Bankalardan kredi alanlar ilgili kredi borcunu ödemedikleri takdirde haciz işlemleri ile karşı karşıya kalabilmektedirler.Kredi borcunu ödeyemediği için haciz işlemi ile karşı karşıya kalanların en fazla merak etmiş oldukları husus ise  Banka borcundan dolayı eve haciz gelir mi? Kredi borcu nedeniyle ev eşyası haciz edilebilir mi? hususlarında yaşanmaktadır.Yasal mevzuat ve örnek yargıtay kararları çerçevesinde kredi borcundan kaynaklı ev eşyası hacizlerindeki durumun ne olduğunu açıklamaya çalışalım.

Kredi Borcu Nedeniyle Ev Eşyasının Haczinde Yasal Mevzuat Nedir ?

Kredi borcu nedeniyle haciz işlemi uygulanacak olan borçlar için yasal düzenleme İcra İflas Kanununda  yapılmıştır.İlgili kanunun ev eşyanın haczinin yapılıp yapılamayacağı hususundaki maddesi 82. maddedir.İlgili kanunun 82. maddesinde "Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için LÜZUMLU EŞYALAR haczedilemez." hükme yer verilmiştir.

İlgili kanun maddesine göre borcu olan kişinin evinde bulunan para,altın,antika v.b eşya ve değerler için haciz işlemi uygulanabilirken borçlunun kendisine ait olan veya borçlu ile birlikte yaşayan aile bireylerine ait olan lüzümlu eşyalar için haciz işlemi uygulanamayacağı düzenlenmesine yer verilmiştir.

Burada kanun maddesinde haczedilemeyeceği söylenen lüzumlu eşyaların neler olduğu önem kazanmaktadır.

Daha önceki yıllarda verilmiş olan  Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2012/27279 esas ve 2013/11536 karar sayılı kararında da ”Borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için “lüzumlu” olan buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon, koltuk takımı, ütü, fırın, halı, bulaşık makinesi gibi insan onuruna yakışan hayatın sürdürülmesi için varlığı zorunlu olan ev eşyaları haciz konusu yapılamaz. Bu konuda, haciz konusu malın borçlunun haline uygun olup olmadığı ölçütü değerlendirmeye alınamaz.” şeklinde karar verilmiştir.

İlgili karardan da anlaşılacağı üzere borçlu kişinin evinde bulunan ve kullanmakta olduğu beyaz eşya olarak adlandırılan mallar veya yatak odası takımı yemek odası takımı halı v.b  malların haczi mümkün değildir.Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus evde lüzumlu eşya kapsamında olan birinci eşyanın haczedilemeyeceği hususudur.Aynı eşyadan iki adet  varsa ikinci eşyanın haczedilmesinde herhangi  bir engel bulunmamaktadır.Örneğin aynı evde iki adet televizyon varsa ve birinin değeri 1000 TL ikincisinin değeri ise 2000 TL ise değeri yüksek olan eşyanın haciz işlemi yapılacaktır.

Burada dikkat edilmesi gereken diğer bir husus ise eve haciz için gelinemez diye bir düzenleme yoktur.Yani kredi borcu nedeniyle eve ev eşyaları için haciz yapmak üzere gelinebilir.Ancak evden haciz için alınabilecek olan mallar yukarıda anlatmış olduğumuz şekilde yapılmak zorundadır.

Evde olacak lüzümlu ev eşyalarının neler olduğu konusunda verilen başka bir  Yargıtay Kararından da “… Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda pek tabidir ki eski eşya borçluya bırakılıp, muhafazası satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olacak yeni mal haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Somut olayda yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde, borçlunun evinde aynı nitelikte eşyalardan birden fazla olduğunun tespit edildiği görülmektedir. O halde mahkemece yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…” (Yargıtay 12. HD., 2014/4289 E., 2014/6671 K., 10.03.2014 T.) şeklinde karar verilmiştir.

Yukarıda anlattığımız durumlara aykırı olarak ev eşyası haczedilen kişi icra dairesinin yapmış olduğu bu haciz işlemi hakkında İcra ve İflas Kanunu  madde 16 gereği icra mahkemesine 7 gün içerisinde şikayette bulunabilir.

Ev Eşyası Haciz İtiraz Dilekçesi Örneği;

…………………………………………………..İCRA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

DOSYA ESAS NO:……………………………..

BORÇLU:…………………………………………..

