Vali Bektaş ne demişti: “Zonguldak’ta 137 sağlık çalışanı Corona Virüse yakalandı.

Sağlık çalışanlarının yemek ve servis ihtiyaçlarını karşıladık.

Ama onlar kendilerini koruyamadılar, sağlık çalışanları bize yük olmuştur.

Aralarındaki ilişkiler yüzünden hastalık yayıldı...”

Vali Beyin bu açıklamaları ilk Pusula Gazetesi'nde okundu.

Sonra olay patladı, Vali Bey twitterda birinci sıraya oturdu ve Türkiye gündemine oturdu.

Sağlıkçılar Vali Bektaş’a çok sert bir şekilde tavırlarını koydular, haklılar da...

Sadece sağlıkçılar mı? Bütün kesimlerden Valiye tepkiler çığ gibi büyüdü.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım, o basın toplantısı öncesine gidelim.

Vali Bey, sağlıkçıların Polisevi'ndeki yemek sorununu çözdü basın olarak teşekkür ettik.

Vali Bey, Ereğli’den Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne gelen çalışanlar için servis aracı ayarladı.

Yine bu köşelerden, Pusula Gazetesi’nden basın olarak kendisine teşekkür ettik.

Eee ne oldu sonra? Sayın Valim bunları sağlıkçıların yüzüne vurdunuz, hiç oldu mu?

Sağlıkçılara, “Bize yük oldular" derken sağınızda İl Sağlık Müdürü Dr. Ertuğrul Güner, solunuzda da Zonguldak Belediye Başkanı Dr. Ömer Selim Alan vardı.

Hiç sesiniz de titremedi valla, yanınızda iki doktor varken...

Sağlıkçılara bu süreçte ne kadar minnettar olsak yine yetmez.

Onlar olmasa, kendilerini Coronalıların önüne atmasalar, siz Sayın Valim, biz, bir sürü insan ne yapardı?

“Corona bulaşmasın” diye evlatlarını, anne babasını göremeyen sağlıkçılar var.

En yakın örneğini ben yaşıyorum: Kardeşim sağlıkçı, 2 aydır çocukları ile bir araya gelemiyor.

Her gün ağlıyor... Onlar her gün böyle üzülürken bu suçlamalar onlara reva değildi.

Biz takdir edilmesi gereken yerde takdir etmesini biliriz.

Ama siz her şeyi o sözlerinizle berbat ettiniz.

Bir de filyasyon çalışmasında İl Sağlık Müdürü Ertuğrul Güner’in bir başarısı olmadığını yüzüne söylemeniz ayrı bir handikap.

Filyasyon başarısını emniyet güçlerine bağladınız.

Corona Virüs sürecinde İl Sağlık Müdürü Ertuğrul Güner ve Atatürk Devlet Hastanesi Başhekimi Hasan Tosun’un büyük başarıları var.

Güner, Tosun ve mesai arkadaşları Corona Virüs olmuş, kim bilir ne kadar üzülüyorlardır, hiç bunu düşündünüz mü?

Çıktınız özür dilediniz ama ok yaydan çoktan fırlamıştı.

Artık bundan sonra süreç nasıl işler, kendinizi nasıl affettirirsiniz.

Sizi sıkıntılı bir dönem bekliyor...

‘Dövüldük, sövüldük, öldürüldük’

Vali Erdoğan Bektaş'ın sağlıkçılara yaptığı suçlamalara inat bu yazıyı bir daha paylaşmak istiyorum:

 “Alkış sesleri geliyor dışarıdan. Bir ölüm senfonisini dinler gibi dinliyorum.

Korkmuyoruz, ölüm bizi iyi bilir. Çok kişi aldık onun elinden.

Sizin için de savaşacak gücümüz var.

 O alkışları nöbette, hastane balkonundan duymak, izlemek! Allah’ım dedim, bugünleri de gördük ya, bizi alkışlıyorlar. Birbirimize sarıldık ve ağladık.

- Dövüldük, sövüldük, öldürüldük, sürüldük. İlk kez alkışlanıyoruz.

Alışık değiliz. Nasıl tepki verilir? Ne yazılır? Bilemedim. İnsan alkış dinler mi? Başa alıp alıp dinledim.

- Bir sağlık çalışanı olarak alkışa ihtiyacım yok! Koruyucu ekipmana, yoğun bakım yatağı ve vantilatöre ve duyarlı bir halka ihtiyacım var.

Ellerimizi yıkayalım ve evimizden çıkmayalım.”

Öznur Güneş/pusulagazetesi.com.tr