Davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali yolunda verilen kararın Danıştay Onikinci Dairesinin kararı ile bozulması üzerine davacının görevle ilişkisinin kesildiği 28/07/2011 tarihi ile karar düzeltme aşamasında davacı hakkında verilen mahkumiyet hükmünün bütün neticeleriyle ortadan kalkması üzerine dava konusu işlemin dayanağının hukuken ortadan kalktığı ve işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale geldiği gerekçesiyle anılan mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi üzerine yargı karan ile göreve başladığı 16/05/2013 tarihine kadar olan dönemde öğretmen olarak çalışamamasından kaynaklı zararın idarece tazmin edilmesi gerektiği hakkında.

T.C.

DANIŞTAY

Onikinci Daire

Esas No: 2018/9139

Karar No: 2019/11

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetldk Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İnceleme ve Gerekçe:

Maddi Olay :

Dosyanın incelenmesinden,................... İlköğretim Okulunda öğretmen olarak görev yapan davacının elektrik hırsızlığı suçundan ...........................Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonucunda anılan Mahkemenin 27.12.2006 tarihli ve Dosya No:........... Karar No:.....................sayılı dosyasında eylemine uyan TCK'nun 142/1 -f maddesi uyarınca, 2 yıl hapis cezası ile cezalandırıldığı, cezanın TCK'nun 51/1. maddesi uyarınca ertelendiği, söz konusu mahkumiyet kararının 05.01.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine idarece 657 sayılı Kanun'un 48/A-5 maddesinde aranılan şartı taşımadığından bahisle aynı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevine son verildiği, daha sonra 6352 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik üzerine ...................... Asliye Ceza Mahkemesi'nce dava dosyasının yeniden ele alındığı ve mahkumiyet hükmünün yeni hükümlere uyarlanması amacıyla 03.09.2012 günlü ek kararla 6532 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi "Abonelik esasına göre yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyaın ve doğal gazın sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi dolayısıyla bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hakkında hırsızlık suçundan dolayı kovuşturma yapılan veya kesinleşmiş olup olmadığına bakılmaksızın hakkında hüküm verilen kişinin, bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten idbaren altı ay içinde, zararı tamamen tazmin etmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz, verilen ceza tüm sonuçlarıyla ortadan kalkar." hükmü karşısında davacı hakkındaki hükmün tüm nedceleriyle birlikte ortadan kaldırılmasına karar verildiği, 26.07.2007 tarih ve 12458 sayılı işlem ile görevine son verilen ve bu işlemin ..... İdare Mahkemesi'nin 31.10.2008 tarih, ........................ sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine göreve başlayan davacının, bu kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine Danıştay Onikinci Dairesi'nin 25.05.2011 tarih ve ....................... sayılı kararıyla bozulmasına karar verildiği, bu karar üzerine davacının yeniden görevi ile ilişiğinin kesildiği, ...............  Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükmünün 3. Yargı pakednde açıklanan lehine olan maddelerin uygulanması amacıyla 03.09.2012 günlü ek kararla 6352 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi uyarınca tüm neticeleri ile birlikte ortadan kaldırılmasına karar verildiği gerekçesiyle karar düzeltme aşamasında Danıştay Onikinci Dairesi'nin bozma kararının 09.10.2012 tarihli ve .......................... sayılı kararı ile kaldırılarak, "her ne kadar dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla, bahsedilen hükmün ortadan kaldırılmasına dair hüküm tesis edilmiş ve işlemin tesis edildiği aşamada bu anlamda bir hukuka aykırılık bulunmamakta ise de, ceza kanunu yönünden lehe olan hükmün uygulanması kapsamında verilen yeni kararla birlikte ortaya çıkan yeni hukuki durum karşısında, dava konusu işlemin dayanağının hukuken ortadan kalktığı ve işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale geldiği sonucuna varıldığı, davacının memuriyetine engel olacak nitelikte bir suçtan mahkum olduğundan söz edilemeyeceğinden, dava konusu göreve son işleminin iptali istemiyle açılan davada; 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına yönelik mahkumiyeti nedeniyle memuriyetine son verilen davacının mahkumiyetinin ertelenmesi ve ertelemenin doğurduğu hukuki sonuçlar gözönüne alındığında Devlet memurluğu ile ilişiğinin kesilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığına ilişkin İdare Mahkemesinin iptal kararının gerekçesinde isabet bulunmamakta ise de, kararın sonucu itibarıyla yerinde olduğu" gerekçesiyle ................İdare Mahkemesi'nin 31.10.2008 günlü, ..............7 sayılı kararın sonucu itibarıyla onanmasına karar verildiği, davacı tarafından Danıştay Onikinci Dairesi'nin 25.05.2011 tarih ve ...................... sayılı bozma kararının uygulanması sonucunda 28.07.2011 tarihinden görevine iade edildiği 16.05.2013 tarihine kadar olan dönemde yoksun kaldığı tüm parasal ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

ilgili Mevzuat:

Anayasanın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin "Hukuk Devleti" olduğu vurgulanmış ve 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde de; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı haklan muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları” idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Hukuki Değerlendirme:

Davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin 26/07/2007 tarih ve 12458 sayılı işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının Danıştay Onikinci Dairesince karar düzeltme incelemesinde, dava konusu işlemin dayanağının hukuken ortadan kalktığı ve işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırı hale geldiği gerekçesi ile (anılan mahkeme kararın) onanmasına karar verildiği görüldüğünden, hukuka aykırılığı yargı kararı ile tespit edilen işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının idarece tazmin edilmesi Anayasal ve yasal bir zorunluluktur.

Bu durumda, hukuka aykırılığı yargı kararı ile tespit edilen işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının idarece tazmin edilmesi Anayasal ve yasal bir zorunluluk olup, davacının görevden ilişiğinin kesildiği 28/07/2011 tarihinden, yargı kararı üzerine görevine başladığı 16/05/2013 tarihine kadar olan dönemde öğretmen olarak çalışamamasından kaynaklanan zararının idarece tazmini gerektiği sonucuna varıldığından, aksi yönde verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan, davacının anılan dönemde mahrum kaldığı parasal hakları tutarı tespit edildikten sonra, bu tutardan var ise, aynı dönemde elde ettiği gelirin düşüldükten sonra idarece davacıya ödeme yapılacağı tabidir.

Karar Sonucu :

Açıklanan nedenlerle;

2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,

....