(ŞİKAYET EDEN) :…………………………….

Adres:…………………………………………………

KONU : Hacze İtiraz ve Haczin Kaldırılması Talebimizden İbarettir

AÇIKLAMALAR :

Alacaklı vekili tarafından ……. İcra Müdürlüğünün …/…. esas sayılı dosyası ile aleyhime yapılan icra takibi sonucunda …/../2012 tarihinde evimde yapılan haciz esnasında, evde yaşayanların ihtiyacı olan……eşyalar haczedilerek muhafaza altına alınmıştır.

6352 sayılı kanunla değişik İcra ve İflas Kanununun 82. maddesinin 3. fıkrasına göre “aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşyalar birden fazla değilse haczedilemez.

Madde aynen şöyledir:

(Değişik: 6352 – 2.7.2012 / m.16) Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya; aynı amaçla kullanılan eşyanın birden fazla olması durumunda bunlardan biri, HACZEDİLEMEZ..

Haciz işlemi 6352 sayılı yasanın yürürlük tarihinden sonradır. 6352 sayılı yasanın geçici 10. Maddesine göre kanunun yürürlük tarihinden sonra yapılacak takip işlemleri yeni yasaya tabi olacaktır. Çünkü geçici 10. Madde “takip işlemleri” demektedir. Bunun aksi anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olacaktır.

6352 sayılı yasanın geçici 10. Maddesine göre

“Bu Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.”

Bu geçici madde ile kanun koyucu, diğer İcra ve İflas Kanunu değişikliklerinden farklı olarak, değiştirilen maddelerin her biri için zaman itibariyle uygulanmayı belirlemek yerine, genel bir düzenleme ile tüm değişikliklerin zaman itibariyle uygulanmasını düzenlemiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 448 işlemin tamamlanmasından bahsederken, İcra ve İflas Kanunu Geçici m. 10 takip işleminin başlatılmasından söz etmektedir. Tamamlanmamış usal işlemi, başlatılan takip işlemini karşılamaktadır. Zira “başlatılma” lafzı itibariyle devam etmeye, henüz sonuçlanmamış olmaya ve hacizde olduğu gibi özellikle etkilerini sürdürmeye işaret etmektedir.

Her iki hükmün ortak noktası, tamamlanmış işlemlerin eski Kanuna, henüz yapılmamış işlemlerin yeni Kanuna tabi olmasıdır. Geçici m. 10’un karşıt kavram kanıtından başlatılmamış takip işlemlerine yeni Kanunun uygulanacağı çıkarılabilir. Buna karşılık her iki hüküm, başlatılmış takip işlemleri ile tamamlanmamış usal işlemlerinin tabi olacağı Kanun bakımından farklı düzenleme getirmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 448, tamamlanmamış işlemlere yeni Kanunun; 6352 sayılı Kanunun geçici 10. maddesi ise önceki Kanunun uygulanacağını kabul etmiştir. Şu halde, Geçici 10. madde bakımından tamamlanmış takip işlemleri ile başlatılmış ancak henüz tamamlanmamış takip işlemleri eski Kanuna; henüz yapılmamış takip işlemleri yeni Kanuna tabi olacaktır.

Maddenin değişiklik gerekçesinde “Temel insan hak ve özgürlüklerini teminat altına almak” amaçlanmaktadır. Söz konusu olan temel hak ve özgürlüklerdir. Kişilerin temel hak ve özgürlükleri uluslararası sözleşmelerin ve anayasanın garantisi altındadır ve ertelenmez.

DELİLLER : Haciz tutanağı ve her türlü delil

HUKUKİ SEBEPLER : İcra ve İflas Kanunu 82/3. Madde ve ilgili mevzuat.

SONUÇ İSTEM : 6352 sayılı kanunla değişik 2004 sayılı kanunun 82. Maddesine aykırı olarak yapılan haczin kaldırılmasını, yargılama giderlerinin karşı yana yüklenmesini arz ve talep ederim.

İTİRAZ EDEN

Adı ve Soyadı:…………………..

İmza

Ev Eşyasının Haciz Edilmeyeceğine İlişkin Olarak Verilmiş Yargıtay Kararları

T.C.

