Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğine ilişkin açılan davada, idari hizmetler grubunda yer alan veri hazırlama kontrol işletmeni ve bilgisayar işletmeni gibi kadroların içinde şoför unvanlı kadronun sayılmamasını hukuka uygun buldu.

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğin bazı maddelerine dava açılmıştır. Bunlar:

1- İdari Hizmetler Grubunda 2. sırada yer alması gereken "Şoför" ibaresine yer verilmemesi,

2- En az 1 yıl Kurumda olmak üzere Devlet memurluğunda en az 5 yıl görev yapmış olması,

3- Ek yerleştirmenin 6 ayda yapılması.

Danıştay 2. Daire istemi aşağıdaki gerekçelerle reddetmiştir:

Alt hizmet grubunun belirlenmesinde idarenin takdir hakkı olduğu için şoför ile memurun aynı hizmet grubunda sayılması idarenin takdir hakkıdır.

Memurların üst görevlere yükselmesini belirli koşullara bağlama ve atanacaklarda aranacak genel ve özel koşulları belirleme konusunda idareye takdir yetkisi tanınmış olup, üst görevlere yükselme konusunda belli eğitim düzeyine ve niteliğe sahip olma yanında, atanılacak görevin gerektirdiği tecrübe, birikim gibi özellikler yönünden, dava konusu düzenleme hukuka uygundur.

"Ek yerleştirmenin 6 ayda yapılması" ibaresi genel yönetmeliğe uygundur.

T.C DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

ESAS NO. 2019/2557 - KARAR NO. 2020/1944 - KARAR TARİHİ: 22.10.2020

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay İkinci Dairesinin 25/03/2019 tarih ve E:2015/10299, K:2019/1440 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

DAVA KONUSU İSTEM:

05/02/2015 tarih ve 29258 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği'nin 5. maddesinin (d) İdari Hizmetler Grubunda 2. sırada yer alması gereken "Şoför" ibaresine 3. sırada yer verilmesi yolundaki düzenlemenin, 8. maddesinin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinin 2. alt bendinde, (ç) bendinin 4. alt bendinde ve (e) ile (f) bentlerinin 3. alt bendinde yer alan; "En az 1 yıl Kurumda olmak üzere Devlet memurluğunda en az 5 yıl görev yapmış olmak" cümlesinin, 15. maddesinin 4. fıkrasındaki; "altı aylık süreyi aşmamak üzere" ibaresinin iptali istenilmiştir.

DAİRE KARARININ ÖZETİ:

Danıştay İkinci Dairesinin 25/03/2019 tarih ve E:2015/10299, K:2019/1440 sayılı kararıyla;

Yönetmeliğin 5. maddesinin (d) İdari Hizmetler Grubunda 2. sırada yer alması gereken "şoför" ibaresinin 3. sırada yer alması yönündeki düzenlemenin iptali istemine ilişkin olarak;

Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin 4. maddesinde; "Aynı düzey görev: Kurumların, hiyerarşi, görev yetki ve sorumluluk açısından aynı grupta ya da grup içinde alt gruplar olması halinde aynı alt grupta gösterdikleri görevleri.... ifade eder." şeklinde düzenlemenin yer aldığı, şoför kadrosunun, 657 sayılı Yasa uyarınca genel idari hizmetler sınıfında yer alması sebebiyle, Kurum Yönetmeliğinde anılan kadroya idari hizmetler grubunda yer verildiği, hizmet grubu içerisindeki alt grupların belirlenmesi hususunda, Genel Yönetmelik ile kurumlara tanınan takdir yetkisi çerçevesinde düzenleme yapılmış olduğu göz önünde bulundurulduğunda, anılan düzenlemede hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık görülmediği,

Yönetmeliğin 8. maddesinin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinin 2. alt bendinde, (ç) bendinin 4. alt bendinde ve (e), (f) bentlerinin 3. alt bendinde yer alan; "En az 1 yıl Kurumda olmak üzere Devlet memurluğunda en az 5 yıl görev yapmış olmak" cümlesinin iptali istemine ilişkin olarak;

Kamu kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmeliğin "Hizmet Süresi" başlıklı 6. maddesinde, "Kurumlar görevin niteliği itibarıyla görevde yükselme suretiyle atanacak personel için bulunduğu kurumda veya diğer kurumlarda alt görevlerde çalışmış olma şartı ve süresi arar. İlan edilen kadro veya pozisyon için bu şartı sağlayan personel bulunmaması durumu hariç olmak üzere bu sürelerin en az altı ayının atamanın yapılacağı kurumda geçirilmiş olması esastır. Kurumlar atanılacak görevin niteliği itibariyle aranacak hizmet sürelerini Devlet Memurları Kanununun 68. maddesinin (B) bendi hükümlerine göre değerlendirerek kendi kurumlarında ve diğer kurumlarda geçen süreleri dikkate alarak belirler." hükmünün yer aldığı,

Buna göre, kurumlara, memurların üst görevlere yükselmesini belirli koşullara bağlama ve atanacaklarda aranacak genel ve özel koşulları belirleme konusunda takdir yetkisi tanınmış olup, üst görevlere yükselme konusunda belli eğitim düzeyine ve niteliğe sahip olma yanında, atanılacak görevin gerektirdiği tecrübe, birikim gibi özellikler yönünden, dava konusu düzenleme ile Kurumda ve memuriyette belli bir süre çalışmış olma koşulunun getirilmesinde Genel Yönetmelik ve hizmet gereklerine aykırılık görülmediği,

Yönetmeliğin 15. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, "altı aylık süreyi aşmamak üzere" ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak;

Genel Yönetmeliğin "Görevde Yükselme Suretiyle Atanma" başlıklı 12/C maddesinde yer alan hükümlere uyumlu şekilde düzenlendiği göz önüne alındığında, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, Yönetmeliğin 20. maddesinin (a) bendine göre; aynı hizmet grubunda kalmak kaydıyla atama yapılacak kadronun gerektirdiği genel ve özel şartları taşıyanların, aynı alt gruptaki diğer kadrolara veya daha alt düzey kadrolara sınavsız atanabildikleri, bu nedenle memur unvanlıların, bilgisayar işletmeni, veri hazırlama ve kontrol işletmeni gibi kadrolara sınavsız geçebildikleri, ancak şoför unvanlıların, Yönetmeliğin 8. maddesinin (e) bendinde aranan koşulları taşıyor olsa dahi bu unvanlara sınavsız geçemedikleri, 5 yıllık süre şartının makul bir süre olmadığı, mevcut bürokratik yavaşlık ile Bakanlığın 6 aylık sürede ek yerleştirmeyi yetiştirmesinin sorun olacağı, müteakip sınava kadar ek yerleştirmeler yapılabilmeli iken, altı ay gibi kısa bir sürenin öngörülmüş olma nedeninin anlaşılamadığı, bu nedenlerle Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay İkinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay İkinci Dairesinin temyize konu 25/03/2019 tarih ve E:2015/10299, K:2019/1440 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 22/10/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.