Köşe yazarı Lale Akasoy sağlık sisteminde sözleşmeli yöneticilik sistemine girilmesi ile beraber hastanelerde artan mobbing, tehdit, hakaret ve şiddet olaylarına idkkat çekerek hiç hak etmedikleri makamlara getirilen sözleşmeli yöneticileri ele aldı.

Söz konusu programla sözleşmeli yöneticiler (ben onlara “memur kralcıklar!” diyorum…) hiç hak etmedikleri makamların başına getirilince…

“Ben neymişim be abi!” edasında birden ego patlaması yaşadılar…

(Kendini bilen liyakatli yöneticileri ayrı tutuyorum elbette…)

İşte o günden günümüze kadar gelen süreçte sağlık çalışanlarında “Çile bülbülüm çile…” dönemi başladı ve yıllardır hızını hiç kesmeden de devam ediyor bu durum…

Liyakat miyakat hak getire…

Kimin gücü, kime yeterse…

***

İlimizde bazı merkez ve ilçe kamu hastanelerinde sırf bu torpilli idareci ve yöneticiler yüzünden birçok sağlık çalışanı haksızlığa uğradı, mobinge maruz kaldı…

Mali ve özlük hakları konularında sıkıntı çeken sağlık çalışanları, yapılan bu uygulamalara da tahammüllerinin kalmadığını söylüyorlar…

Ben demiyorum onlar telefonla arayıp, mesaj gönderip paylaşıyorlar yaşadıklarını…

Bazen ağlayarak, bazen öfkelenerek, bazen de korkarak…

“Adımı vermezseniz sevinirim Lale hanın. Bunların ne yapacağı belli olmaz!” diyorlar…

Evet, korkuyorlar ve geleceğe dair kaygıları var…

***

Biliyorsunuz, bazı hastanelerin adını vererek bazı personelin yaşadığı sıkıntıları aktarıyorum bu sütunlardan…

Ve…

Her defasında yazımın sonunda yer alan yorum bölümünde ”Kestel Devlet Hastanesi’nde yaşananları niçin yazmıyorsunuz, kimi koruyorsunuz?” diye ifadeler yer alıyor…

Kestel Devlet Hastanesi yöneticileri ile ilgili o kadar çok şikayet var ki!

İdari Mali Hizmetleri’nden tutun, Sağlık Bakım Hizmetleri’ne ve diğer birim sorumlularına bağlı çalışan her emekçi dertli…

Bir dokun bin ah işit!

Geçtiğimiz haftalarda bir çalışanın kendini bıçakladığı haberi geldi…

Araştırdım, kendisiyle de görüştüm…

İlaç kullanıyormuş ve ailevi nedenlerinden dolayı bunalıma girmiş…

***

Bir personel de evine yakın bir sağlık kurumunda çalışmak istemiş, ilgili birimlere dilekçe vermiş ama kabul edilmemiş, daha sonra yargıya başvurmuş mahkeme kararı ile başka bir sağlık kurumunda görev yapıyor.

Aslında evine yakın bir sağlık kurumu istemesi bahanesiydi…

Kendisiyle telefonda konuştum, “Çok mobinge maruz kaldım. Korkuyorum!” dedi.

Mobinge uğradığı iddia edilen bir diğer sağlık çalışanı da becayiş yaparak başka sağlık kurumuna geçti…

Hangi birini yazayım, örnekler o kadar çok ki…

Ez cümle: Kestel Devlet Hastanesi’nde çalışan sağlık emekçilerinin çoğu mutsuz!

***

Şimdi…

Sorumlular ve sağlık yöneticileri , “Niye konuştun, kim söyledi?” şeklinde “cadı avı” başlatacağına, sözel şiddete maruz kalan bu insanlara neler yaşadıklarını, niye böyle olduğunu bir sorsunlar.

Baskı yapmaktan, insanları ezmekten bi vazgeçin artık!

Ben görevimi yaptım, iddiaları gündeme getirdim…

Artık kim üstüne alırsa…

Söyleyeceğim tek şey kamu sağlık kurumlarındaki bu sözleşmeli yöneticilik dönemi sona erdirilmeli…

Ya da “Ali kıran baş kesen!” rolünü severek ve isteyerek oynayan bazı idareci ve yöneticilerin sözleşmeleri fesh edilerek yerlerine liyakatli kişiler getirilmeli…

Yoksa…

Buyurun…

Lale Akasoy-Bursa Duysun

Editör: Haber Merkezi