YARGITAY

HUKUK DAİRESİ

2014/4289

2014/6671

10.3.2014

EV EŞYASININ HACZİ ( Amacının Borcun Tahsilinin Sağlanması Olup Borçluyu Taciz Etmek Ya da Baskı Kurarak Ödemeye Zorlama Maksadıyla Yapılamayacağı/Aksinin İ.İ.K.'nun Genel Mantığına ve Md. 85 /sona Açıkça Aykırılık Teşkil Edeceği Gibi Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması İlkesine de Ters Düşeceği - Kural Olarak Haczedilemese de Aynı Amaca Hizmet Eden Birden Fazla Eşya Var İse Birisinin Haczedilebileceği )

LÜZUMLU EŞYA KAVRAMI ( Ev Eşyası Haczi - "Para Kıymetli Evrak Altın Gümüş Değerli Taş Antika veya Süs Eşyası Gibi Kıymetli Şeyler Hariç" Mütevazi Bir Hayat Standardının Sürdürülebilmesi ve İçindeBulunulan Sosyal Statünün Asgari Koşullarının Muhafazasını Temine Yarayan Borçlunun Yaşamını Sürdürebilmesi İçin Gerekli Olan Her Türlü Eşyanın Lüzumlu Eşya Olarak Kabul Edileceği)

AYNI AMACA HİZMET EDEN EŞYA ( Kural Olarak Ev Eşyasının Haczedilemeyeceği - Aynı Amaca Hizmet Eden Birden Fazla Eşya Var İse Birisinin Haczedilebileceği - Bu Halde Eski Eşyanın Borçluya Bırakılıp Muhafazası Satışı Zahmetsiz Olan Taliplisi Fazla Olacak Yeni Malın Haczedilmesi Gerektiği )

AYNI NİTELİKTE EŞYALARDAN BİRDEN FAZLA OLMASI ( Kural Olarak Ev Eşyasının Haczedilemeyeceği/Ancak Aynı Amaca Hizmet Eden Birden Fazla Eşya Varsa Birisinin Haczedilebileceği - Makemece Alınan Bilirkişi Raporunda Borçlunun Evinde Aynı Nitelikte Eşyalardan Birden Fazla Olduğunun Tespit Edildiği/Ek Rapor Alınarak Karar Verilmesi Gerektiği )

2004/m.82/1-3,85/son,336

ÖZET : Kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifadeyle alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe dair düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksi halin varlığı başta İ.İ.K.nun genel mantığına ve 85 /son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer.

Böyle bir durumda pek tabidir ki eski eşya borçluya bırakılıp, muhafazası satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olacak yeni mal haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya "para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç" lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Somut olayda yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde, borçlunun evinde aynı nitelikte eşyalardan birden fazla olduğunun tespit edildiği görülmektedir. O halde mahkemece bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü :

KARAR : Borçlunun ev adresine menkul haczi için gidildiği, alacaklı vekilinin bir kısım eşyaların haczi talebinin icra müdürlüğünce reddi kararına karşı alacaklı vekilinin mahkemeye şikayet yoluna başvurduğu, mahkemenin ilk kararıyla şikayetin reddine karar verildiği, kararın alacaklı vekilince temyizi üzerine Dairemizce mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle şikayet konusu işlemin İ.İ.K.nun 82/3 maddesine uygun olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği, mahkemece bozmaya uyularak keşif sonrası alınan bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.

6352 Sayılı Kanunun 16. maddesiyle değişik 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3.bendi uyarınca para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.

Bu düzenlemenin gerekçesinde; alacaklıyla borçlu arasındaki menfaat dengesinin sağlanması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, haczinde ekonomik yarar bulunmayan ya da muhafazasında ve satışında güçlük çekilen eşyaların hacizlerinin önlenmesinin amaçlandığı ve borçluyla aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli her türlü eşyanın haczedilemeyeceğinin hükme bağlandığı belirtilmiştir.

İ.İ.K.nun 85 /son maddesinde ise "haciz koyan memur, borçluyla alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir düzenlemesine yer verilmiştir.

Kural olarak borçlunun her türlü mal ve hakkının haczi mümkündür. Haczedilmezlik iddiasında bulunabilmek için İcra İflas Kanunu'nda ya da özel kanunda hüküm bulunması gerekir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifadeyle alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe dair düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksi halin varlığı başta İ.İ.K.nun genel mantığına ve 85 /son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer. Nitekim ev eşyasının haczi halinde bu eşyanın muhafazası güç olup çoğu zaman satılamamakta, satılmaları halinde ise satış bedeli haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamamakta ve dolayısıyla alacağın tahsiline müspet yönde herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır. Bu halde yapılan haciz işleminde ekonomik yarar bulunmadığı, gibi, haczin yalnızca borçluyu ve doğal sonucu olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamadığı da görülmektedir.

