Bir çok avukatın kışkırtmasıyla hekimlere yönelik açılan tazminat davaları sonrasında doktorlar tazminat korkusundan adeta ameliyat yapamaz olmuştu. Hekim hatası kaynaklı davaların iki liralık ya da 5 - 10 liralık enjeksiyon için bile hekimlere 3 - 4 milyonluk tazminat davası açılması haline dönüşmesini Hürriyet yazarı Noyan Doğan köşesine taşıdı.

Malpraktis davalarında bir başka sorun ise bu davaların ihtisas mahkemelerinde değil de tüketici mahkemelerinde görüşülüyor ve bu mahkemelerin de 5-10 milyon liralık tazminatlara hükmediyor olması. Bir başka sorun da bu davaların uzun sürmesi. Öyle ki, dava süresi 10 yıla kadar uzuyor ve hakkında dava açılmış bir doktor 10 yıl boyunca görevini bu davanın gölgesinde sürdürüyor. Doktorları bu tür tazminatlardan koruyan bir sigorta yok mu? Özel, devlet hastanelerinde çalışan doktorlar, hastanın vefatı ya da sakat kalması sonucu kendilerinden talep edilecek maddi, manevi tazminat taleplerine karşı hekim sorumluluk sigortası ile zorunlu olarak sigortalanıyor. Ancak, sigortadan hasta yakınlarına ödenecek tazminat tutarı, doktorların uzmanlık alanlarına göre 200 bin lira ile 800 bin lira arasına değişiyor. Yani, sigortanın tazminat tutarı, mahkemelerin hükmettiği 3-5 milyon ya da 10 milyon liralık tazminatları karşılamaya yetmiyor.

TAZMİNATI DEVLET ÖDEYECEK

İşte, bu konuda yeni bir düzenleme yapıldı. Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi yasalaştı ve bu yasanın içinde malpraktis davaları ile ilgili de hüküm var. Nedir bunlar? Kısaca değineyim. Öncelikle, Sağlık Bakanlığı bünyesinde malpraktis davaları için Mesleki Sorumluluk Kurulu kurulacak. Kamu, özel, üniversite hastaneleri dahil diş hekimleri ile sağlık mensupları hakkındaki şikayetler bu Kurul’da görüşülecek ve şikayet konusunun malpraktise konu olup olmadığına karar verilecek. Daha açık şöyle anlatayım. Doktor hatasından dolayı mağdur olduğunu iddia eden vatandaş, hemen mahkemeye koşup malpraktis davası açamayacak; önce Mesleki Sorumluluk Kurulu’na başvuracak. Kurul, şikayetin, malpraktis davasına konu olup olmadığına karar verecek. Şikayet malpraktis davasına konu ise vatandaş mahkemeye başvurup, doktor aleyhine dava açabilecek; yok, Kurul, ‘bu malpraktisin konusuna girmiyor’ diyorsa, gelen şikayeti reddedecek. Peki, bundan sonra ne olacak? Eğer şikayete konu olay, hekimin hatasından kaynaklanıyorsa ve bu nedenle de dava açılır, tazminata hükmedilirse, tazminat kaç lira olursa olsun yapılan hata kasıtlı olmadığı sürece tazminatın tamamını devlet üstlenecek. Yeni düzenleme ile halen devam eden malpraktis davaları da bu kapsamda değerlendirilecek ve kasıt olmadığı sürece yine tazminatı devlet ödeyecek.

ÖZEL HASTANELERİ KAPSAMIYOR

Sorun çözüldü mü? Kısmen çözüldü. Kamu, özel ayrımı olmadan tüm sağlık çalışanlarına açılacak malpraktis davalarının önce Mesleki Sorumluluk Kurulu’nda görüşülecek olması önemli bir gelişme. Böylece doktor hatası malpraktis konusu mu, değil mi belli olacak; mahkemelerdeki dava yükü hafifleyecek, hekimler haksız yere suçlanmayacak. Kamu kurum ve kuruluşları ile devlet hastanelerinde görev yapan sağlık çalışanlarının tazminatını devletin üstlenmesi de olumlu ancak bu durum özel hastanelerde görev yapan sağlık çalışanlarını kapsamıyor. Yani, bu düzenleme, özel doktorların tazminat sorununu çözmüyor. Mahkemeler yine doktorlar için milyonlarca lira tazminata hükmedebilir ve bu tazminatı da doktorlar ödemek durumunda. Açıkçası, özel sağlık kurumlarında çalışan sağlık personeli için de bir düzenleme gerekiyor. Elbette, bu kesimin de tazminatlarını devlet karşılamayacak, bu mümkün değil ama başka formüller bulunabilir. Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat ile yeni düzenlemeyi konuşup, nasıl bulduğunu sordum. Bahat, Mesleki Sorumluluk Kurulu’nun çok doğru bir uygulama olduğunu söylüyor ama tazminatın devlet tarafından ödenmesinin ise Sağlık Bakanlığı’na büyük yük getireceğini savunuyor. Bahat, bu düzenlemenin, özel sektörde hekimi fakirleştirici, orta ve küçük hastaneleri de iflasa sürükleyici tazminatların önünü kapatmayacağını ifade ederek, hem hekimlerin, hem hastane sahiplerinin belki de kamunun iştirak edeceği bir havuz kurularak, özel sektörde çalışanların da sorunun çözülmesi gerektiğini vurguluyor.

Editör: Haber Merkezi