi hacizlerinin 2. sırada, davalının haczinin ise kendisinden önce 1. sırada yer aldığını, ancak muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptalini talep etmiş cevaba cevap dilekçesiyle iddiasını genişleterek taraflar arasındaki borçlandırıcı tasarrufun iptaline karar verilmesini dilemiştir.

Davalılar, alacağın muvazaalı olmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında akrabalık ilişkisi olduğu ve davalıların savunmaları nazara alındığında davalı borçluya verildiği iddia olunan borç para ile bunun karşılığında düzenlenen bononun tarihinde tutarsızlık olduğu ve davalının borçluya borç vermek için aylar öncesinden para çekmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.

Mahkemece maaş haczi ile ilgili yapılan sıralama İİK'nın 83/2. maddesine göre maaş üzerinde birden fazla haciz söz konusu olması halinde hacizlerin sıraya konulacağı haciz tarihi önde olanın alacağı bitmedikçe sonraki haciz alacaklısına ödeme yapılamayacağı belirtilmiş olup bu sıralama maaşı ödeyen kurum tarafından yapılır. Bu sıralama "Sıra cetveli" niteliğinde kabul edilemeyeceğinden sıra cetvellerinde ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin kuralının maaş haczinde de uygulanması mümkün değildir. Maaş haczinde yapılan sıralamaya vaki muvazaa iddialarında genel muvazaada olduğu gibi ispat yükü davacıdadır. Mahkemenin gerekçesinde ispat yükünün davalıda olduğu gerekçesi yerinde görülmediği gibi, kabule göre de mahkemenin söz konusu maaş hacziyle ilgili sıralamayı iptal ile yetinmesi gerekirken, davalıya ayrılan payın davacı alacağına tahsis edilmesi de isabetsiz görüldüğünden usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının anılan davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.