Buna göre ev eşyası yönünden, İ.İ.K.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3.bendinde yer alan haczedilmezliğe dair düzenlemenin genel kuralın aksine geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmelidir. 6352 Sayılı Kanunun 16. maddesinin gerekçesi de bu görüşü destekler niteliktedir.

Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda pek tabidir ki eski eşya borçluya bırakılıp, muhafazası satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olacak yeni mal haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir.

Somut olayda yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde, borçlunun evinde aynı nitelikte eşyalardan birden fazla olduğunun tespit edildiği görülmektedir. O halde mahkemece yukarda açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.nun 366. ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

HUKUK DAİRESİ

2015/1100

2015/10128

17.4.2015

HACZİN KALDIRILMASI ( Kural Olarak Ev Eşyasının Haczedilemeyeceği Ancak Aynı Amaca Hizmet Eden Birden Fazla Eşya Var İse Birisinin Haczedilebileceği - Haczedilmezlik Şikayetine Konu Edilen Eşyaların Birden Fazla Olduğu ve Değerli Oldukları Belirtildiğine ve Bu Zabıtta Yer Alan Bilgilerin Doğruluğunun Aksi de İddia ve İspat Edilmediğine Göre Haczedilmezlik Şikayetinin Tümüyle Reddine Karar Verileceği )

EV EŞYASININ HACZİ ( Haczin Amacının Borcun Tahsilinin Sağlanması Olup Borçluyu Taciz Etmek Ya da Baskı Kurarak Ödemeye Zorlama Maksadıyla Haciz Yapılamayacağı/Aksine Davranış Başta İİK Genel Mantığına ve 85/Son Maddesi Hükmüne Açıkça Aykırılık Teşkil Edeceği Gibi Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması İlkesine de Ters Düşeceği - Haczedilmezliğe İlişkin Düzenlemenin Genel Kuralın Aksine Geniş Yorumlanması Gerektiği )• HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ ( Kural Olarak Ev Eşyasının Haczedilemeyeceği Ancak Aynı Amaca Hizmet Eden Birden Fazla Eşya Var İse Birisinin Haczedilebileceği - Haczedilmezlik Şikayetine Konu Edilen Eşyaların Birden Fazla Olduğu ve Değerli Oldukları Belirtildiğine ve Bu Zabıtta Yer Alan Bilgilerin Doğruluğunun Aksi de İddia ve İspat Edilmediğinden Haczedilmezlik Şikayetinin Tümüyle Reddine Karar Verileceği )

2004/m.82/1-3,85

6352/m.16

ÖZET : Dava haczedilmezlik şikayetine ilişkin olup, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir.Böyle bir durumda pek tabidir ki muhafazası ve satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olan eşyalar haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Lüzumlu eşyanın değeri ise pek fahiş olmadığı sürece haczedilmezlik şikayeti dinlenmelidir.Somut olayda haczedilmezlik şikayetine konu edilen eşyaların haciz zaptında da açıklandığı üzere birden fazla olduğu ve değerli oldukları belirtildiğine ve bu zabıtta yer alan bilgilerin doğruluğunun aksi de iddia ve ispat edilmediğine göre haczedilmezlik şikayetinin tümüyle reddine karar verilmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun menkul malları haczedilmiş, şikayetci borçlu M.Ç., haciz zaptının ikinci sırasında yer alan LG marka ses sistemi dışında kalan diğer ev eşyaları ile ilgili yapılan hacizlerin usulsüz olduğu, tv, oturma grubu, yemek masası ve 8 adet sandalye üzerine konulan haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece haczedilen eşyalardan başka aynı işlevi gören eşyalar olmadığına göre birer adet olan eşyaların haczinin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile LG marka 5+1 ses sistemi dışındaki mahcuz mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Somut olayın incelenmesinde şikayetçi borçlu M.Ç.' in huzuru ile 26.05.2014 tarihinde menkul mal haczinin yapıldığı, haciz zaptında, İİK 82/3 maddesi gereğince aynı çatı altında yaşayan bireylerin kullanmakta olduğu eşyalardan 2'şer adet olanların ve değerlilerin haczine başlanıldığı kaydı düşüldükten sonra muhtelif ev eşyalarının haczedildiği görülmektedir.

