Metrepol olarak ifade edilen İstanbul, İzmir gibi illerde bir sendikaya bağlı olarak iki yada daha fazla şube bulunabilmekte. Ancak aynı sendikaya bağlı iki şube arasında dahi Sözleşmeli Yönetici atamaları konusunda görüş farklılıkları ortaya çıkmakta. Bir şube başkanı atamalar için il sağlık müdürüne teşekkür ederken diğer şube başkanı  atamalarda liyakatın olmadığını savunmakta.Yani farklı görüşten bahsetmiyoruz. Aslında bu sorun şuan da tüm ülkede yaşanan sözleşmeli atamalrında var. Başta Sağlık çalışanları yapılan atamalara  evet hakkı ile oldu layıkı ile oldu diyemiyor. Nedenlerini Maddeleştirelim.

  • Öncelik ile bir sınavın olmaması
  • Bir müracaat döneminin olmaması
  • Karne puanları etkili olacak denmesine karşı puanı düşen ilde Sağlık Müdürü başta olmak üzere sözleşme imzalanmaya devam edilmesi
  • Sözleşmeli yönetici olarak atananlar arasında bulunan akrabalık ilişkileri
  • Sözleşmeli Yönetici olarak atananlardan bazılarının sendika yönetim kurulu üyelerinin olması
  • Atanan sözleşmeli yöneticinin atandığı alan ile ilgili hiç bir bilgi ve tecrübesinin olmaması
  • Kurum dışından yapılan atamalar

Bu sıralamayı uzatmak mümkün. Ancak temel kriter bunlar. O nedenle sağlık çalışanları artık bir sözleşmeli yönetici atandığında olaya çok farklı bakar hale geldi. Sadece mesaisi bir an önce bitsin ve çalıştıgı kurumdan ayrılsın istiyor. 

Kısacası Sözleşmeli Yönetici atamalarında tek kriterin lians mezunu olmak olarak belirlendiği bir sistemde liyakat kavgası bitmez. Liyakat kime göre neye göre.

Kriterlerin net oldugu, müracaatın olduğu bir sınavın oldugu durumda sağlıkta şuan yaşanan sistemsel sorunların en az yarısı çözüme kavuşur.Sağlık çalışanları umut ile o günler beklemkete.