Üye sayılarıyla sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğunun sorumluluğunu taşıyan sendikaların hiçbir sesini çıkarmadığı ek ödeme yönetmeliği hekim haricindeki sağlık personeline taban ek ödeme olarak 732 TL ödemeyi reva görmeye devam ediyor.

2 büyük sendikanın gündeminde neredeyse olmayan ek ödeme yönetmeliği özellikle başhekimlere verilen ve nasıl kullanılacağı bilinmeyen ödüllendirme yetkisi ile tartışma konusu oldu.

Atanmasında Kriter Olmayan Yönetici Ödüllendirmede ki Kriteri Ne Olacak?

Peki bu yetkiyi elinde bulunduran sözleşmeli yöneticinin atanma kriterini sağlık camiasında bilen var mı? Atanmasında bir kriter olmayan sözleşmeli yönetici ödüllendirme de nasıl bir kriter güdeceği de ayrı bir merak konusu.

Bulunduğu kadronun 2 katına yakın maaş alan, sağlık personelime “0” TL ek ödeme tahakkuk ederken sesi çıkmayan, duymayan, görmeyen sözleşmeli yönetici hangi kriterler ışığında personelini ödüllendirece?

Mutlu azınlığın bugünlerde gündemide başka. Sivil Toplum Kuruluşları ile işbirliğine giderek kendi maaşlarında iyileştirme yapılması için faaliyete başladıkları biliniyor. Tabii ki dillerinden de “bu maaşa bu iş yapılmaz” “Canım çalışmak istemiyor” “bunları sonra konuşalım”, “zaten iyileştirme yapmazlarsa istifa edeceğim” sözleri nakarat halinde hep birlikte tekrar ediyorlar.

Atanma Kriteri Getirilmeyecek mi?

Hiçbir sorumluluk almadan, sözleşmeli yönetici olarak çalışma anlayışını da “canım çalışmak istemiyor” ya da “bu maaşa bu iş yapılmaz” diyerek yürüten bu mutlu azınlığa hala bir atanma kriteri getirilmeyecek mi?

Sağlık personelinin kurum aidiyetine en büyük darbeyi mutlu azınlık olarak nitelendirilen sözleşmeli idareciler vurmuştur.

Sizden Daha İyi Yürütür!

Mutlu azınlık unutmasın ki; devletin kurumları emin olun çok güzel işlerini yürütür. Hatta siz olmadan demoralize olmayacakları için sizden çok daha iyi yürütür

Sendikalar sağlık personelinin sesini duymamaya gayret ederken sözleşmeli yönetici maaşların da iyileştirme yapılması için çoktan faaliyete geçmiş olsalar da hiçbir kriteri olmadan başarılı olmadan, bulundukları kadrodan 2 katı fazla maaş almak onların hakkı değil.

Akşama kadar odalarında çay, soda içip, mesai saatlerinde dizi izlemek tabii ki kolay iş değil (işini düzgün yapanlara sözümüz yok)

Referans Merkezleriyle Arayı İyi Tutmak Kolay Değil!

Her sözleşme dönemi öncesinde “tekrar benimle sözleşme imzalayacaklar mı” diye düşünerek referans merkezleriyle iyi olmakta her babayiğidin harcı olmasa gerek

Bir de yeni moda çıkardılar. “Bu paraya bu sorumluluk alınmaz.” Tek bir satın alma evrakında müdür, müdür yardımcısı ve satın alma çalışanın olmadığı satın alımlar yapılıyor. Özellikle doğrudan teminlerde sadece çalışanlara imza attırılıyor.

Satın almaların muayene kısımlarında ise tek bir sözleşmeli yöneticinin olmadığı satın almaların olduğu biliniyor.

Hastanede iş aksamasın diye sorumluluk alan, risk alan kim oluyor bu durumda?