6352 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile değiştirilen 2004 Sayılı icra İflas Kanunu'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi uyarınca; para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.

Bu düzenlemenin gerekçesinde; alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin sağlanması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, haczinde ekonomik yarar bulunmayan ya da muhafazasında ve satışında güçlük çekilen eşyaların hacizlerinin önlenmesinin amaçlandığı ve borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli her türlü eşyanın haczedilemeyeceğinin hükme bağlandığı belirtilmiştir. İİK'nun 85 /son maddesinde ise "haciz koyan memur, borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir" düzenlemesine yer verilmiştir.

Kural olarak borçlunun her türlü mal ve haklarının haczi mümkündür. Haczedilmezlik iddiasında bulunabilmek için, İcra iflas Kanunu'nda ya da özel kanunlarda hüküm bulunması gerekir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifade ile alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe ilişkin düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksine davranış başta İİK'nun genel mantığına ve 85 /son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer. Nitekim ev eşyasının haczi halinde bu eşyanın muhafazası güç olup çoğu zaman satılamamakta, satılmaları halinde ise satış bedeli haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamamakta ve dolayısıyla alacağın tahsiline müspet yönde herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır. Bu halde yapılan haciz işleminde ekonomik yarar bulunmadığı gibi, haczin yalnızca borçluyu ve doğal sonucu olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamadığı da görülmektedir.

Buna göre ev eşyası yönünden, İİK'nun 82/1-3 maddesinde yer alan haczedilmezliğe ilişkin düzenlemenin genel kuralın aksine geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmelidir. 6352 Sayılı Yasanın 16. maddesinin gerekçesi de bu görüşü destekler niteliktedir. Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir.

Böyle bir durumda pek tabidir ki muhafazası ve satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olan eşyalar haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Lüzumlu eşyanın değeri ise pek fahiş olmadığı sürece haczedilmezlik şikayeti dinlenmelidir.

Somut olayda haczedilmezlik şikayetine konu edilen eşyaların haciz zaptında da açıklandığı üzere birden fazla olduğu ve değerli oldukları belirtildiğine ve bu zabıtta yer alan bilgilerin doğruluğunun aksi de iddia ve ispat edilmediğine göre haczedilmezlik şikayetinin tümüyle reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile şikayetin kabulüne dair hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.

YARGITAY

HUKUK DAİRESİ

2013/32782

2013/39098

9.12.2013

EVDEKİ BİLGİSAYARIN HACZİ ( Haczedilmezlik Şikayeti – Lüzumlu Ev Eşyası Olduğu/Bir Adet Olduğu ve Değerinin Pek Fahiş Olmadığı Göz Önüne Alınarak Haczedilemeyeceğinin Kabul Edileceği )

HACZEDİLMEZLİK ŞİKAYETİ ( Para Kıymetli Evrak Altın Gümüş Değerli Taş Antika veya Süs Eşyası Gibi Kıymetli Şeyler Dışında Aynı Çatı Altında Yaşayan Aile Bireyleri İçin Lüzumlu Olan Eşyaların Haczedilemeyeceği )

LÜZUMLU EŞYA ( Mütevazi Bir Hayatın Sürdürülebilmesi ve İçinde Bulunulan Sosyal Statünün Asgari Koşullarının Muhafazasını Temine Yarayan Her Türlü Eşya – Lüzumlu Eşyaların Haczedilemeyeceği )

EV EŞYASININ HACZİ ( Aynı Çatı Altında Yaşayan Aile Bireyleri İçin Lüzumlu Olan Eşyaların Haczedilemeyeceği – Aynı Amaçla Kullanılan Birden Fazla Eşya Olması Halinde Birisinin Haczedilebileceği )

HACZİN AMACI ( Borcun Tahsilinin Sağlanması Olduğu – Borçluyu Taciz Etmek Ya Da Baskı Kurarak Ödemeye Zorlama Maksadıyla Haciz Yapılmaması Gerektiği )

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KORUNMASI ( Borçluyu Taciz Etmek Ya Da Baskı Kurarak Ödemeye Zorlama Maksadıyla Haciz Yapılamayacağı – Aksi Davranışın Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması İlkesine Ters Düşeceği )

2004/m. 82, 85

ÖZET : Para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.

Haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksine davranış temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer.

