T.C. D A N I Ş T A Y İKİNCİ DAİRE

Esas No : 2016/12956 Karar No : 2017/7768

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Dava Daireleri arasındaki işbölümünün belirlendiği Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 gün ve K:2016/32 sayılı kararına istinaden Dairemize iletilen dosyada işin gereği düşünüldü:

Dava, ....de aile hekimi olarak görev yapan davacının, aile hekimliği sözleşmesinin, 15/01/2013 tarihinden itibaren feshedilmesine ilişkin 11/01/2013 tarihli işlemin iptali ile mahrum kalınan parasal hakların, hak ediş tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

İzmir 2. İdare Mahkemesince verilen 10/12/2013 günlü, E:2013/368; K:2013/2310 sayılı kararla; davacı hakkında kazanç getirici başka iş yapma yasağına aykırı davrandığından bahisle yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen ve dava konusu işlemin dayanağını teşkil eden 17/12/2012 tarihli, 2407 sayılı inceleme raporunda, davacının menfaat temin ettiği, kazanç elde ettiği hususlarının, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulamadığı; raporda yer alan davacı ile aynı yerde çalışanların ifadelerinden, davacının belli firmaya ait ürünlerin satışını yapmadığının anlaşıldığı; davacının çalıştığı iddia edilen firma ile davacının eşi arasında 21/12/2011 tarihinde imzalanmış franchise ortaklık sözleşmesinin bulunduğu; söz konusu firmanın ürünlerinin tanıtımı için 31/03/3012 tarihinde yapılan toplantının organizasyonuna ilişkin faturanın anılan firma adına düzenlendiği; organizasyon bilgi aktarım formunda davacı ile birlikte eşinin de yetkili kişi olarak gösterilmesinin, ilgili firma ile davacının eşi arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı anlaşıldığından, davacının fiillerinin Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinde düzenlenen ''Kazanç Getirici Başka İş Yapma Yasağı'' kapsamında görülmediği; kaldı ki davacının sübut bulan fiillerinin karşılığı olarak yasal mevzuatta öngörülen ihtar puanı ile de cezalandırabileceğinin tartışmasız olduğu; davacının sözleşmesinin, anılan Yönetmeliğin 13/c maddesi uyarınca, 15/01/2013 tarihinden itibaren feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve yasal mevzuat hükümlerine uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline; davacının mahrum kaldığı parasal hakların, dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmiştir.

Davalı idarenin temyiz başvurusu, Danıştay Beşinci Dairesinin 07/06/2016 günlü, E:2014/2550, K:2016/3666 sayılı kararıyla reddedilmiş ve Mahkeme Kararı onanmıştır.

Davalı İdare, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğunu ileri sürerek Danıştay Beşinci Dairesinin söz konusu kararının düzeltilmesini ve Mahkeme kararının bozulmasını istemektedir.

Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdare Yargılama Usulü Kanununun düzeltilmesi talep edilen kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte olan 54. maddesinin 1/c fıkrasına uygun bulunduğundan karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Beşinci Dairesinin 07/06/2016 günlü, E:2014/2550, K:2016/3666 uyuşmazlığın esası yeniden incelendi.

Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin ''Kazanç Getirici Başka İş Yapma Yasağı'' başlıklı 7. maddesinde; sözleşmeli olarak çalıştırılan aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının, bu görevleri dışında, bilimsel faaliyetler ve telif hakları hariç olmak üzere, mesleklerinin icrasından menfaat temin edemeyecekleri, sanatsal ve sportif faaliyetler dışında esnaf veya tacir sayılmayı gerektiren herhangi bir faaliyette bulunamayacakları, herhangi bir yerde hizmet akdi ile çalışamayacakları, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamayacakları, ticari mümessil, ticari vekil, kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirketlerde komandite ortak olamayacakları, 13. maddesinin (c) bendinde ise; 7. maddede belirtilen faaliyetlerde bulunulduğunun tespit edilmesi halinde sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimi ve aile sağlığı elemanının sözleşmesinin, vali tarafından herhangi bir ihbar veya ikaza gerek duyulmadan sona erdirileceği kurala bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; .... Değerlendirme Şube Müdürlüğüne gelen ihbar üzerine, 31/03/2012 tarihli fotoğraflarda yer alan davacının ... firmasının ... Otelde düzenlediği toplantıda ürün tanıtımı ve toplantı organizasyonu yaptığı iddiasının araştırılması amacıyla 22/11/2012 tarihinde inceleme başlatıldığı, inceleme neticesinde düzenlenen 17/12/2012 tarihli, 2407 sayılı inceleme raporu ile davacının, .... Şti. adına 31/03/2012 tarihinde .... Otel/...'de düzenlediği toplantıda ''Toplantı Organizasyonu" yaptığı, konuşmacı olarak sunum yaptığı, Otel ile 24/03/2012 tarihli sözleşmeyi imzaladığı, 31/03/2012 tarih ve 287330 sayılı .../.../... adına düzenlenmiş fatura bedelinin 450 TL'lık kısmını kendi kredi kartından ödediği göz önüne alınarak Şirketi müessesesi adına kazanç getirici faaliyetlerde bulunduğu kanaatine varılarak

Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 13/c maddesi uyarınca işlem yapılmasının teklif edildiği, getirilen teklif uyarınca tesis edilen 14/01/2013 olur tarihli işlem ile davacının sözleşmesinin 15/01/2013 tarihinden itibaren feshedilmesi üzerine temyizen İncelenmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda; yukarıda sözü edilen raporla tespit edilen fiilleri, Yönetmeliğin 7. maddesinde düzenlenen ''Kazanç Getirici Başka İş Yapma Yasağı'' kapsamında bulunan davacının sözleşmesinin, Aile Hekimliği Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ile Sözleşme Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 13/c maddesi uyarınca, 15/01/2013 tarihinden itibaren feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık; işlemin iptali ile davacının mahrum kaldığı parasal hakların, dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine hükmedilmesi yolundaki Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, İzmir 2. İdare Mahkemesince verilen 10/12/2013 günlü, E:2013/368; K:2013/2310 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun temyize konu kararın verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan haliyle 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanunladeğişik3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 11/12/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Editör: Haber Merkezi