Dava konusu olayda, davacı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniğinde 2547 sayılı Kanuna tabi olarak Uzman Doktor olarak görev yapmakta iken, Uzman kadrolarının 7100 sayılı Kanunla kaldırılması ile birlikte halen Öğretim Görevlisi olarak görevine devam etmektedir.

2020 Ocak Zamlı Nöbet Ücretleri Belli Oldu (657) öğrenmek için tıklayınız.

Davacı, göğüs cerrahisi uzmanı olarak tuttuğu acil, yoğun bakım ve icap nöbetlerine ilişkin nöbet ücretlerinin ödenmesi talebiyle Ege Üniversitesi Rektörlüğüne başvuruda bulunmuştur. İdare, başvuruya süresinde cevap vermemiştir.

Bu konu hakkında idare mahkemesi nezdinde açılan davayı Uzman doktor kazanmıştır. İdarenin konuyu istinafa taşıması sonrasında ise, 2547 sayılı Kanuna tabi personelin 657 sayılı Kanunda yer alan nöbet ücreti ödenecek personel arasında yer almadığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık görmeyerek davanın reddine karar vermiştir.

Davacının bireysel başvuru sonrasında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararda özetle;

1- 2547 sayılı Kanuna tabi olarak Öğretim Görevlisi olarak görev yapan davacının haftalık çalışma saatleri dışında uzman doktor olarak acil, yoğun bakım ve icap nöbetleri tuttuğu, ancak davacı ile aynı şekilde haftalık çalışma süresi dışında normal, acil veya branş nöbeti tutan 657 sayılı Kanuna tabi memurlar ve sözleşmeli personel ile 2547 sayılı Kanuna tabi tıpta uzmanlık öğrencilerine nöbet ücreti ödenirken, 2547 sayılı Kanuna tabi uzman doktor olarak görev yapan davacıya nöbet ücretinin ödenmediği,

2- Kamu personeli hakkında yerine getirilen hizmetin şartları ile mali hakların belirlenmesine ilişkin farklı düzenlemelerin yapılmasının söz konusu olabileceği; ancak dava konusu olayda aynı nitelikte kamu hizmeti veren ve uzman doktorların da dahil olduğu 657 sayılı Kanuna tabi personel ile 2547 sayılı Kanuna tabi tıpta uzmanlık öğrencilerine, ayrıca Sağlık Bakanlığı ile üniversitelerce birlikte kullanılan sağlık tesislerinde nöbet tutan 2547 sayılı Kanuna tabi öğretim üyelerine nöbet ücreti ödenirken, üniversite hastanelerinde 2547 sayılı Kanuna tabi olarak çalışan uzman doktorlara nöbet ücreti ödenmemesinin nesnel ve makul bir gerekçeye dayanmadığı,

3- Kamu otoritesinin ortaya çıkardığı farklılığının davacının mülkiyet hakkına yönelik ayrımcı bir muameleye yol açtığı görülerek;

Anayasa'nın 10 uncu maddesinde güvence altına ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar verilmiştir.

Anaya Mahkemesinin 2.8.2019 tarih ve BB 80/19 sayılı basın açıklaması;

Uzman Doktora Nöbet Ücreti Ödenmemesi Nedeniyle Ayrımcılık Yasağının İhlal Edilmesi

Olaylar 

Başvurucu, bir üniversite hastanesinde uzman doktor olarak görev yapmaktadır. Başvurucu; tuttuğu acil, yoğun bakım ve icap nöbetlerine ilişkin nöbet ücretlerinin ödenmesi talebiyle Üniversite Rektörlüğüne (İdare) başvuruda bulunmuştur. İdare, başvuruya süresinde cevap vermemiştir. Başvurucu, söz konusu idari işleme karşı İdare Mahkemesinde (Mahkeme) iptal davası açmıştır. Mahkeme ödenmeyen nöbet ücretlerinin yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar vermiştir. İstinaf incelemesi sonucunda Bölge İdare Mahkemesi kesin olarak davanın reddine ve davacıya nöbet ücreti ödenmesinin mümkün olmadığına hükmetmiştir.

İddialar 

Başvurucu, acil, yoğun bakım ve icap nöbetlerine tabi diğer personele nöbet ücreti ödenmesine rağmen, bazı uzman doktorlara nöbet ücreti ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkı bağlamında ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi 

Mülkiyet hakkı bağlamında ayrımcılık iddiasının incelenmesinde öncelikle Anayasa'nın 10. maddesi çerçevesinde benzer sebebin ve farklı muamelenin mevcut olup olmadığı tespit edilip, bu bağlamda aynı ya da benzer durumdaki kişiler arasında mülkiyet hakkına müdahale bakımından farklılık gözetilip gözetilmediği belirlenmiştir. Bundan sonra farklı muamelenin objektif ve makul bir temele dayanıp dayanmadığı ve müdahalenin ölçülü olup olmadığı sorgulanarak sonuca varılmıştır.

Somut olayda 2547 sayılı Kanun hükümlerine tabi uzman doktor olarak görev yapan başvurucuya tuttuğu acil, yoğun bakım ve icap nöbetlerine ilişkin olarak 657 sayılı Kanun'un ek 33. maddesinde yer alan hüküm gerekçe gösterilerek nöbet ücretleri ödenmemiştir.

Bu aşamada Sağlık Bakanlığına bağlı merkezlerde nöbet tutan (uzman doktorlar da dâhil) tüm memurlar ile sözleşmeli personelin nöbet ücretinden yararlandığı görülmektedir. Üniversitelerin yataklı tedavi kurumlarında ise 2547 sayılı Kanun'a tabi tıpta uzmanlık öğrencilerine, diğer memur ve sağlık personeline nöbet ücreti ödenmektedir. Bunun yanı sıra Sağlık Bakanlığına bağlı olmakla birlikte üniversitelerce birlikte kullanılan sağlık tesislerinde nöbet tutan öğretim üyelerine de nöbet ücreti ödenmesine ilişkin bir düzenleme olduğu görülmektedir.

Bu durumda aynı sağlık kuruluşlarında nöbet hizmetine tabi olup nöbet ücretine hak kazanan kişilerin karşılaştırma yapmaya müsait olacak şekilde benzer durumda oldukları açıktır. Öte yandan yukarıda değinilen ilgili düzenlemelere göre diğer sağlık personeline nöbet ücreti ödenip 2547 sayılı Kanun'a tabi olarak çalışan uzman doktorlara ödenmemesinin farklı muamele teşkil ettiği de kuşkusuzdur. Bu durumun nesnel ve makul bir gerekçeye dayandırılmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığı görülmüştür.

Sonuç olarak somut olayın koşulları altında 657 sayılı Kanun'a tabi uzman doktorlar ile 2547 sayılı Kanun'a tabi uzman doktorlar arasında nöbet ücreti yönünden bir farklılık yaratıldığı dikkate alındığında bu durumun mülkiyet hakkına yönelik ayrımcı bir muameleye yol açtığı anlaşılmıştır. Bu şekilde objektif ve makul bir gerekçe gösterilmeden mülkiyet hakkına yapılan ayrımcı müdahale nedeniyle başvurucuya aşırı bir külfet yüklenmesine yol açılmıştır. Dolayısıyla başvuru konusu olayda mülkiyet hakkı bağlamında ayrımcılık yasağının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle, mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak Anayasa’nın 10. maddesinde güvence altına alınan ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine karar vermiştir.