Haczedilmezlik şikayetine konu edilen bilgisayar günümüz koşullarında lüzumlu ev eşyası olup; bir adet olduğu ve değeri de pek fahiş olmadığına göre haczedilemeyeceğinin kabülü gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

6352 Sayılı Yasanın 16. maddesi ile değiştirilen 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu’nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendi uyarınca para, kıymetli evrak, altın, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyası gibi kıymetli şeyler hariç borçlu ve aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için lüzumlu olan eşya haczedilemez. Ancak aynı amaçla kullanılan birden fazla eşya olması halinde bunlardan birisinin haczi mümkündür.

Bu düzenlemenin gerekçesinde; alacaklı ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin sağlanması, temel hak ve özgürlüklerin korunması, haczinde ekonomik yarar bulunmayan ya da muhafazasında ve satışında güçlük çekilen eşyaların hacizlerinin önlenmesinin amaçlandığı ve borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli her türlü eşyanın haczedilemeyeceğinin hükme bağlandığı belirtilmiştir.

İİK’nun 85/ son maddesinde ise “haciz koyan memur, borçlu ile alacaklının menfaatlerini mümkün olduğu kadar telif etmekle mükelleftir” düzenlemesine yer verilmiştir.

Kural olarak borçlunun her türlü mal ve haklarının haczi mümkündür. Haczedilmezlik iddiasında bulunabilmek için İcra İflas Kanunu’nda ya da özel kanunlarda hüküm bulunması gerekir. Asıl olan borcun ödenmesi, bir diğer ifade ile alacaklının alacağına kavuşması olup, haczedilmezliğe ilişkin düzenlemelerin bu bağlamda dar yorumlanması gerekir. Diğer yandan, haczin amacı, borcun tahsilinin sağlanması olup borçluyu taciz etmek ya da baskı kurarak ödemeye zorlama maksadıyla haciz yapılmamalıdır. Aksine davranış başta İİK’nun genel mantığına ve 85/ son maddesi hükmüne açıkça aykırılık teşkil edeceği gibi, temel hak ve özgürlüklerin korunması ilkesine de ters düşer. Nitekim ev eşyasının haczi halinde bu eşyanın muhafazası güç olup çoğu zaman satılamamakta, satılmaları halinde ise satış bedeli haciz ve muhafaza masraflarını dahi karşılamamakta ve dolayısıyla alacağın tahsiline müspet yönde herhangi bir katkısı da bulunmamaktadır. Bu halde yapılan haciz işleminde ekonomik yarar bulunmadığı, gibi, haczin yalnızca borçluyu ve doğal sonucu olarak aile bireylerini taciz etmekten öte bir yarar sağlamadığı da görülmektedir.

Buna göre ev eşyası yönünden, İİK’nun 82/1-3 maddesinde yer alan haczedilmezliğe ilişkin düzenlemenin genel kuralın aksine geniş yorumlanması gerektiği kabul edilmelidir. 6352 Sayılı Yasanın 16.maddesinin gerekçesi de bu görüşü destekler niteliktedir.

Bütün bu açıklamalar ışığında, kural olarak ev eşyasının haczedilemeyeceği, ancak aynı amaca hizmet eden birden fazla eşya var ise ve birisinin haczedilebileceği kabul edilmelidir. Böyle bir durumda pek tabidir ki muhafazası ve satışı zahmetsiz olan, taliplisi fazla olan eşyalar haczedilmelidir. Ancak lüzumlu olmayan ev eşyaları için de haczedilmezlik kuralı uygulanmamalıdır. Burada lüzumlu olan eşyadan ne anlaşılması gerektiğinin üzerinde de durulması gerekir. Mütevazi bir hayat standardının sürdürülebilmesi ve içinde bulunulan sosyal statünün asgari koşullarının muhafazasını temine yarayan, borçlunun yaşamını sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya lüzumlu eşya olarak kabul edilmelidir. Lüzumlu eşyanın değeri ise pek fahiş olmadığı sürece haczedilmezlik şikayetinin dinlenmesine engel oluşturmayacaktır.

Somut olayda haczedilmezlik şikayetine konu edilen bilgisayar günümüz koşullarında lüzumlu ev eşyası olup; bir adet olduğu ve değeri de pek fahiş olmadığına göre yukarıda açıklanan ilkeler ve yasal düzenlemeler karşısında haczedilemeyeceğinin kabülü gerekir.

O halde, mahkemece bilgisayar yönünden şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.